English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çılgın

Çılgın traducir francés

10,647 traducción paralela
Bu yüzden bay çılgın hava kilidinden dışarı gitti.
C'est pourquoi M. cinglé est sorti par le sas
Çılgınca bir şey yapmayı düşünmüyorsun, değil mi?
Tu n'es pas entrain de penser à faire quelque chose de fou, si?
Onların çılgın fikirlerine aldırma onların görevi halkı korumak, hemşireleri değil.
Ne vous y trompez pas, ils croient que leur travail est de protéger les patients, pas les infirmières.
Turu ektim diye mi çılgın hafta sonunu bastım diye mi sinirlendin?
Attends, es-tu en colère parce que je suis partie, ou que je t'ai surprise pendant ton weekend end de débauche?
Neden biri sana böyle bir şey yapsın dostum? Yani bu çılgınlık, değil mi?
Pourquoi des types vous en veulent comme ça?
Kapının diğer tarafı karanlık ve seni bekleyen şey, çılgınlık. "
"C'est sombre de l'autre côté" "et la folie attend."
Maskeli kanunsuzlar, çılgın Ruslar. Şok tabancamı depodan çıkaracağım illa.
Des justiciers masqués, des cinglés russes, je vais ressortir mon pistolet paralysant.
Mesele aşk olduğunda biraz çılgınca davranmaktan korkmayacak güçlü bir kadın.
Une femme forte, qui n'a pas peur d'être un peu folle quand il s'agit d'amour.
Hatta bir çılgın gece daha geçirmeyi o kadar istiyorum ki ben de hazırlık yaptım.
En fait, je suis tellement motivé pour une nouvelle nuit de folie, que je me suis préparé aussi.
- Kötü. - Sen en çılgın orospu çocuğusun.
Tu es vraiment dingue!
Çılgın adam seni öldürmek mi istiyor?
Ce malade mental veut te tuer?
Sizin gibi çılgın pezevenklerden bıktım usandım artık.
Je vais bientôt en avoir assez des fils de pute dérangés comme vous deux.
İnsan ruhunun en kötü tarafının özü çılgın pezevenklerde bulunmaz.
L'essence du pire qu'il puisse y avoir dans l'esprit humain ne se trouve pas chez les fils de pute dérangés.
Çılgınlık yahu bu.
C'est n'importe quoi!
- Duyduğuma göre baya çılgın şeyler yaşanmış.
- J'ai entendu que c'était la folie là-bas - Oui
Orası bayağı çılgın.
C'est de la folie là-bas.
- Hey. Çılgın bir gece, değil mi?
Une folle nuit?
Farah, bu benim çılgın ablam Ayesha.
Farah, c'est ma folle de sœur, Ayesha.
Herkes parayı babamın bize verdiğini ve bizim inşa ettiğimiz imparatorluğu inşa etmek için çılgın olmak gerektiğini söylüyorlar.
Tout le monde dit que c'est papa qui nous a donné tout cet argent... et qu'il faut être fou pour construire un empire comme nous l'avons fait.
İkimiz de ölürken çılgın bir şeyler yapmak istiyoruz diye düşünmüştüm.
Je pensais que nous deux... on ferait quelque chose de fou pour mourir.
Seçtiğin çılgın hayatı paylaşacak güçlü bir kadın istediğini söylüyorsun ama böyle durumlarda evde kalıp kurabiye yapmamı istiyorsun.
Tu as dit que tu voulais une femme forte pour partager cette vie folle que tu as choisie, mais quand les choses se gâtent, tu veux que je reste à la maison à faire des cookies.
İşin aslı Coulson'ın çılgın planı işe yaradı.
Donc le plan de Coulson a marché.
Sorun olan Coulson'ı tuzağa çeken Skye'ın çılgın babası.
Ce qui ne va pas, c'est le père fou de Sky qui conduit Coulson dans un piège.
Hayır ama çılgın babası tarafından deprem güçleri kazanmak için uzaylı bir şehre gitmesi istenen ilk kişiyim.
Non, juste la première avec un père cinglé qui l'attire dans une cité alien pour obtenir des pouvoirs sismiques. Oui.
Çılgın olanlarına kapılmamasından emin oluyoruz sadece.
Nous évitons juste les plus folles.
Bunun ne kadar çılgınca geldiğinin farkında mısın?
Tu entends à quel point ça semble fou?
Ne çelişkili değil mi? Beni çılgına çeviren aileme olan sevgim miydi?
C'est paradoxal n'est-ce pas... mon amour pour ma famille est ce qui m'a rendu fou?
Çok çılgın bir gün geçirdim!
J'ai eu une journée de dingue!
Van Lunt ve çılgın astrologdan aldığı tavsiye yüzünde kazandığını söyledi. Buna inanabiliyorsan tabii.
Il dit attribuer sa victoire aux conseils de Van Lunt et de son astrologue à la noix, incroyable, non?
Eğlenceli, çılgın bir tip oluyor.
Elle est drôle, sauvage,
Görünürdeki bu çılgınlığın arkasında bir metot var Bay Lambert.
Cette folie apparente a une logique, M. Lambert.
Piyasa aniden belirli bir seviyeye ulaştı. Hatta takaslarla geçen çılgın bir günün ardından biraz olsun yükseldi.
Le marché boursier se stabilise, remontant même après un après-midi d'enfer.
Annesine düşkün bir kız haber vermeden uğrayıp güzeller güzeli annesiyle çılgın vakit geçiremez mi?
Une fille dévouée ne peut pas passer à l'improviste pour faire des folies avec sa magnifique mère?
Buna rağmen cumartesi akşamını annenle çılgın atarak geçiriyorsun.
Et tu es là pour faire des folies - avec ta mère un samedi soir.
Bildiğiniz gibi, Jane yanlışlıkla Rafael'in spermleriyle yapay yoldan döllenmişti, ve o zamandan beri işler iyice çılgın bir hal aldı.
Comme vous le savez, Jane a été accidentellement inséminée avec le sperme de Rafael, et, mon dieu, les choses sont devenues un peu folles depuis.
Çılgın alarm çalıyor.
Ces folles alarmes se sont arrêtées.
Daha çok Çılgın Kayalıklar gibi.
Comme dans Cliffs of Insanity.
Harrison Wells'in çılgın dahi olduğunu düşünen siz misiniz?
Oh, vous êtes le gars qui pense que Harrison Wells est un génie fou?
Çılgın olduğunu söylemedim hiç.
Je n'ai jamais dit qu'il était fou.
Harrison Wells'in çılgın dahi olduğunu düşünen sen misin?
Vous pensez qu'Harrison Wells est une sorte de génie fou?
Çılgın olabilir ama aptal değil.
Il est peut-être fou, mais il n'est pas stupide.
- Çılgın bir bilim adamı sadece.
C'est juste un scientifique fou.
Tam bir çılgın yani. Merhaba, ben Will.
Bonsoir, je m'appelle Will.
Bilirsiniz çılgın değilim.
Vous savez que je ne suis pas folle.
Sean ile aramızdaki her şey mahvoldu ama Phoebe bu kocaman, çılgın dünyada Courtney'i buldu.
Et tu sais quoi? Il se pourrait que j'ai tout gâché avec Sean, mais Phoebe et Courtney se sont trouvés dans cet énorme monde fou.
Fish seni gizemli, çılgın, görkemli katil.
Fish, mystérieuse, dingue, maginifique tueuse.
Çılgınlık kısmını çoktan geride bıraktık sanırım boksör.
Je pense que nous sommes au-delà de la folie, Champion.
Çılgın bir geceydi.
C'était une folle soirée.
Çılgın bilim adamının yerine geçmek için seçmelere katıldım demiş miydim?
La mort rôde! Tu sais que j'ai auditionné pour le scientifique fou?
Çılgın ailemle tanışmalısın.
S'il te plaît, viens... Tu dois rencontrer cette bande de cinglés.
( çılgınca sohbet ) aşağı alın!
Baissez-vous!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]