Çılgınlık traducir francés
2,473 traducción paralela
Çılgınlık bu.
- C'est insensé.
Leslie, bu çılgınlık.
Leslie, c'est dingue.
Bu çılgınlık sona erdi, seni serseri.
Ce délire est terminé, voyou.
Sen ve çılgınlık ayrı şeyler.
- C'est bien ce que je dis.
Hamileydim. Tam bir çılgınlık.
J'étais enceinte, j'étais dingue.
Bu tamamen bir çılgınlık.
C'est absolument incroyable.
Bu çılgınlık.
C'est absurde.
Generaller bunun çılgınlık olduğunu düşündü. Bazıları Diktatörü devirme planları yapmaya başlamıştı.
Ces images de conquérant masquent une profonde préoccupation.
Tabii bunda şöhret arzusunun da payı olmadığını söylemek çılgınlık olur.
Bien sûr, ce serait mentir de dire que je n'avais aucune ambition.
Çılgınlık.
C'est dingue.
Çılgınlık. Sarhoş serserilikleri.
C'est un délire de petites frappes bourrées.
Uzay mekiğinin projesi Çılgınlık bu!
C'est les plans de la navette Colombia.
Bu insana çılgınlık gibi geliyor.
Ça a l'air insensé.
Dünyaya kim olduklarını göstermek büyük bir çılgınlık gerektirir.
Je crois qu'il faut être fou pour montrer au monde comment il est.
- Bu çılgınlık. - Benim geleceğim sensin.
- C'est insensé, Mike.
Bu çılgınlık Mike.
- C'est insensé, Mike.
- Bu çılgınlık.
- C'est délirant!
Bu çılgınlık!
C'est fou!
Bu çılgınlık.
C'est fou.
Söylediğinden de büyük. Bu çılgınlık.
J'veux dire, c'est plus gros que ce que tu disais, c'est une "mania".
Çılgınlık bu.
- C'est une situation démentielle.
Çılgınlık tekrar edecek ve bir sonraki balon da patlayacak.
Sauf réitérer cette folie jusqu'à ce que la prochaine bulle éclate.
Gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini. Zenci sokakların şafağında gördüm onları bozuk kafalarıyla mal ararken.
J'ai vu les plus grands esprits de ma génération détruits par la folie, affamés hystériques nus, se traînant à l'aube dans les rues nègres à la recherche d'une furieuse piqûre, initiés à tête d'ange brûlant
Gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini.
J'ai vu les plus grands esprits de ma génération détruits par la folie,
Bu çılgınlık.
Tu délires complètement.
Bu tam bir çılgınlık olur.
Ça ne mène qu'au pire.
Tamamıyla çılgınlık!
Fabuleux!
Eğer aynı çılgınlık sen de varsa o zaman neden korkuyorsun?
Si tu es fou à lier de quoi as-tu peur?
Tam bir çılgınlık yaşanır.
C'était la folie.
Bunu anımsadığımda, çılgınlık olduğunu görüyorum.
" En y repensant, c'était de la démence.
Hemen peşlerinden gitmeli ve onlara göz kulak olmalıyım ki bir çılgınlık yapmalarına engel olabileyim.
Je vais les suivre, et les protéger contre les débordements de leur délire.
- Çılgınlık etmeyi seviyorsun, öyle mi?
- Tu aimes faire le loco, hein?
- Bu çılgınlık.
- c'est fou.
- Bu çılgınlık!
- C'est une manie!
- Vay be, bu çılgınlık.
Putain... C'est énorme.
Gerçekten mi? Çılgınlık ama aynı eve taşınıyoruz.
- Et je vais même vivre avec lui.
- Bu, çılgınlık.
- C'est de la folie.
İşin doğrusu bütün arkadaşlarım 3.9 milyonun bile kabul etmemin çılgınlık olduğunu düşünüyor.
En fait, j'en ai discuté avec des amis. Ils disent que même en baissant à 3,9 millions, je ferais vraiment une erreur en acceptant.
Bu çılgınlık.
C'est dingue.
- Bobby, bu kesinlikle çılgınlık.
Bobby, tu es fou.
Nabeel, çılgınlık bu, bunu biliyorsun.
Nabeel, c'est insensé, et tu le sais.
Bu çılgınlık.
C'est la folie...
Bütün bu çılgınlık için bir sığınak.
Un refuge de toutes les folies.
Şimdi iyice çılgınlık oldu.
Là, c'est de la folie.
Bu çılgınlık!
C'est de la folie.
Her bahar, binlerce kırmızı benekli yılan burada eş bulma çılgınlığına ortak olmaktadır.
Chaque printemps, ils sont des dizaines de milliers à participer à cette mêlée générale.
Sosyal Mühendisler Obama çılgınlığının sıra sürede biteceğini biliyorlar, b u yüzden insanlık tarihinin en baskıcı polis devleti kontrol şebekesini kurmak için acele ediyorlar.
Les manipulateurs sociaux savent parfaitement que l'engouement pour Obama va vite finir, donc ils se pressent de mettre en place l'état le plus policier et oppressif de l'histoire.
Bu çılgınlık.
C'est insensé!
Bu çılgınlık.
C'est de la folie.
Zamanla çılgınlık sona erecek...
Il est à toi pour toujours. La folie s'atténuera avec le temps...
Para kazanmak için Dionis ile ortaklığa girdi sonra kuş çılgınlığı, güzel ötüş yarışmaları bir sürü saçmalık hâsıl oldu.
Et pour ramener de l'argent, il s'est associé à Dionís. Il s'est embarqué dans les oiseaux et les concours de gazouillis et toutes ces conneries.