Öldürme traducir francés
4,001 traducción paralela
Adam öldürme olayında adı geçmiş ama aklanmış.
Il a été inculpé pour homicide. Il a été acquitté.
- William Tierney Clark, adam öldürme suçundan aklanmış.
- Il a été acquitté pour un homicide.
Tamam, bazen böyle bir öldürme karşı çeteleri işin içine sokar ve bu masum insanlara kadar yayılır.
Parfois, avec ce genre de meurtre, où des gangs rivaux sont impliqués, ça affecte des innocents.
Bir silah ile fazla öldürme bu kanıtlar zincirini daha da bulanıklaştırır.
Plus il y a de meurtres par arme, plus la chaîne des preuves est confuse.
Klasik bir öldürme şekli var diğer kurbanlarına bakarsak.
Montre un coup de gang, comme les autres victimes.
Kimin öldürme emrini verdiğini söyle!
Maintenant dis-moi qui a organisé le coup!
Evet ama en azından katil onu parçalayıp pişirmeden önce öldürme nezaketi göstermiş.
Mais au moins le tueur a eu la gentillesse de tuer M. Barlow avant de le démembrer et de le cuire.
Öldürme onu.
Ne le tue pas.
Görünüşe göre öldürme arzusu olan tek polis ben değilim.
On dirait que je ne suis plus le seul flic pressé de mourir.
Ve senin adamlarına Beecher'ı öldürme emrini verdiğini biliyorum.
Je sais qu'il a ordonné à vos hommes de descendre Beecher.
Bu yüzden seni öldürme kararını ben vermeyeceğim.
C'est pourquoi je ne vais pas décider de te tuer.
Dr. Grey her şeye baştan başlamak zorunda kalır ve araştırmasında boşuna bir gün kaybetmiş olur. Sonuç olarak beni öldürme isteği duyar.
Et le Dr Grey devrait recommencer, perdant un jour entier de recherches, et lui donnant envie de m'assassiner.
Güzel, onu öldürme lütfen Damon.
S'il te plait ne le tue pas.
Sen dışarıda başıboş dolanırken benim aklımda tek bir düşünce vardı. Seni öldürme zevkine kavuşacağım düşüncesi.
Pendant que tu fuyais, j'ai pensé, que j'aurais le plaisir de te tuer.
Aaron'un tüm ailesini öldürme kararını savunmuyorum. Kasabadan ayrılıp biz hâlâ beraberken teyzesini öldürmeni savunmuyorum.
Je ne défends pas ta décision de tuer toute la famille d'Aaron, de quitter la ville pour tuer sa tante alors qu'on était encore ensemble.
İşler lehimize dönünce Çıyan, Hayward'ın öldürme devresini çalıştırıp diğerlerine kaçmalarını söyledi.
Quand le vent a tourné en notre faveur, Centipede a tué Hayward, et dit aux autres de fuir.
Frank Henson, 15 yıl önce Pennsylvania Eyaleti tarafından, 1998 yılındaki Kimberly Tolbert'i öldürme suçundan ölüm cezasına çarptırılarak suçlu bulunmuştunuz.
Frank Henson, il y a 15 ans, vous avez été reconnu coupable, par l'État de Pennsylvanie, du meurtre de Kimberly Tolbert en 1998. Vous avez été condamné à la peine de mort.
Annemi öldürme emrini sen mi verdin?
As-tu donné l'ordre de tuer ma mère?
Ne zaman beni öldürme gücüne kuvvetine sahip olduğunuzda ancak o zaman buradan gidebilirsiniz.
Vous pourrez rentrer chez vous, tant que... vous aurez la force de me tuer, un jour. Alors, seulement, vous aurez le droit de rentrer chez vous.
Bütün bunlar, sen beni öldürme fırsatını bulamadan benim seni öldüreceğimi dair beni emin kılıyor.
Tout ça, c'est pour m'assurer que je vous tue avant que vous ayez une chance de me tuer.
Bram beni öldürme arzusunu bastırabilirdi, ama Brooks ve Moloch onu durduranlar oldu.
Bram pouvait assouvir son désir de me tuer, mais Brooks et les serviteurs de Moloch l'ont arrêté.
Öldürme şekli bile hayvanîydi.
Son meurtre était inhumain, c'était bestial.
Ama yakalarsan öldürme sakın.
Mais quand tu le feras, ne l'a tue pas.
Suç türü, ateş açarak öldürme.
" Type d'activité criminelle... meurtre avec arme.
Aşk yaramı yeni sarıyorum, bu yüzden, sürtük, heyecanımı öldürme.
Je suis sur un coup, donc ne gâche pas tout.
Anlatılan ne olduğunu istemsiz adam öldürme.
Ce que vous avez décrit est un homicide involontaire.
Boğarak öldürme yönteminin son derece kişisel olması haricinde.
Sauf l'étranglement comme façon de tuer est très personnelle.
Kasıtsız adam öldürme.
Homicide involontaire.
Öldürme başlamadan önce Yani burada birileri vardı.
Il y avait donc une autre personne ici avant que les meurtres commencent.
Bu da bize birilerinin onu öldürme gerekçesini verir.
Voilà qui nous donne un mobile pour la personne qui a essayé de le tuer.
Lütfen! Lütfen onu öldürme.
Je vous en prie.
Sadece onu öldürme.
Mais ne le tuez pas.
- İnimize öldürme ekibi getirebilir.
- Elle pourrait mener des agents à nous.
Lütfen onu alın yoksa öldürme ekibini ben çağırırım.
- Prenez-la ou j'appelle une équipe moi-même.
Şu seni öldürme işini sonraya erteleyeceğim.
Je peux reporter ta punition pour quelque temps.
Aynı James Bond gibi yalnız daha acemi öldürme belgeli olanı.
Elle est comme James Bond, sauf qu'elle a un permis d'apprenti-conducteur de tuer.
Pasiphae'yi öldürme zamanın geldi.
Il est temps que tu tues Pasiphaé.
- Okuldaki herkesi öldürme planını.
De buter tout le monde à l'école?
Eylem işe yaramıyorken ve insanların öldürme riski varken başka bir yürüyüş düzenlemeyeceğim. Yapmayacağım.
Je ne risquerai pas une autre marche et d'autres victimes si c'est vain.
Onu öldürme!
Ne la tue pas.
Bu... bu parçanı sakın öldürme.
Cette... Cette partie de vous... Ne la détruisez pas.
Öldürme konusunda kim daha etkiliymiş görelim.
Donc, nous allons simplement voir qui est plus efficace pour tuer.
Yeteneğimi bir hiç uğruna kaybettim ve şimdi öylesine, Kendimi öldürme isteğimi de kaybediyorum. Ya da o...
- J'ai perdu mon talent sans aucune bonne raison et voilà que tout aussi injustement, j'ai perdu également toute envie de me suicider.
Şimdi, güvende olduğunu düşünüyor ama atını öldürme planı geliştiriyorum.
Il se croit sauf, mais j'ai un plan pour tuer son roi.
ELN müzakere etmedi ve öldürme emrini çıkardılar.
En fin de compte, la négociation n'était pas possible, Alors j'ai donné l'ordre de lancer l'assaut.
Eğer bugün o helikopter gemileri fırlatırsanız HYDRA karşılarına çıkan herkesi öldürme gücüne sahip olacak.
Si vous laissez faire le lancement d'Insight, HYDRA pourra faire tuer n'importe qui...
Öglene kadar kasitsiz adam öldürme yolunu yarilarsin.
Vous aurez l'homicide avant midi.
Kasten adam öldürme suçlamasiyla ilgili karariniz?
Et pour l'accusation d'homicide volontaire?
- Hayır, öldürme yok ama...
Non, on les a pas vraiment tués, mais...
Onu öldürme.
Ne le tuez pas.
- Kasıtsız adam öldürme.
Homicide involontaire.
öldürmek 62
öldürmedim 32
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldürmek için 25
öldürmeyeceksin 31
öldürme onu 16
öldürdü 16
öldür 344
öldürmedim 32
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldürmek için 25
öldürmeyeceksin 31
öldürme onu 16
öldürdü 16
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldür onları 68
öldüreceğim onu 25
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldür onları 68
öldüreceğim onu 25