English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ö ] / Öyleyse yap

Öyleyse yap traducir francés

638 traducción paralela
Öyleyse yap.
Alors, faites-le.
- Öyleyse yap şunu. Şu işi bitir.
Qu'on n'en parle plus.
Öyleyse yap ve sonra da buradan git.
- Vas-y et sors d'ici.
Öyleyse yap.
Bien.
- Öyleyse yap.
Alors aidez-moi.
Biliyordun demek! Öyleyse yap! Ne bekliyorsun?
Si tu le sais, qu'attends-tu pour le faire?
Öyleyse yapılacak belli.
C'est facile.
Öyleyse yap.
Alors, allez-y.
Ve o böceğin ayaklarını öpmek istediğinin de farkındayım. Öyleyse yap.
Cela ne change rien au fait que tu baises les pieds de cet insecte.
Pekala, öyleyse yapıyorlardı.
- Ils couchaient ensemble. C'est mieux?
Öyleyse anket yapıp diğerlerinin düşüncesini de alalım.
On devrait peut-être faire un sondage et voir ce que les gens en pensent.
Öyleyse kendini bir prens yap.
Deviens toi-même un prince.
- Yap öyleyse, ve öbürleri bir şey söylerse...
Fais ça alors, et si les autres rouspètent...
Öyleyse, ne yapıyorsun?
Quoi, alors?
Öyleyse, o berbat kemanın, o sineklerle ne yapıyorsun?
À quoi jouez-vous avec ce crincrin et ces mouches?
Peki, ne yapıyordun, öyleyse?
- Absurde!
- Öyleyse niye yapıyorsunuz ki?
Abandonnez.
Öyleyse bunu neden yapıyorsun? Kendi halkına karşı.
Pourquoi es-tu contre tes semblables?
- Öyleyse ne yapılacak?
- Que faire, alors?
Öyleyse iyi yapıyor.
Alors il est parfait.
Tamam, hemen yap öyleyse.
Vas-y.
Öyleyse burda içerek ahmaklık yapıyorsun değil mi?
Alors tu es stupide de venir boire ici, non?
Öyleyse dediğimi yap, buradan gidelim.
Alors, c'est moi que tu dois quitter.
Pekala, öyleyse. Bunu senin için yapıyorum.
Ce que je fais, c'est pour vous!
Öyleyse dilediğin gibi yap.
alors, fais à ton gré.
Öyleyse işini yap, Tim.
Alors fais ton boulot!
Öyleyse maçı yap, ama dövüşme. Memnun edecek kadar ayakta kal.
Alors monte sur le ring mais n'essaie pas de te battre avec lui.
Öyleyse beni bronzdan yapılmış olarak görmüyor musun?
Je ne suis pas une statue de bronze, alors?
Öyleyse niye yapıyorsun?
Pourquoi y vas-tu, alors?
- Orada ne yapıyorsun öyleyse?
Qu'est-ce que tu fiches?
Öyleyse ne istiyorsan yap. Anneni dinlemek durumunda değilsin.
N'écoutez pas votre mère.
- Elbette! Öyleyse bana bir iyilik yapın!
Toujours la faveur, alors!
Bana bir iyilik yap öyleyse!
Alors, rendez-moi un service.
Öyleyse ne yapıyorsun burada?
Que fais-tu ici alors?
- Odasında. Ödevlerini yapıyor. - Öyleyse ona yardım edeyim.
dans sa chambre elle termine un devoirs eh ben je vais l'aider, tiens
Biraz daha yap öyleyse!
- Oui, allez-y.
Öyleyse bir şeyler yap.
Eh bien, nettoie.
Öyleyse bu evlilik yapılmalı...
Alors qu'il en soit ainsi.
O da 200 mil uzakta. - Öyleyse bir şey yap.
Alors fais quelque chose!
Öyleyse ne yapıyordun... Yani fermuar sıkıştı ve tek istediği uyku hapıydı öyle mi?
La fermeture était vraiment coincée et elle ne voulait qu'un somnifère?
Yap öyleyse.
Exécution.
Öyle olsun. Öyleyse senin onayın olmadan yapılmak zorunda!
Nous agirons donc sans votre consentement.
# Öyleyse sana yanlış yapıyor
" II te trompe
Öyleyse onunla ne yapıyorsunuz?
Qu'est-ce que tu fais avec elle?
Öyleyse... sıcak bir şeyler pişir, sıcak kahve yap ve sonra telsizle Londra'yı ara.
Fais à manger. Quelque chose de chaud et du café. Ensuite, j'appellerai Londres par radio.
- Yap öyleyse.
- Alors, vas-y.
Öyleyse ne yapıyorlar?
Alors, quoi?
Yap öyleyse, tatlım.
Jouis, mon chou.
- Yaparsan yap öyleyse.
- Alors, vas-y.
Anlıyorum. - Öyleyse bir şey yap!
- Alors, faites quelque chose!
Öyleyse neden yapıyorsun?
Alors pourquoi le fais-tu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]