English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ü ] / Üs

Üs traducir francés

643 traducción paralela
Bana bu çetenin Jamaika Hanı'nı üs olarak kullandığını ve elinde ev sahibiyle suç ortaklarını darağacına göndermeye yeterli kanıt olduğunu bildirmiştir.
il m'informe que ces délinquants sont basés à l'auberge de la Jamaïque et a rassemblé des preuves suffisantes pour les faire pendre
Birisi sizinle üste veya üs dışında niye burada olduğunuz hakkında konuşmaya çalışırsa ne kadar masum görünürse görünsün hiçbir önemi yok derhal adını bana vereceksiniz ve ben de derhal FBI'a havale edeceğim.
Tant mieux. Si quelqu'un, sur ou en dehors de la base, tient à savoir pourquoi vous êtes ici, même si c'est demandé innocemment, vous devez me donner son nom et je le transmettrai au F.B.I.
Az önce karargahtan bizi alacak uçağın burasıyla üs arasında... inebileceği hiçbir alan olmadığını öğrendim.
Pas de champ d'aviation... entre ici et la base!
Hepinizin üs yerine neden kuzeye gittiğimizi merak ettiğinizi de biliyorum.
Vous ne savez pas pourquoi nous gagnons le nord.
- Cavite artık üs olarak işe yaramaz.
Cavite n'est plus notre base.
Saipan'a altı bin adam saldırıyor Japon anakarasını bombalamak için bize üs bulmak amacıyla.
60000 hommes vont livrer l'assaut à Saipan... pour nous donner une base d'où nous bombarderons le Japon.
Çok güzel bir üs.
Magnifique base, que vous avez là.
Biliyor musun üs cerrahı başarısız olduğunu söylemedi aslında.
Vous savez, le chirurgien de la base n'a rien dit de tel.
Seni, yarın üs hastanesine aldırıyorum.
Je vous envoie à l'hôpital de la base demain.
Bütün üs Kırmızı Alarma geçiyor.
La base passe en Alerte Générale.
General 843üncü hava üs komutanı General Ripper'i aramanızı öneriyor.
Il te suggère d'appeler le général Ripper, commandant de la base 843.
Şimdi sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum ki üs komutanınız olarak çalıştığım şu son iki senede sizden her zaman en iyiyi bekledim ve siz asla daha azını vermediniz.
En conclusion, les gars, je voudrais vous dire que pendant ces deux années oùje vous ai commandés, j'ai toujours attendu le meilleur etje n'aijamais reçu moins que ça.
Kırmızı Alarm halinde üs kapatılır ve üs güvenlik güçleri tarafından savunulur.
Elle est bouclée et défendue par les troupes.
O üs, ne zamandan beri burada?
Depuis quand cette base?
Orada bir tür gizli üs var, Bay Başkan... ve sanırım bunu benim bilmem gerekliydi.
J'aurais dû en être informé. Continuez général.
Lütfen yapın. İznim olmaksızın... Genelkurmay'ın Acil Durum Fonu'ndan yüklü miktarda bir fon kullanarak... üs kurup, varlıklarının ve amaçlarının ne olduğu... benden, Maliye Bakanlığı'ndan, Kongre üyelerinden gizli tutulan... özel bir birlik eğitmek!
Vous avez, sans mon autorisation... engagé des sommes importantes... pour établir une base... et y entraîner une unité spéciale... dont vous avez dissimulé l'existence... à moi-même et aux membres du Congrès.
Ayrıca üs komutanı, Kaliforniya Senatörü Prentice... siz ve bu üssün varlığını bilen bir avuç insan arasında... dönen dolaplara da tanıklık edecek.
Il attestera... que le sénateur Prentice... vous et une poignée d'autres... connaissiez seuls l'existence de la base.
Gizli bir üs için seçilen komuta subayı... ki bu subay, sivil otoriteyi açıkça hor gören... ve kanunlara isyan ve tecavüz derecesinde raporlar yazan birisi...
Le choix, pour commander la base... d'un officier dont certaines déclarations... sont des appels à la sédition.
Bunu geminin tayfa veya üs personeliyle konuşmayacaksınız.
Vous n'en parlerez ni à l'équipage ni à la base stellaire.
Hayır, Gloucester'de hiç üs yok.
Non, pas de base à Gloucester.
Corinth IV'deki üs gecikmenin sebebini soruyor.
La base de Corinthe IV s'inquiète de notre retard.
Ama adasında bir üs kuracağım.
J'établis une base dans l'île.
Uzay alanımıza gelerek bir üs kurdunuz.
Vous avez établi un avant-poste dans notre espace.
Tamamlanan ilave bir üs, Kuzey yarımkürede Kanada ve Hudson Körfezi'yle güneyde Lima ve Peru'ya kadar pek çok büyük şehri yok edebilecek kapasitede orta menzilli balistik füzelerin yapımı için inşa edildiği düşünülüyor.
Sapables de détruire la plupart des prinSipales villes de l'Hémisphère OSSidental entre la baie de Hudson, Canada, au nord et Lima, Pérou au sud.
Burayı, üs olarak kullanırız.
Ceci nous servira... de base.
Evet, bir askeri üs için daha yaratıcı bir yer düşünemiyorum. Ya siz?
Plutôt exotique, pour un quartier général militaire, non?
Bir yerlerde bir üs gibi.
Un autre endroit d'où il gérait ses opérations.
Tepeleri üş... üstünde.
Collines de Slo... Solway Firth.
Mesela bir askeri üs... Sistemin adını söyle.
Alors... où est votre base?
Terk edilmiş bir üs bulmuşlar. Uzun zaman önce terk edildiğini tahmin ediyorlar.
On a vu les traces d'une base... qui parait désertée depuis longtemps.
Buralarda bir üs yok ki. Nereden çıktı bu?
Y a aucune base par ici!
Muhtemelen 25 saat önce kurtulduğumuz üs gemisindendir.
Elle vient sûrement de la base astrale qu'on a évitée il y a 10 centaures.
Seni tamamen senin yönetiminde olacak bir üs gemisi ile göndereceğim.
Je vous donne une astrobase entièrement sous votre commandement.
Bir üs gemisi Galactica'ya karşı zafer için yeterli değil.
Une seule astrobase n'est pas suffisante pour vaincre Galactica.
Hiç anlayamadığım birşey vardı. Neden üs gemilerini bizi yok etmek için göndermedikleri.
Ce que je n'ai jamais compris, c'est pourquoi ils n'ont pas envoyé de bases astrales contre nous.
Tüm üs için tekrar mı gidiyoruz?
On va attaquer la base tout entière?
Bir Savaş Yıldızı üç üs gemisine denk değildir.
Une seule base stellaire n'est pas de taille face à trois bases astrales.
Ama bombacılarının sayısına bakılırsa 3 üs gemisi ile hareket ediyorlar.
D'après le nombre de bombardiers, il y a trois bases astrales.
Cylonların 3 üs gemisi olduğu doğrulandı. Gamoray'de de 4 filo var.
Il y a au moins trois bases astrales cylonnes, plus quatre escadrons de Gamoray.
Üç üs gemisiyle bizi sarmışlarken başkentlerine saldırmamızı beklemezler.
Ils ne s'attendent pas à ce qu'on attaque leur capitale avec trois bases astrales à nos trousses.
O üs karşılığında hayatlar kaybetmek inandığım her şeye karşı.
Perdre des vies pour cette base va à l'encontre de mes convictions.
Gamoray'den sadece o üs gemilerinden kurtulmamıza yetecek kadar yakıt ele geçirmeyi umut edebiliriz.
Tout ce qu'on peut espérer de Gamoray c'est du carburant pour échapper aux bases astrales.
Ne yaptığımızı keşfettiklerinde o üs gemilerinde ne varsa üzerimize gönderecekler.
Dès qu'ils auront découvert ce qu'on veut, ils attaqueront.
O yakıt üssünü güvene aldığımızda bir savaş yıldızını, üs gemilerini geciktirmek için geri çekmeyi öneriyorum.
Une fois la base de carburant prise, je propose d'utiliser une base stellaire pour retarder les bases astrales.
3 Cylon üs gemisiyle çarpışmak için bir savaş yıldızı mı?
Une seule base stellaire contre trois bases astrales?
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
Je propose d'utiliser le Pegasus pour attirer l'attention des bases astrales.
İki üs gemisi komutanının ortak fikrine göre Gamoray gezegeninden yardım istemeliyiz.
Les commandeurs de deux bases stellaires pensent que nous devrions demander l'aide de Gamoray.
Nedense, Gamoray'deki üs komutanına Galactica'yı yok etmek konusunda itimat edilmesini biraz can sıkıcı buluyorum.
L'idée qu'un commandeur de base de Gamoray s'attribue le mérite de la destruction du Galactica m'ennuie.
Kıyıda bu bölgeyi üs olarak kullanırsak çocuğu kurtarma şansımız artar.
On a une chance de sauver le petit
Bana bu birim ve üs için sözlü yetki verdiniz.
J'ai eu votre autorisation verbale.
Baskı altındaki bu adada pek çok üs saldırı füzeleri üretmektedir.
... une base supplementaire, non terminée enSore, semble être désignée pour des missiles balistiques de moyen portée,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]