Üstü traducir francés
5,188 traducción paralela
Küçük hizmetçi, sarı gecelikli, sol ayağının üstü, biraz parlat.
La petite bonne en robe jaune orangé : un rehaut sur la cambrure du pied gauche.
Altı üstü bir kaç peri!
Ils sont des fées de six pouces!
Öğrencilerimi yüz üstü bırakmak istemiyorum, anlarsınız.
Je ne voudrais pas abandonner les étudiants...
Seni aptal üstü aptal adam.
Quel homme stupide.
Onu taşımadan uzun bir süre önce sırt üstü yatmış.
Elle a dû rester sur le dos un bon moment avant qu'il ne la déplace.
Nelly'yi istiyorlar, üstü başı yırtık bir kamp esirini değil.
Ils veulent voir Nelly, pas une rescapée des camps.
Onu yüz üstü bırakıyorsun, Sherlock.
Tu le laisses tomber.
Ya da üstü. Wishmaker UK'de insanların ünlülerle arasında bağ kurmasının değerini görmeliyiz ve bu oldukça şok edici, inanın bana.
Chez Exauceurs de voeux, on voit bien la valeur que les gens attachent aux célébrités.
Marilyn Monroe ona sakso çekti ve o da "Kendime üstü açık bir araba alayım bari" dedi.
Marilyn Monroe lui a taillé une pipe, et il a dû se dire : "Je vais m'acheter une décapotable."
Altı üstü bir kağıt parçası.
C'est rien qu'un bout de papier.
Eğer üstü örtüldüyse Steve bir şeyler biliyor olmalı.
Si ça a été étouffé, Steve peut savoir quelque chose.
40 yaş üstü hamileliklerde yaşanan genel sorunlara bakıyordum sonra bir ilaca rastladım ancak hakkında pek bilgi yoktu.
Eh bien, je cherchais les problèmes courants associés aux grossesses après la quarantaine et ce médicament a surgi, mais il n'y avait pas grand chose sur lui.
Bir grup gelir ve arabalara saldırmaya başlar tam da yılbaşından iki gün önceki akşam üstü herkes çok heyecanlandı her yer darmadağın İki hafta boyunca süren "Hazine Avı" oyunu Valence ve Grenoble arasındaydı ve biz onları işaretledik yol boyunca işaretler vardı...
- Une bande déboule et commence à braquer les voitures. C'était un soir, deux jours avant Noël. Ils avaient tout jeté au fur et à mesure.
Rica etsem kafa üstü durmak yerine poponun üstüne oturur musun?
Merci. Tu peux t'asseoir sur ton postérieur et pas sur ta tête?
- Hayır, ağlama. Altı üstü saç.
- Ne pleure pas.
- Altı üstü saç.
- C'est des cheveux.
O kılıçları ölümüne saplayabilirdim, ve sonra, tüm grubun üstü kan olurdu.
J'aurais pu vous trucider et tacher mon costume!
Sana o Fransız pişirme üstü müdür masalık mıdır neyi almak için bir servet harcadım.
Je t'en prie, écoute-moi. J'ai dépensé une fortune en rénovations pour t'offrir cette table de cuisson française - ou je sais pas quoi.
Altı ve üstü mavi olacak ve ortasından siyah bir şerit geçecek.
Ce sera bleu et bleu avec une petite ligne noire qui fait le tour. J'aime ça.
Altı üstü ereksiyon. - Hisset.
Nan, je vais rien sentir du tout.
Şu anda bile muhalefet üstü kapalı şekilde hükümetimizin soruşturmayı akladığını, kazayla ilgili belirli unsurların bizler tarafından üstünün kapatıldığını ima ediyor.
Déjà, l'opposition indique ce gouvernement est le blanchiment de l'enquête, que nous couvrons certains faits de l'incident
Beni bir gün bile yüz üstü bırakmadın.
Tu ne m'as jamais laissé tomber, pas même un seul jour.
Yüz üstü yat!
Couche-toi sur le ventre.
Bacaklar güzel, belden üstü iyi.
Jolies jambes.
Ama yüz üstü bırakmak istemedim. Sana ne söyleyeceğimi de bilemedim.
Je ne savais pas quoi vous dire.
Ya sadece 17 yaş üstü olmasının sebebi çok uygunsuz bir şey barındırması ve bizi ömrümüzün sonuna kadar etkileyecek olmasıysa?
- Merci. Et si c'est classé 17 + parce qu'il y a du contenu vraiment adulte qui nous perturbe pour la vie?
Haftalarca kaybolup üstü başı pislik içinde döner.
Il disparaît des semaines, revient tout crotté.
Altı üstü selam vermek istemiştim.
Je dis juste bonjour.
Yol üstü marketlerde satılan o büyük boy saçma içecekleri sever.
Il aime les boissons XXL hyper sucrées des aires de repos.
Ortalama üstü?
Au dessus de la moyenne?
- Tamam, üstü kalsın.
- Ok, garde le.
Merak etmeyin, kafa üstü çakıldım.
Ne vous en faites pas pour moi, je suis tombée sur la tête.
Biraz kulak ısırma, biraz gömlek altı, sutyen üstü.
Mordiller un peu les oreilles, main sous le t-shirt, enlever le soutif.
Ama boya sürmüştü... bütün yüzü, üstü başı grimsi beyazdı, savaş boyası gibi.
Mais il était maquillé... du gris, partout sur le visage et le corps, comme des peintures de guerre.
Yüzü ve üstü başı beyaz boyayla kaplıymış.
Il avait du maquillage blanc sur tout le corps et la tête.
Boyutlar üstü saf bir enerjiyi çözmek dışında bir nedeni yok.
A part le fait que j'essaie de défaire un noeud d'énergie pure, vivante et multidimensionnelle, pas grand chose.
Doğa üstü şeyler tarafından kucağa mı geldik?
Mec, on s'est fait doubler par les surnaturels?
- Biliyorum seni yüz üstü bıraktım.
- Je sais que je t'ai laissé tomber
Bir metelik yere sırt üstü düşmez, öyle değil mi Aidan?
Un vampire est un vampire.
Sonra doğa üstü uzmanları aradı.
Alors quand les enquêteurs paranormaux ont appelé...
Üzgünüm doğa üstü uzmanları mı?
Pardon, les enquêteurs paranormaux?
Peki bu doğa üstü uzmanları size bir isim verdi mi?
Ces enquêteurs, ils avaient un nom?
Amerika'nın en ünlü doğa üstü uzmanlarından.
Par les plus grands enquêteurs paranormaux d'Amérique.
Bu garip ölümlerin çoğu doğa üstü olmayan nedenlerden oluyor.
Je pense que ces morts mystérieuses sont expliquées par des causes naturelles.
Ya da doğa üstü.
Ou... surnaturel.
- Tamamdır, üstü kalsın.
- Gardez la monnaie.
Yüz üstü!
Mets-toi sur lui.
- Ben dought'un üstü diyorum.
- Le n ° 1!
Onlar yemi yutsunlar, biz de onlara suç üstü yapalım.
Ils mordent à l'hameçon et on fonce
- Diz üstü çök.
Ferme-la.
Diz üstü çök.
A genoux.