English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ş ] / Şansa bak

Şansa bak traducir francés

420 traducción paralela
Şansa bak!
Vous parlez d'une chance!
Olamaz, şu şansa bak. Ne görüntü ama.
Quelle photo magnifique!
Şansa bak!
Bon Dieu!
Mac adımı ışıklandırmaya yazdırdı ve şansa bak, en çok görmek istediğim adam çok meşgul.
Le seul pour qui la vedette aimerait chanter est débordé.
Şansa bak, her eli sen mi kazanacaksın?
- Je serai un mauvais serveur.
Tüm bu olanların küçük Henry ile ne ilgisi olduğunu söylerseniz memnun olacağım. Şansa bak ki Randolph amca, Fransızca en sevdiğim derslerden biri olduğundan Henry ile matmazel arasındaki o harika konuşmayı anlama şansına sahiptim.
Le français étant ma matière préférée, j'ai pu comprendre l'incroyable conversation entre Henry et Mademoiselle.
Ama şansa bak ki, böyle dansçı kızlar konusunda tecrübeliyim.
Heureusement, je connais ces danseuses.
Sonra şansa bakın ki bir arkadaş yeni bir salon ve orgun olduğu bu işten bahsetti bana.
Puis j'ai eu de la chance, quelqu'un m'a parlé d'un travail.
Sonra Teallach'ın tepesine çıktık ve şansa bak ki tilkiyi bulduk ve olaya bak ki onu yakaladı!
Nous sommes montés, et sacré nom de Dieu, nous avons trouvé le renard! - Il l'a attrapé!
Şansa bak ki az önce saatin tam olarak kaç olduğunu sormuştun.
C'est une chance que tu m'aies demandé l'heure juste avant.
Şansa bak ya! Uyuyup kaldı herhalde.
Zut, elle est déjà couchée.
Şansa bak!
Sans blague!
Şansa bak ki seni bulabildim.
Tu as de la chance que je t'ai trouvé le premier.
4 numaraya geri dönebilirsin. Şansa bak.
- Non, tu rentres sur le 4.
Şansa bak.
C'est bien ma veine!
Şansa bakın ki Kirihara'ya yakalanmış.
C'est Kirihara qui l'a trouvé.
Şansa bakın ki, yarın öğleden sonra provam var.
Je joue demain après-midi.
Bendeki şansa bak!
C'est bien ma veine.
Şansa bak.
Bonne chance.
- Şansa bak!
- Combien d'argent?
Şansa bak.
C'est bien notre chance.
- Aman Tanrım, şansa bak! İhtiyacınız olan kişi tembel bir teknisyen!
C'est un technicien qu'il vous faut!
"Ama şansa bakın, iyi bir arkadaşım burada, komiktir, komik bir adamdır."
"... mais heureusement, un de mes amis, "un gars trés marrant..."
Şansa bak.
Quelle chance.
Şu şansa bakın ki, kurban İtalya'da bile oldukça ünlüydü
Quand c'est arrivé, la victime était plutôt connue en Italie.
Şu şansa bak, Livia!
Quelle chance, Livia!
Ben buraya biraz elektrik şok tedavisi görmeye gelmiştim de şansa bakın elektrikler kesilmiş!
Je suis venu pour des électrochocs mais il y a eu une coupure de courant.
Şansa bak, kucağına düştüm. Ne garip bir rastlantı!
Quelle chance, Je ne m'attendais pas à vous voir ici!
Şansa bak yahu!
Dès le matin, il faut que je tombe sur un cercueil!
Şansa bak. Sizi gördüğüme sevindim. Şerefe.
- Heureux de vous voir.
Şu şansa bak, ters dönmüyorlar.
Merde, on avance.
Şansa bak!
Ça tombe bien!
Şansa bak sen!
T'auras plus de chance l'an prochain.
Şansa bak. Şarap demişken aklıma geldi.
Au fait, que boit-on ce soir?
Şu şansa bak!
- J'ai toujours eu beaucoup de chance.
Vay be, şansa bak.
Une chance de vous trouver à cette heure-là.
Şu şansa bakın.
J'en ai une veine!
Şansa bak ki burada bir kopyası var.
Ça tombe bien, j'en ai un exemplaire ici.
Şansa bak.
Formidable!
- Şansa bak.
- Pas de veine.
- Şansa bak.
Oui, mais dis donc, j'ai une boîte cuite, moi, ça c'est pas de chance.
Şansa bak ki bu fırsatı kaçırdım.
C'est bien ma chance de louper ça!
Onu 10 numaraya götürün. Şansa bakın ki anahtar kapının üstünde.
Montrez-lui le 10, au second.
Şansa bak.
Tant pis.
- Şansa bak.
- Dommage.
Şansa bak!
Encore!
Şansa bak!
Ah!
Bendeki şansa da bak!
C'est bien ma chance!
Şansa bak.
Seigneur!
Şansa bak ki o sırada küvette baygın yatıyordum. - Hayır.
- Tu n'as rien eu?
Ama şansa bakın ki şişeyi neredeyse başına düşeceği için Mösyö...
elle atterrit... devant M. Brewster... qui frise l'accident!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]