English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ş ] / Şu işe bak

Şu işe bak traducir francés

1,455 traducción paralela
Şu işe bak. Valideyle aynı. Yani annemle.
Tu sais... tu as l'âge de ma mère.
Şu işe bak. Herif milyonları götürmüş.
Ce type a reçu plusieurs millions en pots-de-vin.
şu işe bakın... bu ne güzel sürpriz.
Tiens, tiens... Quelle surprise!
20 yaşındasın ve yaptığın şu işe bak.
Tu as vingt ans, regarde ce que tu fais.
Seni gördüğüme sevindim! Şu işe bak, adamım
- Content de te voir.
Bruce, şu işe bak.
- Comment ça va, mon pote?
Şu işe bak, Ray'in gitmesi gerekiyormuş.
Ça alors. Ray est parti. Je reste quand même.
Şu işe bakın.
Regardez ça!
Şu işe bak, bu Jennifer Lopez!
Nom d'une crotte de nez, c'est Jennifer Lopez.
Şu işe bak.
Regarde ça. Regarde ça.
Şu işe bak! Süper kahraman babası oldum!
Ma fille est un super-héros!
- Vay, şu işe bak.
- Vous m'épatez!
- Şu işe bak.
Ah bon?
Şu işe bak.
Ça alors!
Şu işe bak, zengin de
Merde, il est plein aux as.
Şu işe bak.
On connaît déjà.
Şu işe bak!
Salaud!
Canavarları uzak tutmak için eve alarm taktırdım... oysa şu işe bakın ki, gerçek canavar... burnumun dibindeymiş.
J'ai installé une alarme ici pour éloigner les monstres, alors que, chose terrible, le véritable monstre se trouvait devant moi pendant tout ce temps.
Şu işe bak.
Quelle blague.
Şu işe bak.
Putain!
- Şu İşe bakın.
Nous y sommes!
Bak sen şu işe. Tam oldu.
Voyez-vous ça, elle me va.
Bak şu işe!
Nom d'un chien!
Bak şu işe.
Qui l'eût cru?
Şu işe bakın.
Eh bien.
- Bir de şu açıdan bak. Bu benim için nostalji. Senin için ise zamanda yolculuk gibi.
pour moi c'est de la nostalgie, pour toi c'est un voyage dans le temps.
O şimdi burada Braca'yı ve kahrolası bir Komuta Gemisini yönetiyor ve bak şu işe, benim ihanetle ilgili çocuksu bir takıntım oluveriyor!
Il a conduit Braca et un satané Transporteur Amiral jusqu'ici. Et non, j'ai une obsession infantile de la trahison!
Bak şu işe? Hem gözlere, hem de kulaklara şenlik.
C'est un régal pour les yeux... et les oreilles.
Bak sen şu işe.
Tiens...
- Bak sen şu işe?
- Dis donc.
Bak şu işe.
Eh bien, regardez-moi ça.
Şu işe bak.
C'est l'horreur, je passe pour un gros nul sur ce coup là.
Bak sen şu işe Jackie, görünüşe göre Steven büyük adam kıyafeti giymek istemiyor.
Steven ne veut pas s'habiller comme un grand garçon.
Bak şu işe. İsteyen, kendi özel gemisini alabiliyor demek.
Tu vois, on peut en acheter un.
Bak şu işe.
Ce n'est pas vrai!
Oh, Bayan Woods, şu işe bakın.
Melle Woods.
Bakın şu işe. Bu olağanüstü birşey.. Yani, sizin gibi muhteşem bir avcının tam da bu esnada bana gönderilmiş olması.
C'est une coïncidence si extraordinaire qu'un grand chasseur comme vous me soit envoyé à un moment pareil.
- Hadi iyisin, şu işe bak. - Çok komiksiniz.
- Très drôle.
Şu işe bak.
Verres sales.
Şimdi ise şu halime bak. Sakın sen de diğerleri gibi benden uzaklaşma.
Maintenant tu sais la vérité
Bak Kent, şu "mesele" işe yarar mı bilemiyorum.
Kent, je ne sais pas trop ce que tu espères avec ton petit "numéro".
- Şu işe bak!
- La barbe.
Bak şu işe.
Regardez-moi ça.
Bak sen şu işe. Bak sen şu işe.
Eh, génial.
Bak sen şu işe.
C'est étonnant.
Bak şu işe. Ne duydunuz?
- Que vous a-t-on dit?
Bak sen şu işe, ne oldu sana?
Que vous est-il arrivé?
Şu işe bak, sen en iyi çalışanımız olabilirsin.
Tu es peut-être notre meilleur employé
Bak şu işe.
Bizarre.
Şu işe bak, hiç yoktan şirketim oldu.
Un carré de valet. Vérifie.
- Konu, bu. - Bak su ise.
Parlons de ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]