Anlıyorsun traducir portugués
2,803 traducción paralela
Anlıyorsun değil mi, birader?
Sabes o que estou a dizer, mano?
Anlıyorsun, biliyorum.
Acho que vais compreender
Anlıyorsun, değil mi?
Compreendes isso, não?
Neden bahsettiğimi anlıyorsun, değil mi?
Sabes o que quero dizer.
Cidden bu işten iyi anlıyorsun, farkındasın değil mi?
- Sabes o que fazes, não é?
Belki ana bağlantı noktasından benimle senkronize olursan daha hızlı olabilir. Dediğimi anlıyorsun değil mi?
Talvez fosse mais rápido se sincronizasse comigo de bombordo.
Ama sen bunu anlıyorsun, değil mi, Sutton? Evet.
Mas tu percebes isso, não é, Sutton?
O zaman niye gitmek zorunda olduğunu anlıyorsun.
Agora percebes porque tens de ir embora.
- Anlıyorsun demek?
Percebes?
- Halkı anlıyorsun.
- Você entende o povo.
Bu sabah bana yalan söyledin, elektrik işlerinden anlıyorsun.
- Mentiu para mim. Você sabe mexer com eletricidade.
Korkunç geldiğini biliyorum ama ne demek istediğimi anlıyorsun.
Sei que soa horrível, mas sabes o que quero dizer.
Anlıyorsun değil mi?
Entendes?
beni anlıyorsun değil mi?
Tu tens a certeza de que conseguiste?
Sonra Scout ve Jim'le konuştuğunda toplum için doğru şeyi yapmak istemediğini anlıyorsun. Bir baba olarak doğru şeyi yapmak istiyor.
E quando fala com o Scout e o Jim, sabes que ele não quer só fazer o correto pela comunidade.
- Yanlış anlıyorsun.
- Não é nada disso.
Anlıyorsun değil mi?
Compreendes, não é?
İşte şimdi geri kalanımızın nasıl hissettiğini anlıyorsun.
- Agora, sabe o que todos sentimos.
Anlıyorsun değil mi, Sam?
Tu percebeste, Sam.
Beni anlıyorsun, değil mi?
Percebeste, certo?
Her şeyin bir yalan olduğunu anlıyorsun.
Então, percebe que foi tudo uma mentira.
Yavaştan anlıyorsun, değil mi?
Bem, não te escapa nada hoje, não é?
Yavaştan anlıyorsun, değil mi?
Não te escapa nada!
İkizlerin çok su içtiğinden emin olmanı istiyorum senden,... anlıyorsun ya, toksinleri çıkarmak için.
Certifica-te que os gémeos bebem muita água, para expelir as toxinas.
Tam olarak neyi anlıyorsun?
O que percebes exactamente?
Hızlı anlıyorsun.
Estás a andar depressa.
Kadınların ruhundan çok iyi anlıyorsun cidden!
És um galanteador.
Anlıyorsun değil mi?
Tu sabes, não sabes?
Ben olduğumu her seferinde nasıl anlıyorsun?
- Como sabes que sou eu?
Anlıyorsun ya, bizi takip edemez çünkü muhtemelen hayatında hiç bir taksinin verici numarasını almamıştır ve en azından düzinelerce taksi şu anda yolda.
Ela não conseguirá localizar-nos, porque provavelmente não conseguiu o número do emissor do táxi, e existem, no mínimo... Dezenas de táxis a circular, neste momento.
Anlıyorsun bunu, değil mi?
Sabes disso, não é?
Anlıyorsun, değil mi? Hayır.
Tu percebes não percebes? Não.
Anlıyorsun işte beni.
Está a ver? O senhor percebe-me.
Tamam fakat bundan anlıyorsun...
Pois, mas entendes o quê...
Şimdi anlıyorsun Joshua, şartlarımızı kayıtsız şartsız kabul ettiğinden emin olmak için kafana girmek zorunda kalacağım.
Agora entendes, Joshua, que eu terei de entrar na tua cabeça... e assegurar-me que aceitas todos os nossos termos incondicionalmente.
Anlıyorum Ne anlıyorsun?
- Eu entendo. - Eu entendo o quê?
Bu konulardan anlıyorsun demek.
Parece saber muito do assunto!
İyi anlıyorsun.
Tem bom olho.
Anlıyorsun, değil mi?
Percebes isso, não percebes?
Bilimden çok anlıyorsun. O yüzden ortak olarak beni seç.
Sabes muito sobre ciência, por isso escolhe-me como parceiro.
İnsanların dilinden sadece sen anlıyorsun.
Só tu sabes o idioma humano.
Şimdi neden senin mürit, benim ise lider olduğumu anlıyorsun.
Agora sabem porque são os seguidores e eu o vosso líder.
Ne demek istediğimi anlıyorsun? Kimyasallar için endişelenme.
Não te preocupes com os comprimidos, deixa isso comigo.
Anlıyorsun, değil mi? Dostum, tabi ki de.
Meu, diz-me que ainda voltas.
- Biz... anlıyorsun değil mi?
- Temos de... percebes?
Çocuklarımın babasının bir arabası olmalı, anlıyorsun değil mi?
O pai dos meus filhos vai ter um carro. Sabes?
Lisa, anlıyorsun ya, çok vaktimiz yok.
Lisa, sabes, não temos muito tempo.
Akıllı kızsın. Hayvan içgüdüsünden anlıyorsun.
Compreende o comportamento animal.
Neden bahsettiğimi anlıyorsun değil mi? Hadi.
Vamos lá.
Anlıyorum, benden hoşlanıyorsun.
- Já percebi. Gostas de mim.
Mason'ı korumaya çalışıyorsun, anlıyorum ama bana gelen sendin.
Percebo que estejas a tentar proteger o Mason, mas foste tu que me procuraste.