English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Arabayı

Arabayı traducir portugués

12,076 traducción paralela
Ben gidip arabayı alacağım.
Vou buscar o carro.
Hayır, olmaz bu yolda arabayı kenara çekmek iyi bir fikir değil.
- Tem de parar o carro. Não é boa ideia parar nesta estrada.
Patronun burada mı yoksa arabayı ödünç mü almana izin verdi?
O teu patrão está cá, ou só te emprestou o carro?
- Tim, sen arabayı takip et.
- Tim, segue o carro.
Bu da arabayı daha değerli mi kılıyor?
E isso o torna mais valioso?
Arkadaşı arabayı görüyor, açgözlülüğü tutuyor...
O amigo vê o carro, e fica ganancioso...
Ava'yı öldürüyor, arabayı alıyor ve cesetten kurtuluyor.
Mata ela, leva o carro, e larga o corpo.
Bir arabayı saklamak için mükemmel boyutta.
É o tamanho perfeito para esconder um carro.
Arabayı onun çaldığını bu yüzden biliyorum.
Foi assim que soube que ele o roubou.
Mengene'nin öldürüldüğü arabayı kullanmak ister misin? - Tabii canım.
Você quer dirigir o carro onde'A Prensa'foi morto?
- Biri o arabayı kullanmak istemiş.
Bem, alguém queria dirigir o carro.
Arabayı satmak için çalmaya gönüllü kardeş ve bir de arabayı korumak için çalmaya gönüllü kardeş var.
Temos um irmão disposto a roubar o carro e vendê-lo, e o outro, disposto a roubá-lo para protegê-lo.
Bu arabayı almama yardım etmek zorundasın.
Você precisa me ajudar a conseguir esse carro.
Neden arabayı bu kadar alma ihtiyacı duydun?
Por que precisava comprar o carro tão severamente?
Aron Derosa içinse arabayı korumak o babayı hatırlamanın bir yolu.
Para Aron Derosa, o guardando era a forma de lembrar do pai.
Yaklaşık bir hafta evvel bana gelip annesinin arabayı çalma planından bahsetti.
Ela veio até a mim a cerca de uma semana, contando do plano da mãe dela para roubar o carro.
Peki ya Aron Derosa? Hala arabayı satmak istemiyor mu?
E quanto ao Aron Derosa?
- Arabayı Mafya Müzesi'ne bağışlıyorlar.
Eles doaram o carro ao Museu da Máfia.
- Telsizden arabayı anons geçebiliriz.
- Podemos emitir um alerta.
Nicholas, arabayı getir.
Nicholas, traz o carro.
Coco. Joshua'ya arabayı hazırlamasını söyler misin?
Coco, peça para o Joshua preparar o carro.
Doğru kararları verdim. Kazandığım parayla da bu arabayı aldım.
Fiz boas decisões com esse, e comprei o carro com o dinheiro.
Benim arabayı alıp, trafikten sıyrılsaydık keşke.
Devia ter levado o meu carro e usado as luzes.
Kadının kafası kopmuş. Arabayı da hoca sürüyormuş.
Foi decapitada, e ele ia ao volante.
Arabayı kimin haşladığını söylemek ister misin?
Queres dizer-me quem destruiu o carro?
Teresa arabayı çocuklarla doldurmak istiyor.
A Teresa quer enchê-lo de crianças. - Sim?
- O arabayı daha önce görmemiş miydin?
Nunca tinhas visto aquele carro?
Arabayı siz çektiniz zaten.
Não. Vocês rebocaram o carro.
- Noah, arabayı çarptım.
- Noah, bati com o carro.
Onu öldüren arabayı sürdüğüme dair hiçbir delilleri yok.
Nem que eu conduzia o carro que o matou.
Arabayı park et ve git.
Trava o carro e sai.
Geri istiyor. Arabayı satan kadın.
A mulher que o vendeu, quer reavê-lo.
Diğer arabayı götürürüm olur.
Eu levo o outro carro.
Ama arabayı kullanan adam biraz heyecanlı bir tipti.
Mas o condutor era nervoso.
- Kimse arabayı burada fark etmez.
Ninguém vai ver o carro aqui.
- Kimse arabayı burada fark etmez.
- Ninguém vai ver o carro aqui.
Bana bölgede ısıtıcısı olmayan, tek arabayı mı verdin? Kıçım donacak resmen.
Mas dar-me o único carro da Esquadra, sem o aquecedor a funcionar?
- Tamam. Ama mp3'ün çalışmaması arabayı değiştirmek bir neden değil.
Sim, não ter mp3 não é razão para troca.
Arabayı takip edip Travis'i kurtaracağız.
Seguimos a camioneta, resgatamos o Travis.
Annem arabayı garajda yamulttuktan sonra el koydu, sikeyim!
A mãe tirou-mo quando espetei com o carro na garagem. Merda!
- Arabayı sürebileceğine emin misin?
- De certeza que consegues conduzir?
Arayıp arabayı hazırlamak istediğini söyledi.
Ontem. Ele ligou para dizer que queria ter o carro pronto.
Damon arabayı hazırlıyordu.
Ontem de manhã. O Damon estava a preparar o carro.
Arabayı bugün alamazsın, Tessa. Olmaz.
Hoje não podes levar o carro, Tessa.
Hayır, isteyemem çünkü arabayı alabileceğimi söylemiştin.
Não posso, eu já lhes disse que me deixarias levar o carro.
Nedir yani, şimdi arabayı alamayacak mıyım?
Então o quê, nunca mais me deixas levar o carro?
Bu kadar yüksek beygir gücündeki bir arabayı ilk kez kullanıyorum.
É a minha primeira vez com um carro com cavalos de potência.
Arabayı durdurmalısın.
- O que foi?
Arabayı park etmişler.
Eles estacionaram.
Arabayı getir.
Vai buscar o carro. Vamos sair daqui.
- Arabayı gördüm.
- Já o vi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]