English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bak sana ne söyleyeceğim

Bak sana ne söyleyeceğim traducir portugués

59 traducción paralela
Bak sana ne söyleyeceğim Edwin... Çarşamba sana ilk ödemeni yapacağım, Bir ay önceden.
Sabe, Edwin... adiantarei um mês, na quarta-feira.
Bak sana ne söyleyeceğim. Beni bulmak istiyorsan omzundan geriye bakman yeter çünkü bundan sonra peşinden hiç ayrılmayacağım.
Quando me encontrares... olha sempre por cima do teu ombro... porque de agora, vou estar bem de trás de ti.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Quer saber?
Bak sana ne söyleyeceğim.
Fazemos assim.
Bak sana ne söyleyeceğim, o benim bir arkadaşım.
Ele é meu amigo.
- Bak sana ne söyleyeceğim. - Ne?
Deixa-me dizer-te uma coisa.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Sabes que mais.
Bak sana ne söyleyeceğim. Bana yalnızca bir deste ver, tamam mı?
Ouve lá, dá-me só um maço, OK?
Bak sana ne söyleyeceğim, bu kampüsteki tek manyak sensin.
Vou dizer-te uma coisa, o único lunático da universidade és tu.
Bir bak sana ne söyleyeceğim, sen kendi tarafından başla, bense kendi tarafımdan.
Ouve. Melhora a tua fé, e eu melhorarei a minha.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Fazemos o seguinte.
Bak sana ne söyleyeceğim...
Nos deixe fazer isto...
Bak sana ne söyleyeceğim, gençlik yıllarını dünyanın en güzel kadınının... sivilceli, sırık gibi kız çocuğuyla harca... ve sonra da bana dön.
Sabes uma coisa? Gastaste a tua adolescência com uma chula e gastadora filha, da mulher mais bonita deste mundo, e voltaste para mim.
Bak sana ne söyleyeceğim, sen bilmeden, biz gitmiş olacağız.
Eu digo-te que mais, vamos embora antes que te apercebas.
Bak sana ne söyleyeceğim, bu şeyi ortaya çıkaracağım.
Eu vou dizer o que vou fazer : Vou descobrir o que se passa.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Vou te dizer uma coisa.
Biz kafirleri medenileştiririz. Bak sana ne söyleyeceğim, bize iyilik yapmaktan vazgeçin.
"Vamos civilizar os bárbaros." Não nos façam mais favores.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Ouve, vou-te dizer uma coisa.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Faz assim.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Sabes que mais?
Bak sana ne söyleyeceğim.
Digo-lhe o que vai fazer.
Bak sana ne söyleyeceğim :
Oha só :
Bak sana ne söyleyeceğim Peder Anatoly...
Eu lhe falarei isso que, Pai Anatoly,
Bak sana ne söyleyeceğim.
Olha meu, deixa-me perguntar-te uma coisa.
Bak sana ne söyleyeceğim ; onu temizle, yakınında kal, bakalım neler olacak.
Faz o seguinte : limpa-o, mantém-no por perto. Vamos ver o que acontece.
Bak sana ne söyleyeceğim.
E digo-te mais uma coisa.
Bak sana ne söyleyeceğim, evlat.
Já sei o que vamos fazer, companheiro.
Bak sana ne söyleyeceğim. Bu benim numaram.
Digo-te mais, este é o meu número.
Bak sana ne söyleyeceğim. Kukla insanları garip insan toplulukları.
Sabe, eram pessoas muito estranhas, as da aula de fantoches.
Bak sana ne söyleyeceğim, Barbie. Sana kocanın çoktan söylediği ama onunla evli olduğun için duyamadığın bir şeyi bir de kendi tarzımla söyleyeceğim.
Ouve, Barbie, eu vou dar-te a minha versão de algo que o teu marido te disse, mas que não pudeste ouvir por seres casada com ele.
Bak sana ne söyleyeceğim. Siz yeterince uğraştınız. Ben gitsem iyi olur.
Já fizeram o bastante, acho que devo continuar.
Bak sana ne söyleyeceğim, beni Kuzey Kutbuna götür, ve eğer Noel Baba orada değilse, senin için birşeyler yapacağım.
Eu vou de dizer uma coisa, Você irá me levar ao polo norte, e se o Noel não estiver lá, eu irei fazer alguma coisa por você.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Eu vou dizer-te, o que é.
Bak sana ne söyleyeceğim tatlı şey, tamam mı?
Eu vou dizer-te uma coisa, docinho.
Bak sana ne söyleyeceğim birimiz buradan dışarıya elinde bir iş ile çıkacak.
Mas uma coisa te digo, um de nós vai sair daqui com um emprego.
Bak, sana ne söyleyecegim, ahbap...
Vou dizer-lhe uma coisa, amigo...
Bak, sana ne söyleyeceğim...
Vamos lá a ver.
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
Digo-te uma coisa, meu amigo.
Bak, sana ne söyleyeceğim.
Tens de saber uma coisa.
Bak, tamam, Sana ne olduğunu söyleyeceğim.
Olha, ok, fazemos assim.
Bak, sana ne söyleyeceğim. Neden bu akşam evime gelmiyorsun proje üstünde çalışırız.
Bem, ja sei. vá em casa hoje a noite e trabalharemos no projeto.
Bak, sana ne söyleyeceğim bu şehri korumak için kullandığınız ekipmanların % 99'u burada yapıldı.
99 porcento do equipamento com que defende o país foi desenvolvido aqui.
Bak sana ne söyleyeceğim...
Sabe, não sei se já lhe disse isto.
Sana ne söyleyeceğim bak, günün sonunda...
Vou te dizer.
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
- George... - Escuta, vou contar-te uma coisa.
Sana ne söyleyeceğim bak : Eğer sevinmem gereken bir şey varsa o da, bu şeye başlamamış olmamdır.
Sabes, se tem uma coisa com a qual fico feliz é nunca ter começado neste negócio.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Vou te dizer uma coisa...
Sana ne söyleyeceğim bak, babanın parasını almak en iyisiydi çünkü çok kötü bir iş adamıydı.
Se não fosse eu, outro tirava o dinheiro do teu pai, era um péssimo negociante.
sana söylemem gereken bir şey var bu Abby'ye söyleyeceğim andı babasıyla pişman olduğum bir anlaşma yapmıştım ve affedilmek için yalvaracaktım fakat ona bakınca uzun bir süre sonra sahip olduğum en iyi arkadaşı kaybetme fikrinden dolayı yapamazdım evet bana ne diyecektin
Tenho de te contar uma coisa. Chegou o momento de dizer à Abby que tinha feito um acordo com o pai dela de que me arrependia e de implorar perdão. Mas ao olhar para ela, a ideia de perder a minha primeira melhor amiga de há muito tempo...
Ne diyeceğim bak, sana bildiğim her şeyi söyleyeceğim. Ve karşılığın da senden beni ziyaret günlerimde gelip görmeni istiyorum.
Fazemos assim, eu digo-te o que souber e, em troca, quero que me venhas visitar.
Rüyalarını berbat etmek aptalcaydı. Bak, sana ne söyleyeceğim...
Foi estúpido da minha parte interferir com os teus sonhos, por isso, fazemos assim...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]