Basın traducir portugués
54,479 traducción paralela
Kendi basın bültenlerini kendileri yazıyor Morty.
Eles que escrevem essas coisas.
Ayrıca bir basın bildirisi hazırladım.
Também preparei um comunicado à imprensa.
- Basın yok. Röportaj yok.
- Nada de imprensa, nem entrevistas.
Basın toplantısında bununla başa çıktık ama en iyi sen bilirsin. Dar karşılık verecek.
Acho que conseguimos lidar com isto na conferência de imprensa, mas sabes melhor que ninguém, que o Dar vai vir contra nós.
Basın peşlerinde.
A imprensa está toda em cima deles.
Evet. Basın evime geldi.
Sim, a imprensa veio à minha casa.
Sabah ilk iş basın toplantısı yapılmasını istiyorum.
Quero uma conferencia de imprensa logo de manhã.
Halef Başkanın basın toplantısını dinliyordum.
Bem, estive a ouvir a conferencia de imprensa da Presidente eleita.
Basın toplantısından bahsetmiyorum.
E não quero dizer, conferências de imprensa.
Devam edin ve evet'e basın. Önemli değil.
Clique no sim à mesma.
Basın için mevcut yazıları hazırla Rebecca Ingram'ı soranları bana yönlendir.
Entregue as transcrições à imprensa. Se alguém perguntar pela ausência da Rebecca Ingram, encaminhe-os para mim.
Onun da başını belaya sokmadan, bana bir şey yapamassın.
Não me pode fazer nada sem que ele também se meta em problemas.
Üniversitesideyken finallerden bir hafta önce arkadaşımın başına gelmişti.
Isto aconteceu a um amigo meu na UCL, uma semana antes das finais.
Başından beri bilmene rağmen suçu üzerine mi aldın?
Tu sempre soubeste quem era e deixaste que te acusassem?
Başın belaya girmeyecek ama bana doğruları anlatmalısın. Anlıyor musun?
Não vais ficar de castigo, mas tens de me contar a verdade, percebes?
Bu gece başımdan vurulsam annelerin yarısının diyeceği şu.
Se hoje levasse um tiro na cabeça, metade destas mães iria dizer :
'Başını eğip de kurşundan kaçmak çok mu zahmetliymiş acaba? '
" Ela nem se deu ao trabalho de se baixar?
İşiniz başınızdan aşkın.
Já tendes muito com que vos ocupar.
Rogers'ın hakkından gel. Sonra basıp gidelim.
Derrota o Rogers e vamos embora.
Ama kahramanların bile başına aksilikler gelir.
Mas mesmo os heróis passam por dificuldades.
Yemek var, başını sokacak yerin var.
Tenho comida e um telhado.
Belki o savaş başımıza gelmezse Mars'ın hayalini kuramayız.
Talvez não possamos ter o sonho de Marte, até termos essa guerra...
Hep başını derde sokyor. Doğal olarak en çok onu seviyorum.
Ele está sempre metido em problemas, então, naturalmente, é o meu preferido.
Onun tüm ulusal güvenlik stratejisinin senin başının altından çıktığını düşünüyorum.
Acho que toda a plataforma de segurança nacional dela veio direitinha da tua cabeça.
Başın bu sefer nasıl bir belada?
Em que tipo de problemas estás metido agora?
O denli aptalsanız, Başınıza ne gelir?
Se deixares de os pressionar, a cada minuto, se fores assim tão estúpido, o que consegues?
İkimiz de bunu kendi başına yapmış olamayacağını düşünüyoruz.
Então, pensamos os dois que ele não tinha conseguido fazê-lo sozinho.
Aklının tamamen başına gelmediği belli ama biraz daha açık.
Embora, possas dizer, que ela... Não ficou exactamente condicionada, embora, um pouco mais aberta.
Başınızı aşağıda tutun.
Mantenham as cabeças baixas.
Başka açıklamalar da bulabiliyorum. Senin yanıldığın, benim de en başında seni dinlemekle yanıldığım bir açıklama da bunlara dâhil.
Posso pensar noutras, incluindo uma onde estavas errada e eu estava errada por alguma vez ouvir-te.
Bunu yapan Dar Adal'sa onun dünyasını başına yıkmak üzereyim.
Se isto for coisa do Dar Adal, Estou prestes a derrubar-lhe o telhado na cabeça dele.
Başkana bu ayın başında yapılan suikast teşebbüsüyle bağlantılı tutuklamadan... - Bu ne şimdi?
... Foram feitas dezenas de detenções ligadas à tentativa de assassinato da Presidente no início deste mês.
Başka açıklamalar da bulabiliyorum. Senin yanıldığın, benim de en başında seni dinlemekle hata ettiğim bir açıklamada bunlara dahil.
Posso pensar nos outros, incluindo um onde você estava errada e eu estava errada ao tê-la escutado.
Adını duyduysan başını salla.
Balança a cabeça se já ouviste falar dele.
Başınız sağ olsun.
Lamento muito a sua perda.
Başınız sağ olsun.
Lamento a sua perda.
- Başınız sağ olsun.
- Lamento.
Yaklaşan kıyamet yüzünden DSD'nin işi başından aşkın.
O DSD tem as mãos cheias com o Apocalipse eminente.
Bebeği kendi başınıza öldürmeniz şart değil ama başınızla onay vermelisiniz.
Não precisa de ser você a matar o bebé, mas tem de acenar para que aconteça.
- Başın mı ağrıyor?
- Dor de cabeça? - Não.
Bizler evliliğin insanlığın başına gelmiş en yıkıcı fikir olduğuna inanıyoruz.
Acreditamos que o casamento é a ideia mais destrutiva alguma vez concebida pela Humanidade.
Başkanın bir düğmeye basıp da milyonlarca insanı patlatması yerine gönüllüyü öldürüp anahtarı kalbinden çıkarması gerekiyor.
Para o Presidente poder explodir milhões de pessoas com um toque num botão, ele tem de extrair essa chave assassinando o próprio voluntário.
O geminin tek başına kalmasını göze alamam.
Não posso atrasar-me por causa da chalupa.
O kumsalda bu işi bozmaya niyetli biri olacaksa Bay Silver onların başını çekecektir.
Se houver alguém naquela praia com o desejo de sabotar esta troca, receio que o sr. Silver seja o primeiro dentre eles.
Kilitsiz kapıları açmak, dışarı çıkmak, tek başına duş yapmak ve yatağımın yanında klozet olmaması.
Abrir portas destrancadas e sair, depois tomar banho sozinha e não ter uma sanita ao lado da cama.
Sabah uyandığımda başıma bunların geleceğini bilmiyordum.
Também não acordei hoje a pensar que isto ia acontecer-me.
Hayır İsaac başının çaresine bakabilir.
Ele sabe tomar conta dele mesmo.
Farklı olmak istiyorsan aklını başına getirmelisin. "
"Se quiseres marcar a diferença, " tens de ir até ao fim. "
Ellerini başının üstüne koy ve şu tarafa geç.
Põe as mãos atrás da cabeça e vai para ali.
Eller başın üstüne, hemen.
Mão em cima da cabeça, já.
Ellerini başının üstüne koy.
Levante as mãos.
basınç 29
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başını dik tut 33
başına dikkat et 60
başının çaresine bak 19
başın nasıl 32
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başını dik tut 33
başına dikkat et 60
başının çaresine bak 19
başın nasıl 32