Bir hediye traducir portugués
5,091 traducción paralela
- O bir hediye... bir şeyleri bilir.
- Ela tem um dom, sabe coisas.
Küçük bir hediye vereyim dedim.
Só uma pequena prenda.
Şehri kendinden korumam için bir hediye.
Foi um presente. Um presente que usarei para salvar a cidade de todo o seu mal.
Şey, çok güzel bir hediye.
- É um presente e tanto.
Size ufak bir hediye bıraktım.
Deixei um pequeno presente para si.
Ona anlamlı bir hediye vermek istedim.
Eu queria dar-lhe algo significativo.
Kasıtlı cahillikten daha çok nefret ettiğim başka birşey yokken bazı meselelerde bağışlanmış cahilliğinin, bir hediye olabileceğini düşünüyorum. Arkadaşın Jan..
Por mais que odeie muito a ignorância deliberada, acredito que em certas assuntos, a ignorância concedida pode ser um presente.
Bir hediye olduğunu düşünmüştüm.
Pensei que fosse um presente.
Bunun "da" bir hediye olduğunu anlamam yıllarımı aldı. "
Demorei anos para perceber que aquilo também era um presente. "
Boş bir hediye kutusu daha mı?
Outra caixa de presente vazia?
Miller size küçük bir hediye almış.
- O Miller acabou de vos comprar uma prenda.
Victoria, ne kadar düşünceli bir hediye. Bunu sana geri ödemek için bir yol bulmalıyım.
Victoria, que presente tão atencioso.
- Ah, evet fakat burada bir hediye var ki kimseye göndermesi için güvenemem.
Sim. Mas há um presente que não confio a ninguém.
Denise'e bir hediye getirdim.
Mas mais tarde.
Hiçbir şekilde herhangi bir hediye istemiyorum.
Sob nenhuma circunstância eu quero um presente.
Evet, adamları canavarlardan ayıran bir hediye bu. Doğru muyum?
É o perdão que diferencia os homens dos animais, não é?
Hayır... Küçük bir hediye.
Foi uma partida infantil por ser o meu aniversário...
Evet ve küçük bir hediye bıraktı.
- Sim. E deixou um presente.
Sana küçük bir hediye vermek istiyoruz.
Queremos dar-te um pequeno presente.
- Kardeşine çok güzel bir hediye verdin.
Deste à tua irmã um grande presente.
- Bir hediye alman gerekiyor.
- Compra um presente.
Demir El sana bir hediye gönderdi!
Recebeste um presente do Mãos de Ferro!
Geç kalma olayını telafi edemeyeceğimi biliyorum ama sana özel bir hediye aldım.
Sei que não posso te recompensar por chegar tarde, mas trouxe-te um presente especial.
Yok, bu bir hediye.
Não, isto é um presente.
Franz Deutscher'den bir hediye.
Uma prenda do Franz Deutscher.
Aslında sana küçük bir hediye aldım.
Na verdade, tenho um pequeno presente para ti.
Koca Mike'dan bir hediye olarak düşün.
Considera isto um presente do Big Mike.
Dönüşünüzü kutlamak için bir hediye.
Um presente, para comemorar o seu regresso!
Bak Kate teyze sana ne kadar güzel bir hediye getirmiş.
Olha o bonito presente que a tia Kate trouxe para ti.
Biri bir çuval hediye çalıp ne aldıklarını görmek için buraya getiriyor.
Então, alguém rouba umas prendas, e trá-las para aqui para ver o que tinham.
Bir sürü hediye çalmışlar. Bir çocuğun da onun saldırısına uğradığını düşünüyoruz.
Roubaram prendas, e achamos que um miúdo foi atacado por ele.
Şurada kalp ilacı var, ev defibrilatörü var. Bir de Brooklyn Metodist'in kalp bölümünden sürekli müşterilere verilen hediye sepeti var.
Temos medicamentos para o coração, um desfibrilador caseiro e uma cesta para clientes frequentes da ala cardíaca do Brooklyn Methodist.
Sınırlandırılmış bir elektromanyetik darbe silahı, ayrıca birkaç tane de hediye buldum.
Encontrei um PEM localizado e mais umas engenhocas.
Bir tanesini de kıza hediye olarak verir. Olmadı!
Ele dá-lhe de presente.
Güneş gören bir yere koyun. İçinde bir de hediye çeki var.
Precisa de luz solar e há um cartão também.
Bu yüzden bunlar sadece hediye değil, bir meydan okuma.
Isto não é Paris.
Ona muazzam bir hediye verdin Sam.
Deste-lhe um incrível presente, Sam.
Hediye alan bir sen varsın.
Foste a única que comprou.
Yani, bu bir hediye oldu.
E depois, a senhora com aquelas bonecas, foi um presente.
Kayıp dişi fark etmek bir nevi hediye oldu.
Parece que o incisivo que faltava foi um brinde.
Başka bir kızdan hediye mi?
- Era de outra rapariga?
Katil, aynı zamanda her bir kurbanın elinden bir parmağı kesmekten zevk alıyor, yani hediye olarak saklıyor.
O assassino também gosta de cortar um dedo de cada mão da vítima, e guardá-los como recordação.
Genç bir bey ona hediye etti.
Um homem mais novo ofereceu-lha.
Sana hediye olarak küçük bir Eiffel Kulesi gönderdi.
Mandaram-te uma torre Eiffel pequenina de presente.
Lütfen... Noel arifesinde saat beş olmuş ve benim dünyanın en iğneleyici ve en hain erkekleri için bir sürü mükemmel hediye bulmam gerekiyor.
Por favor... 17h00 da véspera de Natal e tenho de arranjar 12 prendas perfeitas para os homens mais dissimulados do mundo.
Şimdiye kadar bir adamdan hediye almamış mıydın?
Nunca recebeste um presente de um homem?
Bileğinizdeki eşarp bir kadından hediye miydi?
O lenço no seu braço foi um presente da sua senhora?
Bir gecede bir milyar hediye dağıtması lazım.
Tem de entregar cerca de um bilião de presentes numa noite!
Yanında bir de hediye var.
Está um presente, também.
Aslında bu numaranın 30 yıl önceki doğum günümde başladığı söylenebilir. Bir Rance Holloway Sihir Seti hediye edildiğinde. Talimatların videosunu da ilk kez o zaman izledim.
Acho que se pode dizer que este truque começou há 30 anos, no meu aniversário, quando me ofereceram o Kit de Magia do Rance Holloway e vi o vídeo de instruções pela primeira vez.
Şefe bir resim hediye ettiğimden yerim hazır.
Tudo porque dei um quadro ao chef.
hediye 81
hediye mi 55
hediyeler 55
hediyem olsun 24
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
hediye mi 55
hediyeler 55
hediyem olsun 24
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20