English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bir kızım var

Bir kızım var traducir portugués

2,686 traducción paralela
Aynı yaşlarda benim de bir kızım var. Ama bu, bu yanlış.
Tenho uma filha quase desta idade, mas isso é errado.
Küçük bir kızım var ve ona bakabilmek istiyorum.
Saio daqui a três meses. Tenho uma filha e quero poder cuidar dela.
- Gelecek haftaya oraya gitmem gerekiyordu ama benim çok hasta ufak bir kızım var... Tabii. Bizi Afrika'ya götürebilirsen.
Sim, se conseguires levar-nos a África.
Benim de bir kızım var.
Eu também tenho uma filha.
Küçük bir kızım var daha hiç görmedim.
Tenho uma menina que... ainda não vi.
Görüyorsun ya, benim de bir kızım var.
É que eu também tenho uma filha.
Bir kızım var.
Tenho uma filha.
Boşandım ve beş yaşında Ava adında bir kızım var.
Sou divorciada e tenho uma filha de 5 anos, a Ava.
Ne tesadüftür ki, benim de hemen hemen aynı yaşlarda bir kızım var.
- É a Hope. É que tenho uma menina da mesma idade, na sala de estar, a ver a "Yo Gabba Gabba".
Bu baylar çok uzun yoldan geldiler. Ve çok sıkı bir programımız var.
Estes homens vieram de longe e estamos com uma agenda apertada.
Yapacağımız bir iş var artık oğlum!
Temos trabalho a fazer, rapaz!
Bir eşim var. Bir kızım ve oğlum var.
Tenho mulher, uma filha e um filho.
Dorne'den gelen tatlı bir kırmızı şarabım var leydim.
Tenho um tinto doce de Dorne, Milady.
Artık yeni bir kralımız var.
Agora, temos um novo Rei.
Evlisin ve bir kızın mı var? Hayır.
- És casado e tens uma filha?
Nikita'nın benim için bir çıkış planı var. Ayrıca içeride de bir adamımız var, Michael. Sahte ölüm senaryoma yardım edecek.
A Nikita tem um plano de fuga para me deixar livre, e eu tenho uma pessoa lá dentro, o Michael, que irá ajudar-me a simular a minha morte.
Bir Alfa olarak senin biraz daha fazlan var. Gözlerinin rengini parlak sarıdan yakıcı bir kırmızıya dönüştüren o kıvılcım.
Sendo um alfa, tens aquele extra, aquele fenómeno que intensifica a cor dos teus olhos de um amarelo vibrante para um vermelho intenso.
İlginiz için teşekkürler fakat kızımızla harika bir ilişkimiz var.
Agradecemos a preocupação mas temos um bom relacionamento com a nossa filha.
Kızın seksi bir İsveç aksanı var mıymış?
Tem um sotaque, suíço sexy?
Seksi bir kız mı var yoksa?
O quê? Um encontro?
Gezegenimiz bu noktaya kadar var olamayabilir. Ama, ola ki oldu, bu durumda yıldızımızın son ölüm acılarına tanıklık edecek kavrulmuş ve çorak bir avuç kayadan başka bir şey kalmayacak.
O nosso planeta poderá não sobreviver até este ponto, mas se tal acontecer, restará pouco mais do que uma rocha queimada e estéril para testemunhar o final agonizante da nossa estrela.
Kızımız olamayacak. Fakat, anısını yaşatmaktan daha fazlasını yapmak için bir yol var.
Não poderemos ser pais dela, mas há uma forma de ficarmos com mais do que apenas a memória dela.
FBI'ın elinde kızımın nerede olduğuna dair bir ipucu var mı?
O FBI tem pistas de onde é que a minha filha poderá estar?
Kızınızın bildiğiniz bir düşmanı var mıydı?
Sabe se a sua filha tinha algum inimigo?
Tekrar sormak zorundayım, sence kızın bununla bir ilgisi var mı?
Tenho que perguntar novamente, acha que ela está envolvida?
Bir kızım var, Lloyd.
Tenho uma filha.
8 yaşında bir kız var, daha bu sabah gülüyordu. Babası ötenazi için benden yardım istiyor. Şimdi bitkisel hayatta.
Tenho uma criança de 8 anos que, hoje de manhã, estava a sorrir e a gesticular e agora está num estado vegetativo permanente e o pai dela quer que eu...
Kırmızı bir elbise var mı? Neden?
- Encontraste aí tecido vermelho?
Ve yine de Cherooke Birliği'ne üye seksi bir kıza motor çekebilirim. Ki bu ırkçı bir davranış olmaz. Çünkü hayırlı bir amacımız var.
E que ainda posso montar uma boazona que também é membro da Nação Cherokee, que não é racista, porque é por uma boa causa.
Tamam, öyleyse, sorun yoksa.. Benim bir kız kıza sohbete ihtiyacım var.
Se não te importares, preciso de um tempo com as amigas.
Yıllar boyunca Dedikoducu Kız'a ne kadar şey yollamışım bir fikrin var mı?
Tens ideia da quantidade de coisas que já enviei para a Gossip Girl ao longo dos anos?
Yürüyün. Yıllık zamlarımızı erken alacağımıza dair bir dedikodu var.
Dizem que vamos ser aumentados mais cedo.
O senin kız kardeşin de ondan. Ayrıca ona yardım etmek için bir şansın var.
Porque é tua irmã e tens a oportunidade de a ajudar.
Bu törenin senin için önemini biliyorum dediğimde bana inan ama şu anda, herkesin güvende olduğuna emin olmalıyız ve düzeltmemiz gereken bir karışıklık var, tamam mı?
Sei como o desfile é importante para ti, mas tenho de ver se estão todos bem. Temos de limpar esta confusão.
Bu adamın karısı ve kızı var, benim aksime bir babası var yani gidip ona yardım edeceğim.
Esse homem tem esposa e filho, que, diferente de mim, ainda tem um pai. - Então, vou ajudá-lo.
Başka bir kız arkadaşın mı var ya da....
Tens outra namorada ou...?
Artık askerlerimiz dizildi, Artık saldıracak ortak bir düşmanımız var.
Agora que nossas tropas estão alinhadas, temos um inimigo em comum para atacar.
Şu dağa çıkıp, uçuruma bakmamızın bir sakıncası var mı?
Importas-te se subirmos e dermos uma vista de olhos no penhasco?
Adam bir Alpha mı, yahut Kızıl Bayrak'la bir bağlantısı var mı diye bakmamızı.
Para ver se ele é um Alpha ou uma ligação com o Red Flag.
Kızıl Bayrak'la bir bağlantısı var mı onaylayabildiniz mi?
Podem confirmar a ligação com o Red Flag?
Ama en azından bir kız arkadaşım var.
Mas pelo menos tenho uma namorada.
Canınız sıkılıyorsa neden Buy More'a gelmiyorsunuz? Burada size yardım edebilecek bir sürü insan var. Biliyor musun adam haklı.
Se tem um pepino, porque não ir a uma Buy More onde alguém poderá ajudar.
Buraya kızınla ilgili bir haber var mı sormaya gelmiştim.
Vim perguntar se já tens notícias sobre a tua menina.
Kız kardeşimle bir zihin bağımız var.
Tenho esta ligação mental com a minha irmã.
Şirketim çok fazla kıtalararası işler yapar. Çoğu yerden müşterimiz buraya geldiğinden otelle anlaşmalı bir hesabımız var.
A minha empresa faz muitos negócios no estrangeiro e os clientes hospedam-se aqui, por isso, temos conta no hotel.
İşin iyi kısmı, bizim de bir kaç oyuncağımız var.
Ainda bem que temos os nossos próprios brinquedos.
Sizi koca kıçlılar lanet saatli bir radyoya mı ihtiyacınız var?
Algum de vocês precisa de uma porcaria de um despertador?
Sanırım şu dövmeli kızı ayarlayacağım hatta bir planım var.
Acho que aceito essa miúda tatuada... Eu... tenho um plano.
Bizim bir çıkış stratejisine ihtiyacımız var.
Precisamos de uma estratégia de saída.
- Yani kız biraz arkadaşım belki. Ama aramızda tuhaf bir cinsel gerilim var.
- Ela, um pouco, talvez, mas há muita tensão sexual...
Çene kırığı olan bir hastamız mı var?
Há alguém com o maxilar partido? - Vai haver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]