English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bu haksızlık

Bu haksızlık traducir portugués

1,197 traducción paralela
Bu haksızlık.
Não seria justo.
Bu haksızlık.
Não é justo.
Bu haksızlık, sivilce çıkıyor ama bıyıklar çıkmıyor.
Sabe, não é justo ter espinhas e não crescer o bigode.
- Bu haksızlık.
- Não é justo.
Bu haksızlık!
Isto é uma afronta!
Bu haksızlık.
Isto não é justo.
Kenny bu haksızlık.
Kenny, isso não é justo.
Ama zaman bizden çalındı... ve bu haksızlık.
Mas o tempo foi-nos roubado e não é justo.
İkisi de ceza aldı ama bu haksızlık.
Ficaram os dois de castigo.
- Hayır, bu haksızlık.
Não. Não é isso...
Bu haksızlık!
É injusto.
Bu haksızlık.
Isto é injusto.
Bu haksızlık.
- Não é justo.
Haklısın. Bu haksızlık.
- Pois não.
Hey, bu haksızlık!
Isso não é justo.
Ama bu haksızlık.
Isso não é justo.
- Madenci, bu haksızlık. "Haksızlık" mı?
- Mineiro, isto não é justo.
Bu haksızlık. "
Não é justo. "
Hayır. Helen. Bu haksızlık.
- Helena!
- Baba, bu haksızlık.
Pai, isso é injusto.
Bu haksızlık, sizi onun bunun çocukları!
Isso não é justo, seus filhos da puta!
Bu haksızlık!
Não é justo!
Bu haksızlık! Silahı dolu bile değil!
A arma não está carregada!
- Hey bu haksızlık.
- Toda a gente.
Bu doğru değil. Ve bu haksızlık.
Isso não é verdade e é uma injustiça.
Bu haksızlık!
Não é justo.
- Bu haksızlık.
- Isto não é justo.
Tamam, bu haksızlık çünkü bunu yapmanı çok sevdi...
Sabes que isso não é justo porque eu adoro quando tu...
Bu haksızlık. Andy'nin suçu değildi.
Na verdade, a culpa não foi do Andy.
Bu haksızlık, sihir kullanıyorsun.
Não é justo usar magia.
Bu her zaman öyledir. Tanrı asla haksızlı k yapmaz. Adil olmak zorunda.
Deus não anda na reinação, é um tipo justo.
Val'i bu işe karıştırmaya çalışman haksızlık.
Não está certo quereres convencer o Val, Armand.
Sence bu bana haksızlık değil mi? Ama ağladığımı gördün mü?
Não achas que isso me aborrece um pouco?
Haksızlık bu ama.
Isso não é justo.
- Bu haksızlık.
Não é justo.
Haksızlık bu!
... São tão injustos!
Bu haksızlık Alex.
Isto é tão injusto, Alex.
- Bu büyük bir haksızlık.
- Não é justo.
Bu sana haksızlık.
Não é muito justo para ti.
Bu, diğer çocuklara karşı, haksızlık olmaz mı?
Isso não seria justo com as outras crianças, não achas?
Bu, dünya tarihindeki en büyük haksızlık!
É a maior injustiça à face da terra! Temos de ir.
Ama bu sefer bana haksızlık yapmamalısınız. Beni görevden almalısınız.
- Desta vez tem de despedir-me.
Haksızlık bu.
Não é justo.
En sonunda bitti. Daha ileri gidip bu aileleri gereksiz yere üzmeden ne durumda olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Ailelere travma yaşatmak onlara haksızlık olur.
Agora, temos que ver em que ponto estamos antes de avançarmos, e antes de sujeitar essas famílias a mais trauma do que o necessário - pois isso seria simplesmente cruel,
Haksızlık bu.
Não és justa.
Hiç kahrolasıca şansımız yok, haksızlık bu!
Não temos qualquer hipótese! Isto não é justo!
Bu yaptığın, haksızlık.
- Um contra o outro. Não é justo. - Liguei para a Willow.
Bu konuda Burns'e haksızlık ettik galiba.
Talvez desta vez estavamos enganados em relação ao Burns.
- Haksızlık bu.
- Não é justo.
Bu büyük haksızlık.
Isso é totalmente injusto.
Haksızlık bu!
Não é justo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]