Burda değil traducir portugués
399 traducción paralela
"Burda değil mi?"
"Não está?"
- Afedersiniz, hizmetçi burda değil mi?
- Com licença. A criada não está?
- Tabi burdayız, burda değil
Só que estamos aqui, e não ali.
- Ve de transmitter burda - Burda değil
E o transmissor fica ali, e não aqui.
Fakat burda değil.
Mas não aqui.
Hayır, burda değil.
Não, aqui não.
Hayır, annen burda değil.
Não, não, sua mãe não está aqui.
Pekala ben bekliyorum, o burda değil.
Eu tenho estado à espera. Não chegou.
- O zaman ceheneme git! O burda değil.
Aqui não está!
Ne demek, adamım burda değil?
O homem não está cá?
Burda değil.
Ela não está aqui.
Burda değil.
Não está cá.
- Karın nerde? - Neden burda değil?
- Porque é que não está cá?
Ben de burda değil miyim?
Pois bem, aqui estou eu.
- Kim demiş burda değil diye?
Quem não está cá?
Onu burada güvende bırakmıştım. Kapıyıda kilitlemiştim. Pekala, şimdi o burda değil.
Deixei-a aqui a salvo Até tranquei a porta ela agora não está aqui
Burda değil işte.
Mas ele não está aqui.
Bale. burda değil, yurt dışında.
Ballet. Não cá, no estrangeiro.
- Ucube şov! Lise, annem burda değil ve benim tavsiyeye ihtiyacım var.
Ouve, Lise, preciso de um conselho e a mãe não está aqui.
Bay Roston burda değil size cevap veremez. İstediğinizi söyleyebilirsiniz.
O Sr. Roston não está aqui para se defender, por isso pode dizer o que quiser!
Umarım herifin biri bulur da ilk burda değil de şehrin dışında kullanır!
Espero que o gajo que a encontrou a use noutro sitio, não aqui para variar!
Burda değil mi yani?
Não está aqui?
- Bekleyeceğiz, tam burda - Kaptanın ne dediği umurumda değil, radyoya geçip o gemi ile bağlantı kurun, acilen
Wallace... diga o Sr. Brice o que disser, quero que vá para a cabine de rádio e estabeleça contacto de voz imediatamente com aquele navio.
Bu burda Avrupa'da, Afrika, Latin Amerika'da değil.
Seja na Europa, seja na África, na América Latina, em toda parte.
Sana burda vurmuştum değil mi?
Eu o venci, não?
Albay Drummond, burda yargılanan düşünme hakkı değil.
Não estamos aqui a julgar o direito de raciocinar, Coronel Drummond.
- Geceyi burda geçireceksin, değil mi?
- Vai passar a noite comigo? - Os ovos estão queimando.
Benim egemenliğim altında, Simon Burda olanlar orda olmamalı... olması gerekenlerde orda değil.
No meu reino, Simão os que lá estão não deveriam estar... os que lá deveriam estar, não estão lá.
Kocam soforluk yapiyor, su an burda degil, ben de buraya geldim.
O meu marido é camionista e anda na estrada, e então vim aqui sozinha.
Beni burda bırakmayacaksınız değil mi?
Não me vão deixar aqui, pois não?
Eddie burda değil. Eddie'i bilirsin.
- O Eddie não está.
Mümkün değil. Bak, üçüncü sınıfların ders listesi burda.
Não, eu tenho o despertador Para as 3 aqui.
Bayan Garden öldüğünden beri burda kimse oturmuyordu değil mi?
Não alugou o quarto a mais ninguém desde a morte da Sra. Garden?
- Burda olma sebebim bu değil.
- Não é por isso que estou aqui.
Ben burda eve göz kulak olurken değil!
Não enquanto eu estiver a vigiar!
- Allahtan Moby burda değil.
Estou contente por o Moby não estar aqui.
Burda esrar felan içmeye çalışmıyorum öyle değil mi?
Nem sequer estou a fumar droga, está bem?
- Evet gördün mü MacGyver. Burda olması güvenli değil.
- Sabes, MacGyver, isto aqui não é seguro para ele.
Sammy burda Santa Monika'li 14 yaşında bir çocuktan söz ediyoruz otantik çağın gizemlerinden değil.
Sammy, estou a falar de um miúdo de 14 anos de Santa Monica não os mitos da antiguidade. Quem é que o tem?
Bu işi burda bitirmek istiyorsun değil mi?
Deixa de ser bebezolas!
Benim jölemi yemedin değil mi baba? Sorun yok tatlım O burda.
O que vais fazer, mãe? Não sei. Não tenho tempo para fazer tudo outra vez.
Umrumda degil. Ben burda uzanip, uyuyacagim.
Quero lá saber, mas eu vou esticar-me e dormir aqui.
O burda, Öyle değil mi?
Ela está aqui, não está?
Ama size hatırlatmak isterim Rebecca Carlson'un burda oluş... nedeni onun cinsel zevklerinin tartışılması değil.
Mas quero que se lembrem de que Rebecca Carlson... não está sendo julgada por seus gostos sexuais... mas julgada por homicídio.
Niyetin geceyi burda geçirmek değil dimi?
Espero que não penses em ficar aí toda a noite.
- Burda, burda. - Tam olarak değil.
Talvez haja entre vós alguém que pensa que descende de um macaco.
Kung-fu da mükemmelsin burda taoist olmak akıllıca değil
Tem um grande kung-fu. Não é sábio ser taoista aqui.
Hadi konuş, adamım! Dave burda değil adamım.
O Dave não está cá.
Beni burda tutan kafes değil.
Não é a jaula que me mantém aqui.
Ama burda sorun bu değil.
Mas esse não é o problema.
Bugün balık için hiç iyi bir gün değil burda kalmaya devam edersek açlıktan öleceğiz
Estamos a dias sem pescar nada. Aqui vamos morrer de fome.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25