English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Böyle bir şey yok

Böyle bir şey yok traducir portugués

417 traducción paralela
Böyle bir şey yok.
Não existe tal coisa.
Böyle bir şey yok. Kahretsin!
Não existe tal coisa.
Böyle bir şey yok.
Nada como isto.
Sizi her gördüğümde, Teksas'ta hemen hemen herşeyimiz var ama böyle bir şey yok diye düşünüyorum.
Quando a vejo, penso : Temos todo o tipo de recursos naturais, mas nada assim.
Böyle bir şey yok.
Isso não existe.
Ama böyle bir şey yok!
Mas não é verdade!
- Karin, canım. Böyle bir şey yok.
Karin, querida, não é verdade.
Oh, hayır. Kesinlikle böyle bir şey yok.
Não, nada do género.
Böyle bir şey yok.
Nada disso!
-... veya öyle bir şey.. - Kadınsınız diye böyle bir şey yok.
Confie em mim, não tem nada a ver com isso.
- Onda böyle bir şey yok.
- Ele não tem.
İtalya'da böyle bir şey yok.
Na Itália não temos.
Güven bana, böyle bir şey yok.
- Acredita, não há nada igual.
Bilmenizi isterim ki bu ülkede böyle bir şey yok.
Queria que soubesse que não existe nada desse tipo neste país.
Efendim, inanın, oyunda böyle bir şey yok.
Sire, juro-lhe que não há nada disso no que faço.
— Böyle bir şey yok maalesef...
Não temos nada dessas coisas. - Vamos registar tudo o que cá está.
- Anlaşmada böyle bir şey yok.
- Não faz parte do contracto.
Anlaşmamızda böyle bir şey yok.
- Não faz parte do acordo.
Böyle bir şey yok. Gücün fazlası olmaz.
Excedente de energia é uma coisa que não existe.
- Ama böyle bir şey yok.
- Não existe nada do género.
Böyle bir şey yok.
Isso não existe, nunca.
- Hmm. Buralarda böyle bir şey yok.
Não há nada assim aqui.
Böyle düşünüyorsan seni her gece göz önünde tutmaktan başka yapacak bir şey yok.
Se achas isso, não há nada a fazer, senão amarrar-te todas as noites.
Şey, bundan böyle öyle bir yaşam yok.
Esse tipo de vida está fora de questão.
Güvenli değil, yılanlar soğukkanlı hayvanlardır ve uyuşturucu iğne böyle hayvanlarda hemen etki göstermez,... ama yapacak bir şey yok.
Mas não é seguro, porque uma cobra tem sangue frio e o anestésico não funciona assim tão bem ou tão rapidamente, nesses animais, mas não há outra coisa a fazer.
- Böyle bir şey yok.
- Por que?
Sorun yok, şey hariç... Böyle bir parayı tutmak istemiyorum, Flora.
Nada, excepto que... este não é o tipo de dinheiro que me agrade guardar.
Böyle bir şey için avukatınızı çağırmaya gerek yok bence.
Penso que não é preciso meter o seu advogado nisto.
Sayın yetkili, Britanya gençlerinin böyle cesaret ve azametle kendilerini yok etmesi harika bir şey.
Caro senhor, como é esplêndido ver a fina nata da masculinidade britânica pôr fim à vida com tal empenho e tenacidade.
Onu da böyle öpüyorduysan şaşacak bir şey yok! Zavallı adam.
A beijar assim não me surpreende, pobre senhora.
Benim böyle bir şey için hayal gücüm yok.
Tenho pouca imaginação, suponho.
Oh, hiç kuşku yok ki böyle bir şey, senin gibi... yontulmamış bir kafirin ilgisini çekerdi, Mctaggart. Ancak burası hala, teorik olarak, yasalara uyan hıristiyan bir ülke - ne var ki, bu biraz demode bulunabilir.
No entanto, este é todavia, em teoria, um território cristão sujeito à lei, por muito fora de moda que pareça.
Yok böyle bir şey.
As coisas que faz com ela...
Galactica ve filoyu yok etmemize izin veriyor. Kim böyle bir şey yapabilir?
Deixa-nos destruir a Galactica e restante frota... quem é que no seu perfeito juízo permitiria tal coisa?
Bu kadar yeter! Bilim adına da olsa, böyle bir şey yapma hakkınız yok!
É intolerável!
Bak biliyorum bu Komutan'ın mahkemesinde çok kötü gözükürdü. Koca gezegendeki tek insan biziz....... ama galakside böyle bir şey olmasının imkânı yok. Ben...
Olhe, eu sei pareça ruim dentro do quarto de convidados, e nós somos os único humanos neste planeta inteiro, mas não houve, pôr nenhum meio nesta galáxia, de...
Eğer böyle dinamik bir evrende yaşıyorsak ve her şey Büyük Patlama sonucu oluşmadıysa evrenin son yok oluşu sonrasında yeni bir döngü sonucu yaratılmış olabiliriz.
Se vivermos num universo tão oscilante, o Big Bang não poderá ser a criação do Cosmos, mas apenas o fim do ciclo anterior, a destruição da última encarnação do cosmos.
Bir tur orada, diğerinde yok. Şimdiye kadar hiç böyle bir şey görmedim.
Um minuto esta ai, no seguinte nao.
Anlaşılan zararı kabullenip yoluma gitsem iyi olacak. Yeni kocanın yasını böyle bir şey için bölmeye hiç gerek yok... öyle değil mi?
Bem diz-me a experiência, que o melhor é não me intrometer na tristeza do marido.
Patron böyle istiyor, yapacak bir şey yok.
O patrão assim o quer, vamos a isso.
Yok böyle bir şey!
- Oh! É incrível.
Yok böyle bir şey!
É incrível.
Birisine böyle bir şey yüzünden bu şekilde çamur atma hakkınız olabilir ama benim yok.
Acha que pode julgá-lo por isso, mas eu não posso.
Böyle bir şey hakkında bilgim yok.
- Não sei nada acerca disso.
Böyle bir durumda yapabileceğim fazla bir şey yok.
Este tipo de coisa, é... Não posso fazer grande coisa.
- Tina, yok öyle bir şey. - Aynen böyle oluyor.
Não é assim.
- Böyle bir şey yapmana hiç gerek yok.
Por favor, não! Não!
Haydi, böyle bir şey yok.
- Isso não existe...
- Bu da ne böyle? - Yok bir şey.
- O que se passa aqui?
Bana uzatma vermemeniz bir şey. Ama benimle böyle alay etmeniz ve bana işkence etmeniz bunun hiçbir özrü yok.
Sabe, uma coisa é não me protelar o prazo... outra coisa é gozar com a minha cara e torturar-me desta maneira.
Yok bir şey. Böyle iyiyim.
Nada, obrigado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]