Cassidy traducir portugués
1,091 traducción paralela
Munch ve Cassidy şüpheliyi getiriyor.
O Munch e o Cassidy vão trazer o suspeito da Esquadra 27.
Cassidy Moloney's'e gittik, sarhoş olduk. Ben de bunun olmasını senin kadar istedim. Ama istediğim tek şey buydu.
Cassidy, nós fomos ao Moloney's, embebedámo-nos, e eu queria que aquilo acontecesse tanto quanto tu, mas não queria mais que isso.
- Evet. Cassidy'le ne zamandır birlikte oluyorsunuz?
Há quanto tempo dormes com o Cassidy?
Munch ve Cassidy, Mott ve Canal'daki T.J. hakkında bir şey buldu mu?
O Munch e o Cassidy sacaram algo sobre o T.J. entre a Mott e a Canal?
Munch, Cassidy, yakın zamanda şartlı tahliyeyle çıkanlara bakın.
Munch, Cassidy, vejam quem saiu agora da prisão.
Cassidy? Seninle biraz konuşabilir miyim?
Cassidy, posso falar contigo?
Cassidy, ne oldu?
Cassidy, o que se passa?
Albay James Cassidy benim gibi tiplerden hoşlanmayan bir adamdı.
O Coronel James Cassidy era o tipo de gajo que detestava gajos como eu.
Cassidy bize 15 dakika geç kaldığımız için avaz avaz bağırmadan önce mi?
Antes ou depois do Cassidu gritar por termos chegado 15 minutos atrasados?
Albay Cassidy bir raporu takip etmemi istedi.
O Coronel Cassidy pediu um relatório rápido.
- Sadece Cassidy için bir envanter.
- Apenas um pequeno inventário para o Cassidy.
Albay Cassidy benden jip kazasında öldüğünü iddia ettiği iki er için ailelerine mektup yazmamı istedi.
O Coronel Cassidy pediu-me para enviar duas cartas de condolências de 2 soldados que ele disse terão morrido num acidente.
- Cassidy nerede?
- Onde está o Cassidy?
Sean Cassidy'den beri kimseye çarpılmadım.
Não me apaixono desde o Sean Cassidy.
Cassidy! Cody! Yeter!
Cassidy, Cody, basta!
- Alo? - Bay Cassidy lütfen.
- O Sr. Cassidy, por favor.
- Dedektif Cassidy, nasıl yardım edebilirim?
- Detective Cassidy, em que posso ajudá-la?
Cassidy, bana vicdan azabı çektirme nanelerine karnım tok.
Cassidy, não sou sensível às suas tretas para me sentir culpado.
Cassidy.
Cassidy.
Dedektif Cassidy.
Detective Cassidy.
Merkez, Cinayet'ten Dedektif Cassidy.
Central, fala a Detective Cassidy dos Homicídios.
Butch Cassidy ve Sundance Kid ile arkadaşlık edecek kadar aptal olan biri...
Qualquer estúpido suficiente para andar com aqueles dois,
Accent Otel'deyim, Cassidy adıyla.
Se precisares de mim, estou no Accent Inn registado em Cassidy.
Tıpkı'Butch Cassidy and the Sundance Kid'filmindeki gibi olacak.
Será como naquele filme "Butch Cassidy and the Sundance Kid", quando eles vão andar de bicicleta juntos.
Şimdi ise sen bir iş yapana kadar ; şurdaki sarsak Cassidy bile yedi celp veriyor.
Agora o tempo que tu levas para fazer um trabalho, Este Maluco Bam-Bam, entrega sete notificações.
Cass, elinde limitsiz bir numara var.
Cassidy, temos uma sem limite em mãos.
69? "Butch Cassidy and the Sundance Kid" olmalı.
69? Devia ter sido o "Butch Cassidy and the Sundance Kid".
"Butch Cassidy" bir klasik.
"Butch Cassidy" é um clássico.
"Butch Cassidy and the Sundance Kid" yada "Z"?
"Butch Cassidy and the Sundance Kid" ou "Z"?
- "Butch Cassidy".
- "Butch Cassidy".
Ama "Butch Cassidy" olmalıydı.
Mas devia ter sido o "Butch Cassidy".
Ayrıca, makyaj malzemesi, Shawn Cassidy'nin bir fotoğrafı.
espelho, maquilhagem, a foto de Shaun Cassidy.
- Cassidy'nin öksürüğünü?
- Ouviste a Cassidy a tossir?
Ben Cassidy'e bakayım.
Vou ver a Cassidy.
Cassidy'nin odasında merkezi havalandırmadaydı.
Estava na conduta central de ventilação do quarto da Cassidy.
Cassidy!
Cassidy!
Adı Cassidy.
Chama-se Cassidy.
Başka birinin kızını düzersin, ama benim Cassidy'mi değil ha?
Então, come a filha de outro, mas não a minha Cassidy?
Benim Cassidy'mde olmayan nesi varmış?
Para ver o que ela tem que a minha Cassidy não tenha.
Butch Cassidy'ye ne oldu?
- O que aconteceu ao Butch Cassidy?
Altıncı sınıfta kardeşim Sean Cassidy sefer tasımı çaldığından beri... bu kadar üzülmemiştim.
Não me sentia tão desiludido desde o sexto ano quando a minha irmã roubou a minha lancheira do Shaun Cassidy.
- Sean Cassidy yetmişli yıllarda... popüler bir televizyon dizisiydi. Tıpkı Parker Stevens gibi.
O Shaun Cassidy foi um popular actor da televisão nos anos setenta assim como o Parker Stevenson.
George, Sean Cassidy meselesini anladı.
George não confuso de Shaun Cassidy.
Butch Cassidy gibi.
Como o Butch Cassidy.
Cassidy'yi bu sabah mı getirdiler? Evet.
- Trouxeram o Cassidy esta manhã?
Dostumuz Cassidy'nin ölmeden önceki son sözü.
A declaração de hora da morte prestada pelo nosso amigo Cassidy lá em cima.
Hopalong Cassidy ile birlikte... bazı kötü adamları kovalıyordum.
Estava a andar a cavalo com o Hopalong Cassidy. Atrás de uns criminosos.
- Cassidy'yle gidin.
Leva o Cassidy contigo.
Aah!
- O que aconteceu ao Butch Cassidy?
Butch Cassidy'ye ne olmuş? Göbek bağımız birlikte kesilmedi!
Não estamos juntos pela fama.
Lester Cassidy.
Lester Cassidy.