English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Eve gittim

Eve gittim traducir portugués

449 traducción paralela
- Dün geldim ve babamların eve gittim...
- Ontem passei por casa do meu pai...
Bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim.
Depois, fartei-me de esperar e fui para casa.
Onu yakalamak için ve yakalarsam ne yapacağımı bilmeden eve gittim.
Por isso, voltei para casa a toda a pressa, para o apanhar, sem saber ao certo o que esperar.
- Sana bakmaya eve gittim.
- Fui a casa à tua procura. - Porquê?
Bunu duyunca eve gittim bu uzunlukta, şu kalınlıkta bir sopa aldım. ve çalıştığı yere gittim.
Quando me disseram isso, fui a casa buscar uma vara... assim de comprida e mais ou menos assim de grossa, e fui onde ele estava a trabalhar.
Mayomu almak için eve gittim.
Fui buscar meu fato-de-banho.
Masaya doğru gidince bu adamlara ben de eve gittim.
E, quando foi à mesa destes homens, não aguentei e fui para casa.
Eve gittim.
Eu vim para casa.
Sendeleyerek eve gittim.
Cambaleei para casa.
Ertesi sabah evimi görmek istedim. Köprüyü geçtim ve eve gittim. Tüm evler yok olmuştu.
Na manhã seguinte... queria ir ver como estava a minha casa, por isso atravessei a ponte e dirigi-me para casa, mas ela estava completamente destruída.
Dün gece eve gittim.
Fui para casa ontem à noite.
O gün eve gittim, çünkü oğlum hastaydı.
Nesse dia, tive de ir para casa porque o meu filho estava doente.
Neyse, eve gittim...
Mas adiante. Fui para casa.
# Annemle birlikte eve gittim.
Voltei para casa com ela.
- Üstümü değiştirmek için eve gittim.
- Onde andaste? - Fui a casa mudar de roupa.
Birden, babamın o konuşma metnini bekliyor olduğunu hatırladım... ve yazıyı bitirmek için bir koşu eve gittim, ama bir an evvel bitirebilmek için o heyecan ve telaşın sonucunda... cümlelerde bir sürü hata yapmıştım.
De repente, lembrei que meu pai estava esperando o discurso... e eu corri para casa para terminar de datilografar, mas... com a pressa de terminar rapido... cometi varios erros nas sentenças e... corri par a universisdade.
Sonra koşarak eve gittim ve biraz borç buldum.
Por isso, fui até ao meu apartamento buscar algum.
Bugün eve gittim.
- Voltei para casa.
Onu beklemek için eve gittim.
Por isso, fui para casa esperar por ela.
Gece yarısı işi bıraktım ve eve gittim ama ev yoktu.
Pouco depois das 12, me dispensaram e voltei para casa. Mas não havia nenhuma casa.
Son günüm,... işimi bitirdim,... dolabımı boşalttım ve eve gittim.
Meu último dia aí... terminei meu trabalho, tirei as coisas de meu fichário e fui a casa.
Eve gittim ve dedim ki "Önemli olan şey, Joe, hiçbir zaman bir anda karar verip Roma'ya uçmuyoruz".
Depois fui para casa e disse "É assim, Joe, nós nunca voamos para Roma num momento de impulso."
Arabayı bırakmak için eve gittim. ... ve birkaç dakikalığına içeri girdim.
Parei em casa para deixar o carro e entrei por uns minutos.
İşi bırakmıştım, ancak bırakmadan az önce, bir gece bir eve gittim.
Eu deixei de trabalhar para ele, mas pouco tempo antes estive numa casa.
Eve gittim, telefona baktım ve "çal" dedim.
Cheguei em casa, olhei para o telefone, e disse, "Toca."
Bu beni güldürdü... daha sonra eve gittim ve olanları oda arkadaşıma anlattım.
Isso fez-me rir... e fui para casa e disse a minha companheira de quarto
.. o düzeysiz konuşmadan sonra aklım başından gitmişti... Eve gittim ve eski gazeteleri paketlemeye başladım.
Para me distrair daquela enorme discussão... fui para casa e comecei a empilhar os meus jornais velhos.
Sen vurulduktan sonra sarhoş oldum. Eve gittim. Etraftaki birkaç eşyayı yıktım.
Depois do que tu foste assasinada, enchi a cara,... voltei para casa, derrubei um monte de coisas e dormi.
Evet, dün gece, Diana'nın cesedini çaldım ve onu burada küçük bir odaya sakladım, sonra da eve gittim ve kızını becerdim.
A noite, roubei o corpo de Diana e escondi no armário. E logo estava em casa comendo a filha dela.
Gözüpek şekilde eve gittim.
Fui para casa, corajosamente.
Tam bir yıl önce son defa eve gittim.
Na última vez que estive em casa, faz exactamente agora um ano.
Ben de eve gittim.
Por isso, fui para casa.
Defolmamı söyledi ben de otobüsle eve gittim.
"Vai para o diabo que te carregue!" e eu vim de autocarro para casa.
- Eve gittim!
- Fui para casa.
Dün akşam eve gittim ve olanları düşündüm... ve dün gece olanları düşündüm... ve önceki haftayı ve geçen yılı.
Fui para casa ontem à noite e pensei em tudo o que tinha acontecido... e em tudo no que tinha acontecido na noite anterior... e na semana anterior a isso e no ano anterior a isso.
Bryan da biliyordu. Ona söylemek için hemen eve gittim.
Corri para casa dizer ao Brian.
Eve gittim mi ki?
Empurra!
Bir süre, kızkardeşimin Folkestone'daki evine gittim. Sonra bir arkadaşımla eve çıktık, ve Hythe'de bir çay dükkanı açtık.
Fui para casa da minha irmã em Folkestone, e depois fui viver com uma amiga e abrímos uma casa de chá.
Buraya geldiğimden beri eve sadece bir kere gittim.
Só lá fui a casa uma vez desde que vim para aqui.
Siz gittikten sonra, bira içmeye gittim. Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
Quando saiu, fui tomar uma cerveja, e quando voltei, entrei no banheiro.
Peşinden gittim, ta Kahire'ye. Orada bir eve girdim.Evet, bir eve girip bakire rolü yaptım.
Um tipo prometeu-me fortuna, eu sigo-o e fujo com ele para o Cairo onde entro numa casa onde faço de virgem.
Çünkü eve gelmeden önce, operaya gittim.
Peguei um carro e fui te buscar na ópera.
Eve gittim.
Fui para casa.
Hayır, genel eve bir kez gittim ve orada beni hıçkırık tuttu.
- Não, não, só fui uma vez na vida. Fiquei com soluços.
Eve bile gittim.
Até estive preso...
Hastahaneye gittim ve senin eve çıktığını söylediler.
Fui visitá-la ao hospital. Disseram-me que voltara para casa.
Ben de onunki gibi bir Browning aldım ve o dükkana gittim ve o zenciyi vurdum ve eve dönerken o kahrolası polisinizi vurdum.
Por isso peguei numa Browning como esta e fui aquela loja... e matei aquele "Negro". E matei o raio do policia também, ao vir para casa.
Paketi mutfağa saklayıp onu eve götürmeye gittim.
Escondi o pacote na cozinha e fui levá-la a casa.
Bu eve iki kez gittim.
Estive na casa dele duas vezes.
Beni o çekmedi. Bir gece eve geç gittim. Karanlıkta oturuyordu.
E não me obrigou, uma noite cheguei tarde ela estava sentada às escuras e metera na cabeça que eu tinha sido morto.
Haftalığımı almak için gittim, eve geldim, yönetici beni 4 : 00 gibi aradı, karton kutuları çalarken beni videoya kaydettiklerini söyledi.
E foi. Passei lá para pegar no meu ordenado, vim para casa, e o gerente ligou-me à tarde para dizer que me filmaram a roubar uns caixotes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]