English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ I ] / Işler nasıl

Işler nasıl traducir portugués

1,972 traducción paralela
Orada işler nasıl?
Como estão as coisas aí em baixo?
Orada işler nasıl detektif?
Como está aí dentro, Sr. Monk?
Merhaba Andy, işler nasıl?
Olá, Andy, como vais?
Lubyana'da işler nasıl?
Como estão as coisas em Ljubljana?
Üretkenlik dünyasında işler nasıl gidiyor?
Então, como vão as coisas no mundo da fertilidade?
Çiftlikte işler nasıl?
Como está o sítio?
Suzuran'da işler nasıl gidiyor?
Conseguiste unificar Suzuran?
Çip ile işler nasıl gidiyor?
Como vamos com o CHIP?
Kitt'in yeni yapay zeka çipiyle işler nasıl gidiyor?
Como vai o novo CHIP de I.A. do KITT?
Gökteki gözle işler nasıl gidiyor?
Como estão a correr os olhos no céu?
Dr. Ocean ( okyanus )'la işler nasıl gitti?
Obrigado por me ajudares com isto.
- Kafede işler nasıl gitti?
- Como correu no The Rack?
Nate'le işler nasıl gidiyor?
Então como vão as coisas contigo e com o Nate?
Kafede işler nasıl gitti?
Então como correu no The Rack?
Orada işler nasıl?
E como as coisas vão por aí?
Modifiyecide işler nasıl, Luke?
Como vão as coisas na oficina, Luke?
- Tammy ile işler nasıl gidiyor?
Como correm as coisas com a Tammy?
Şimdiye kadar işler nasıl gitti?
E como está a passar até agora?
Radek, senin tarafında işler nasıl?
Radek, como vai por ai?
İçeride işler nasıl gidiyor?
- Como vai lá dentro?
Öbür özel arkadaşınla işler nasıl gidiyor?
Então, como está a correr o teu namoro?
- Annende işler nasıl gitti?
- Como está sua mãe?
Julian'la işler nasıl gitti?
O que aconteceu com o Julian?
Choozy's Chicken'da işler nasıl gidiyor?
Como vão as coisas com o Choozy's Chicken?
Ambalajlama bölümünde işler nasıl gidiyor, öğrenmek istiyor.
Está ansioso por aprender tudo sobre a secção de embalagens.
Bu işler nasıl başlar bilirsin.
Sabes como é que isto começa.
Şikago'da işler nasıl yürür bilmiyorum. Hiç gitmedim. Ama burası Tanrı korkusu bilen bir yer.
Não sei como fazem as coisas em Chicago, nunca lá estive, mas esta é uma região americana temente a Deus.
İnsanlığın durumu demişken... Dedektif Beckett ile işler nasıl?
Por falar na condição humana, como vai a Detective Beckett?
Orada işler nasıl? Açık büfe mi yoksa ordövr tabakları mı geziyor?
Como são as coisas aí dentro?
Ama bu işler nasıl yürür, bilirsin?
Mas sabe como é que estas transacções funcionam.
Topçuyla işler nasıl gidiyor?
- Como vai isso do jogador da bola?
Size Briggs'de işler nasıl yürür göstereceğim.
Será a realidade? Vivemos para alcançar os nossos sonhos.
New York'da işler nasıl?
Então, como é Nova Iorque?
İçeride işler nasıl gidiyor?
Como é que isso vai lá dentro?
- Anakin orada işler nasıl?
- Como estamos por aí?
Ee? Şu garsonla işler nasıl gidiyor?
Como é que estão a correr as coisas com a empregada?
Nasıl gitti işler?
Como vão as coisas?
İşler zorlaştığında, nasıl uzağa kaçılır?
Como fugir quando as coisas se tornam feias?
Nasıl oluyor ki bu işler?
Como é que está a correr?
Dinle, evlat, dün ne yaptığını ya da nasıl yaptığını bilmiyorum ama bugün işler biraz daha farklı olacak, tamam mı?
Escuta, rapaz, não sei o que fizeste ontem ou como o fizeste... mas hoje vamos fazer as coisas um pouquinho diferente, certo?
Ya onu boş ver de, işler nasıl gidiyor?
Como vão as coisas no trabalho?
İşler nasıl gidiyor millet?
- Como vai isso hoje, pessoal?
Evet, bak nasıl işler düzeldi.
Pois, e veja como correu bem.
İşler nasıl gidiyor? İş mi?
- Como está o negócio?
Peki Mimi'yle senin arandaki işler eve gelince nasıl?
Como vão as coisas consigo e com a Mimi em casa?
Evet, şey, sana hayır işi yapan avukatla bir Wall Street firmasına karşı açacağın ve 7 sene sürecek olan davanda iyi eğlenceler diliyorum. Evet, bakalım işler senin için nasıl gidecek.
Tenta divertir-te com a tua acção judicial de 7 anos, com um advogado gratuito contra os advogados de uma firma de Wall Street.
Siz Washingtonlular için durum nasıl bilmiyorum ama ekonomik durgunluktan dolayı Frostburg'da işler çok kötüye gitti.
Não sei como são as coisas para as pessoas de Washington, mas para as de Frostburg ficaram muito más, com a recessão.
İşler nasıl gidiyor?
Está bem, sim.
Ama evlilik, işler değiştiğinde üstesinden nasıl gelineceğini çözmektir.
Mas o casamento baseia-se em perceber como ultrapassar obstáculos quando há mudanças.
İşler nasıl buraya kadar geldi bilmiyorum ama bu son şansımız. Lütfen. O tek başına biri.
Não sei como... as coisas chegaram a este ponto, mas esta é a nossa última chance.
İşler nasıl?
Como estão as coisas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]