English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Ken

Ken traducir portugués

2,745 traducción paralela
Bu raundu kazanmış olabilirsiniz ama günün birinde soydaşlarım Ken ve Ric Burns hikayemi anlatacaklar.
Podes ter ganho esta batalha, mas um dia a minha história vai ser contada pelos meus descendentes Ken e Ric Burns.
Kendine sahte bir ölüm tezgahlayan sevgili dostum Ken Lay'e buradan seslenmek istiyorum, şu an uluslarası sularda, bir yerde bizi dinliyor.
Quero tirar um momento para saudar o meu bom amigo Ken Lay, que fingiu a sua própria morte e está a ouvir-nos com um rádio de ondas sonoras algures em águas internacionais.
Şu andan istifade arkadaşım Ken Lay'e bir şey söylemek isterim kendisi yalan bir ölüm tezgâhladı ve şu anda bizi uluslararası sularda bir yerlerde dinlemekte.
Quero tirar um momento para saudar o meu bom amigo Ken Lay, que fingiu a sua própria morte e está a ouvir-nos com um rádio de ondas sonoras algures em águas internacionais.
Bu gece, Ken Burns'ün dokuz bölümlük sokak tabelaları serisinde sırada " Bölüm Dört :
Esta noite, na série de nove-partes de Ken Burns sobre sinais de rua : " Parte Quatro :
Ken Cosgrove.
- Ken Cosgrove.
- Ken B.B.D.O.'dan birinden... -...
- Alguém da BBDO disse ao Ken que a marca passou para lá.
- Ken Lucky Strike'ın bizden ayrılacağını duymuş.
O Ken ouviu dizer que a Lucky Strike vai deixar-nos.
Pete Campbell ve Ken Cosgrove müşterilere haber vermek işini üstlenecek.
O Pete Campbell e o Ken Cosgrove telefonarão aos clientes.
Ken'in müşterilerinin kampanya dosyalarını getirdikten sonra çıkabilirsin.
Traga os relatórios sobre as campanhas do Ken e depois pode ir.
Ken, çekinecek bir şey yok.
Ken, não há motivo para timidez agora.
Art, Ken Cosgrove ve Patricia...
Art, Ken Cosgrove e Patricia...
Niye onunla operaya gidiyorsun ki?
O Ken é da concorrência.
- Ne haber, Ken?
- Pete... - Como vais, Ken?
Clio töreninde Ken Cosgrove ve Birds-Eye'dan Clarence'a rastladım.
Encontrei o Ken Cosgrove e o Clarence Birdseye nos CLIO.
Ken güvenilir, istekli ve müşterileri var.
O Ken já deu provas. Tem sede de vencer... e clientes.
Bak, Ken, buradaki herkes seni sever, ama burası küçük bir yer.
Ken, todos aqui gostam de ti, mas isto é um escritório pequeno e preciso de saber que fazes o que te mandam.
- Ken bir tane Clark alıyordu.
- O quê? - O Ken ia comprar um chocolate...
Ken, sen yolcu eder misin?
Ken, pode acompanhá-los?
Bir tane daha korkunç Ken-bus gördüm.
Tive outro Ken-delo terrível.
- Merhaba, Ken!
- Bom dia, Ken!
- Pardon ama, Ken Tanaka'ya ne oldu?
Desculpa, que aconteceu com o Ken Tanaka?
Ken ve Barbi mi?
O Ken e a Barbie?
Ken'in babası şizofrendi.
O pai do Ken era esquizofrénico.
- Ken 8 yaşındayken kendisini öldürdü.
Suicidou-se quando o Ken tinha 8 anos.
Malibu Ken gibi.
Sim, como o Ken da Barbie.
Güzel bilgilendirme Ken.
Óptima actualização, Ken.
Hey Ken, orası ayakta durmak için eğlenceli bir yer değil mi?
Olá Ken. Não é divertido estar aí em cima?
Niye striptiz kulübüne gitmeme izin verdin?
Ken! Porque é que me deixaste ir a um clube de strip?
Hayır Ken, senin yapman gereken başka bir şey var...
Não Ken. Há outra coisa que tens de fazer...
Selam Ken.
Olá, Ken.
Ken, olay mahallinde Horaito Caine'nin gelmesini bekliyoruz.
Ken, estou na cena do crime a aguardar a chegada do Horatio Caine. Há rumores de que a Polícia sabia e tinha sido avisada.
Ken, lütfen son bir kez buraya gelip söyleyeceklerimi dinleseniz olmaz mı?
Ken, pode vir até cá para falarmos uma última vez?
Bu benim iş ortağım Ken Austin para işlerine bakıyor.
Este é o meu sócio, o Ken Austin. Ele é que trata do financiamento.
- Tekila sever misin, Ken? - Daha çok şey bilmem lazım.
- Gosta de tequila, Ken?
Selam Ken. - Nasılsın? - Sorun değil, Ari.
- Olá, Ken, como está?
Cuban'ın eleman.
Olá, Ken! É o amigo do Cuban.
Carlos, bu bey Mark Cuban ve iş ortakları Ken Austin ve Kevin Shaw.
Carlos, estes são o Mark Cuban e os seus sócios, Ken Austin... e o Kevin Shaw.
Ken Bocklage, İcra Kurulu Başkanı, kılıcı açık arttırmada satın aldı.
Ken Bocklage, o CEO, comprou esta espada no leilão.
Eğer bu işi halledeceksek, ve dostumuzun hayatını kurtaracaksak, Ken Bocklage'in kılıcı korumak için fazladan güvenliğe ihtiyacı olabileceğini görmesini sağlamalıyız.
Se vamos fazer disto o último trabalho dele, e salvar a vida de Buddy, precisamos ir ver Ken Bocklage, e mostrar-lhe que precisa de contratar segurança extra para proteger a espada.
Ama mantıken aynı fiyat olması gerekir.
Mas deve concordar que o principio é o mesmo.
Ken oldukça etkilendi.
O Ken ficou impressionado.
Ken'i gerçekten etkilemek ister misin?
Quer ver o Ken impressionado?
O kadar uçacağız ki astronotluk eğitimine ihtiyacın olacak.
Muitas brincadeira, orgia é pré-requisito. Já tenho planos. Com o Ken da Barbie?
Görüştüğümüze sevindim, Ken.
Prazer em ver-te.
Ken!
Ken.
- Ken, otursana.
Ken, senta-te.
Ken rakibimiz.
Só pode levar-me à Lua.
Ken Cosgrove'la karşılaştım.
Acabei de encontrar o Ken Cosgrove.
Deniyorum Ken ve sorumlu biri olmak istiyorum.
Estou a tentar, Ken.
- Sağ ol Ken.
- Obrigado, Ken.
İmkanı yok, Ken.
Nem pensar, Ken.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]