Kısa bir süre traducir portugués
2,826 traducción paralela
Summers'in telefonundan kısa bir süre sonra Greenspan, Rubin ve SEC başkanı Arthur Levitt ortak bir bildiri yayınlayarak Born'u eleştirdiler ve türev ürünlerin denetlenmemesi için yasa çıkarılmasını tavsiye ettiler.
Pouco depois do telefonema de Summers, Greenspan, Rubin e o presidente da SEC, Arthur Levitt, emitiram uma declaração conjunta censurando Born e recomendando legislação que mantivesse por regular o mercado dos derivados.
Amacımız, özellikle krallığımızın, kısa bir süre önce toplu halde bize karşı ayaklanan kısmını ziyaret etmek olduğuna göre, yanımıza büyük bir heyet ve silahlı askerler almalıyız.
Levaremos um grande séquito, incluindo soldados, visto pretendermos visitar as regiões do reino que, há pouco, se rebelaram traiçoeiramente contra nós.
Evet, kısa bir süre içinde bir ekip toplayıp oraya göndereceğini tahmin ediyorum.
Sim. Suspeito que muito em breve... você vai reunir uma equipa para enviar lá.
Kısa bir süre de olsa keyfini çıkarmak istedim.
Quero aproveitar um segundo.
Amacımız, özellikle krallığımızın, kısa bir süre önce kalleşçe bize karşı ayaklanan kısmını ziyaret etmek olduğuna göre yanımıza büyük bir heyet ve silahlı askerler almalıyız.
Levaremos soldados pois visitaremos particularmente as partes do nosso reino que, não há muito tempo, se rebelaram contra nós.
Lobo kısa bir süre önce buradaymış.
O lobo não esteve aqui há muito.
Resmi kayıtlara göre, hayır. Melissa Wade de genç istihbarat ajanlarının evi olarak bilinen hükümetin finanse ettiği bir yerde kısa bir süre kalmıştı. Fakat...
Não, de acordo com algum registo oficial.
Marcus'un Kira'yı ölmesinden çok kısa bir süre önce gördüğünü öğrendim.
Acabei de descobrir que Marcus esteve com a Kira pouco antes de ela morrer.
İlk önce kısa bir süre kalmak için Cezayir'e uçacağız sonra da Bağdat'a uçacağız.
Nós vamos primeiro para Argel para uma breve escala, depois para Bagdad.
Öyle bile olsa, insanoğlu dünya üzerindeki varlığını kısa bir süre devam ettiriyor. Ama ne bu yaşamdan önce olanlar, ne de sonra yaşanacaklar hakkında hiçbir şey bilmeden.
Mesmo assim, o homem está na Terra durante pouco tempo, mas nada sabemos do que sucedeu antes desta vida ou do que se seguirá.
Kısa bir süre sonra, Karakterlerimizi adada görüyoruz, Bombayı patlatmışlardı ama işe yaramamıştı.
E logo depois disso, vemos os personagens na ilha, eles detonaram a bomba e não funcionou.
kısa bir süre sonra, Hurley kaçışlarını ayarladı.
Um pouco depois, Hurley conseguiu libertá-los. - Desculpas pelo atraso, Meu.
Kısa bir süre onca internetten baktım.
Eu verifiquei online há pouco tempo.
Çok kısa bir süre dinlenmek...
Só preciso descansar um pouquinho...
Kısa bir süre yok olsan...
Podes afastar-te um pouco?
Büyük ihtimal biliyorsun ne de olsa kısa bir süre onunla yaşadın.
Deves saber, porque viveste uns tempos com ele.
Sahi mi? Çünkü bana sorarsan, çok kısa bir süre içinde pek gizliliği kalmayacak gibi.
Porque penso que está prestes a deixar de ser confidencial!
Daha kısa bir süre öncesine kadar kim olduğunu bile bilmiyorum.
Nem sabia quem eras até recentemente.
Babamla, ölmeden çok kısa bir süre önce tanıştım.
Conheci o meu pai pouco antes de ele morrer.
Ondan kısa bir süre sonra da Randy tazminat parasını kullanıp ufak bir işletme kurdu.
E não muito tempo depois disso, o Randy usou a indemnização para abrir uma cervejaria.
Kısa bir süre için.
Só um instante.
Kısa bir süre ayrılmak zorunda kaldı.
- Ela teve de sair.
Sen gittikten kısa bir süre sonra tavsiyene uydum ve kendimi tanıttım. Ama düşündüğümden daha zor oldu.
Pouco depois de saíres, decidi seguir o teu conselho e apresentar-me, mas foi mais difícil do que imaginava.
Evdeki sıkıntılar nedeniyle evi terk ettim. Kısa bir süre için.
As vicissitudes da existência levaram-me a abandonar o lar conjugal por um curto período, penso eu.
Ailesi öldürülmeden kısa bir süre önce, sekreterle bir ilişkisi vardı ve karısıyla kavga etmişti.
Pouco antes da sua família ser morta, ele teve uma relação com a secretária, E teve uma grande luta com a sua esposa.
- # Kısa bir süre sonra ama daha değil #
- Logo, mas ainda não - Mas...
- Kısa bir süre.
- Pouco tempo.
Bir erkeğin bu kadar değişmesi için çok kısa bir süre.
É um curto tempo para mudar tanto.
Kısa bir süre önce çatıdan attırdığın en iyi dostumun cenazesindeydim.
Estive no funeral do meu melhor amigo que você atirou do telhado abaixo.
Bu parayı almalısın her ne iş yapıyorsan ondan kısa bir süre izin almalısın.
Deves pegar no dinheiro, tirar uma folga do que fazes da vida
Jack Black'i kısa bir süre rahatsız etmek mi...
incomodar ligeiramente o Jack Black ou destruir os Marretas?
Elbette, kısa bir süre için.
Claro, só por um bocado.
Kısa bir süre önce kurbanın annesiyle konuşmuştuk ve...
Ainda há pouco, falámos com a mãe da vítima...
Kısa bir süre önce bu ovalarda.. iki anne, onları bulup yok etmek isteyen güçlerle mücadele etti.
Não há muito tempo, nestas planícies, duas mães lutaram contra forças que as procuravam destruir.
Bu savaşın sona ermesinden kısa bir süre sonra, benim işareti bu dünyada sonsuza kadar kalacaktır.
Muito depois desta guerra acabar, a minha marca ficará neste mundo para sempre.
Kısa bir süre, zaman gelecektir.
Em breve, chegará a tua vez.
Yeterince kısa bir süre sonra onlar ile tanışacaksın.
Irão conhecê-los em breve.
Elizabeth, bizimle sadece bir yıl gibi kısa bir süre çalışmış olsan da seni her zaman aileden biri olarak göreceğimizden emin ol.
Elizabeth, embora tenha estado connosco apenas um breve ano, sempre a consideraremos parte da família da JAMS.
Boru hattında çıkan hadiseden sonra pek de uzun bir zaman geçmemişti ki sabah, kahvaltından kısa bir süre sonra Ahab, alışıla geldiği gibi kamarasının merdiveninden güverteye çıktı.
Não tinha passado muito tempo, desde a ocorrência dos tubos. Uma manhã logo a seguir ao pequeno-almoço, Ahab, como era chamado, tomou o seu posto no convés.
- Kısa bir süre önce.
- Muito recentemente, na verdade.
Kısa bir süre sonra etkilerini hissetmeye başlayacaksınız.
Vai levar alguns momentos até que comece a sentir os efeitos.
Evet, kısa bir süre.
Sim, um bocadinho.
Kısa bir süre konuştuk ama...
Conheci-a brevemente, mas...
Üzerinden 4 saat geçen bir kısa süre.
Desapareceu há 4 horas.
Burada sadece kısa bir süre kalacaksınız.
Vocês só cá vão ficar um pouco mais.
Sonra ben sana okuduğum bir şeyi anlatırım. Ama sonra, kısa süre sonra kendimi öldürmek isteyebilirim.
E depois conto-vos o que ando a ler, mas depois, muito em breve vou querer suicidar-me à bruta.
Ben doğduktan kısa süre sonra bir araba kazasında ölmüşler.
Morreram num acidente de viação um tempo depois de ter nascido.
Kısa süre önce boşanmış. Dün gece bir kızla yatmışsın.
Recentemente divorciado, dormiu com uma rapariga ontem à noite.
Kısa süre içinde yeni bir bisiklet alınmasına rağmen, ağlamaktan gözlerim şişmişti.
Eu chorei por um longo tempo. Mesmo tendo uma nova bike em vista...
Ve kısa süre sonra bizde bir araya geleceğiz.
E brevemente vamos estar junto da nossa.
Orada her şey harika olurdu bir rüya gibi ama rüya olmazdı, çünkü asla uyanmazdım..... ve kısa süre sonra eski hayatımı bile hatırlayamazdım.
Tudo seria perfeito lá, como um sonho, mas não um sonho porque eu nunca despertaria, e depois não me conseguia lembrar até mesmo a minha antiga vida.
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa bir süreliğine 17
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa bir süreliğine 17
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa sürede 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa sürede 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17