Kısa bir süre için traducir portugués
456 traducción paralela
Kısa bir süre için içeri gelebilir misiniz efendim?
Importa-se de entrar por um momento?
Sen ise kısa bir süre için onun yerini alacaksın, sonra tekrar yükseleceksin, tıpkı benim yükseldiğim gibi.
Vós tomareis o seu lugar por breves momentos apenas, e depois ireis erguer-vos, como eu me ergui.
Belki de kısa bir süre için benim odama gelmeniz daha iyi olur.
Então será melhor vir ao meu escritório e telefonar de lá.
- Kısa bir süre için sadece. Elinizden geldiğince çabuk olun.
Então seja rápido.
O halde kısa bir süre için sorduğumu varsay.
Basta perguntar. Então, imagine que eu pergunto.
Sanırım ben de kısa bir süre için batıya geri döneceğim.
Acho que vou voltar a trabalhar durante uns tempos.
Sadece kısa bir süre için?
Só por um bocadinho.
Pekala, şöyle düşün, babalık kısa bir süre için benim misafirim olacaksınız.
Ponha a coisa desta forma : Vão ser meus convidados durante um bocado.
Kısa bir süre için trapezcilere tekrar katılır mısın?
Podes substituí-la nos panfletos?
Burada, kısa bir süre için, onun ellerinin, sevdiği şehrin ve yaşadığı zamanın yeniden canlanmasını sağlayacaklar.
Aqui, por um breve instante, ser-lhe-ão repostos nas suas mãos, e ele, a sua amada cidade, e a sua época viverão de novo.
Sadece birkaç dakika, kısa bir süre için.
Só uns minutos, um tempinho.
- Muhtemelen senin evinde. - Bunda ne kötülük var? Sadece kısa bir süre için.
O que tem de ruim em viver um tempo em minha casa?
Kısa bir süre için.
Por pouco tempo.
Kısa bir süre için, kaçma ve ölüm arasında tekrar asker oldular.
Por um breve momento, entre a fuga e a morte voltaram a ser soldados.
Kısa bir süre için ama.
Por algum tempo.
Savunma isterse, kısa bir süre için ara verebilirim. Belki bu şekilde mahkum da kendine hakim olmayı başarabilir.
Se a defesa assim o desejar, faremos um pequeno recesso... para que o acusado posso recuperar a calma.
Buna ek olarak, Baxter kısa bir süre için senin en yakın arkadaşlarından biri değil miydi?
E isso mais o facto do do Baxter ter sido, por algum tempo, um dos seus amigos mais chegados?
Ama Kısa bir süre için bile olsa, eğlenceli görünüyordu. Ve Teşekkür ederim.
Mas gostei que alguém cuidasse de mim... embora tenha sido por pouco tempo.
Kısa bir süre için.
Só por um bocadinho.
Teşekkür ederim, çünkü kısa bir süre için bile olsa bana, yanımda beni koruyabilecek bir adam bulunmasının nasıl bir şey olduğunu hissettirdin beni sevebilecek birisinin olmasının.
Eu agradeço-te porque, mesmo se foi apenas por alguns minutos fizeste-me sentir o que é estar com um homem do meu lado que me protegesse que me amasse.
Belki, yaşadığı yere dönmeden önce kısa bir süre için, bu atmosferde var olabiliyor.
Talvez a criatura possa existir brevemente numa tal atmosfera, antes de regressar ao seu ambiente.
Biz geri dönene kadar, kısa bir süre için aşağıya insen iyi olur.
Tem que descer um pouco, só até voltarmos.
Kısa bir süre için vücutlarınızı bize ödünç vermenizden bahsediyoruz.
Só queremos que nos emprestem o corpo por um breve período.
Eğer yapabilirsem, kısa bir süre için.
Por um tempo, se pudesse.
Kısa bir süre için.
Por um bocadinho.
En azından kısa bir süre için.
Não por alguns minutos, de qualquer modo.
Her seferinde nefesinizi derin almaya çalışın. Doğru yaparsanız kısa bir süre için çok rahatlayacaksınız.
Façam uma respiração completa... e, se o fizerem bem, terão um "flash" instantâneo.
Çok kısa bir süre için.
É só uma espreitadela rápida.
Sadece kısa bir süre için. Mümkün olduğu kadar az.
O mais breve possível, até ficar pronta a nova casa.
Tabii, sadece kısa bir süre için.
Claro que será por pouco tempo.
Çocuk hiç değilse kısa bir süre için saklanmalı.
O rapaz tem de se esconder por um tempo.
Ama çok kısa bir süre için.
Mas é só por um bocadinho.
Çıplak bir halde, görevimi tamamlamak üzere... kısa bir süre için geri gönderildim.
Nu, fui mandado de volta por um curto período... até m ¡ nha tarefa ser vumpr ¡ da.
Güç kalkanı çok kısa bir süre için açılabilir.
O campo de força só pode ser aberto por pouco tempo.
Bazen de, buraya gelen insanlara dışarıdaki acımasız dünyayı... kısa bir süre için... kısa bir süre için unutma fırsatı sunarız.
Proporcionamos às pessoas que aqui vêm... por um breve instante, uma hipótese de esquecer... por alguns segundos, o rosto severo... O rosto da realidade. E a dureza do mundo exterior.
Kısa bir süre için yurt dışına çıkıyorum, sadece kısa bir süre için.
'Vou sair do país por uns tempos.
Kısa süre önce gözlem için Bölge Hastanesi'ndeyken eyalet psikiyatrlarının muayenesini reddetmekle kalmadı, onlara şiddetli bir şekilde saldırdı.
- Pois. Só recentemente, quando foi observado no hospital, além de recusar os psiquiatras oficiais, atacou-os violentamente.
Bu, sıradan bir İngiliz orta sınıf ailesinin öyküsüdür. Öykü 1939 yazında, çalışan, oynayan, çocuklarını büyüten, bahçelerinde uğraşan mutlu ve tasasız insanların yaşadığı ama kısa bir süre sonra hayatta kalmak için umutsuzca savaşacak olan İngiltere'de geçer.
Esta história de uma típica família inglesa da classe média sobre gente feliz e despreocupada, que trabalhava e brincava criava os filhos e cuidava dos seus jardins nessa Inglaterra feliz e descontraída que, em breve lutaria desesperadamente pelo seu modo de vida e pela vida.
Kısa bir süre sonra da durdular. Ama dinlenmek için değil.
Pararam pouco tempo depois, mas não para isso.
Avukatlarının da söylediği gibi, Vole, kısa süre sonra sana da kendini savunman için bir fırsat verilecektir.
Como o seu advogado lhe vai dizer, Vole, você muito brevemente... terá oportunidade de falar em sua própria defesa.
Aslında Garibaldi, Palermo'ya girdikten kısa süre sonra Tancredi eve Toskana'lı bir general getirdi villadaki freskleri görmek istiyordu ondan sonra da bize Donnafugata için gerekli izinleri almamıza yardım etti.
Pouco depois de Garibaldi ter entrado em Palermo, Tancredi levou a casa um general Toscano que queria apreciar os frescos da casa e que nos ajudou a arranjar a autorização para irmos a Donnafugata.
Bu mahkumlara cephe gerisi harekatlar için kısa bir süre eğitim vereceksin.
Treiná-los-á no maior número de operações de atrás das linhas que eles consigam absorver num período curto e não especificado.
Bu türden bir yeteneği geliştirmek için süre çok kısa değil mi?
Parece ser um tempo bastante curto para desenvolver tais habilidades, não é?
Eğer bu türden bir saldırıyı, kısa süre içinde tekrar etseydiniz tesisleri yeniden inşa etmek için vaktimiz olmazdı. Bu bizim için felaket verici bir sonuç doğururdu.
Se vocês tivessem repetido as incursões pouco depois e não nos tivessem dado tempo para reconstruir, o resultado teria sido desastroso.
Bu duş alıp giyinmek için çok kısa bir süre!
Isso não dá tempo para ir à turbo-lavagem e vestir-me.
Ama kısa bir süre için.
- Por um curto período de tempo.
Genç bir kız. Mahallemize kısa süre önce taşındılar. Onu gören herkesi kendine aşık etmesi için yaratılmış.
É uma jovem que mora há pouco nesta zona e que parece ser feita para inspirar o amor em todos os que a vêem.
Kısa bir süre önce babamın sağ olduğu haberini alınca, ki zaten buna olan inancımı hiç yitirmemiştim, onu aramak için buralardan geçerken kaderin hoş bir tesadüfü olarak güzel Elise'le tanıştım.
Soube há pouco que meu pai não tinha morrido, como sempre pensara. Ao passar por aqui para ir ao seu encontro, quis o Céu que visse a bela Elise e dela me tornasse escravo.
Organize suçlarla ilgilenen özel birim kısa bir süre önce... Joseph Diaz'la ilgili Bay Gallagher hakkında başlatılan soruşturmayı... kendisi aleyhinde delil bulunamadığı için... sona erdirmiştir.
A força de combate ao crime organizado completou recentemente uma investigação a Michael Gallagher sobre o seu possível envolvimento no desaparecimento de Joseph Diaz e não encontrou provas para acusar o senhor Gallagher.
Şirketim ölmeden kısa bir süre önce Bay Papadakis için ev, iş, arabayı içeren 25.000 dolar değerinde bir poliçe hazırladı.
A minha companhia fez um seguro de $ 25.000... para a casa, negócio, carro, ao o Sr. Papadakis, pouco antes da sua morte.
Sana kısa bir süre sahip olduğu için şanslıydı.
Ele teve muita sorte por te ter, mesmo sendo por pouco tempo.