Memnuniyetle traducir portugués
2,027 traducción paralela
- Memnuniyetle.
Com muito gosto.
Memnuniyetle, efendim.
- Com todo o gosto.
Memnuniyetle. Takdir edilmek ne güzel.
Fico feliz em ajudar.
Memnuniyetle..
Concerteza.
Onlar denizaltıya binip Kuzey Kore sularından çıkar çıkmaz, memnuniyetle dinleneceğim.
Quando voltarem para o submarino e saírem de águas norte-coreanas, farei isso.
- Memnuniyetle dönerim.
- Ficaria feliz por o fazer.
Zamanım olsaydı memnuniyetle dışarı çıkar, avlanır ve öldürürdüm.
Eu teria de bom grado saído para caçá-lo e matá-lo se tivesse tempo.
Memnuniyetle.
Adoraria.
Memnuniyetle.
Será um prazer.
Eğer fikrini değiştirirsen, seni memnuniyetle geri götürürüz...
Se mudar de ideias, teremos muito gosto em levá-la de volta a...
Bana adresi ver ve bende size herşeyi memnuniyetle anlatayım.
Dá-me o endereço do portal e ficarei feliz em te contar tudo.
Elbette, memnuniyetle, çünkü kız kardeşin odada bulunma sebebimi tamamen unutmuş.
Sim, com todo o prazer, porque a tua irmã perde o juízo quando estou presente.
Memnuniyetle.
Qualquer coisa pela beleza.
Dan, eğer belaya bulaşmış her çocuğun zorla kapatılmayacağı başka bir taslağında yardımcı olmamı istiyorsan memnuniyetle.
Dan, se quiseres que te ajude a criar outra coisa que não afaste do teu distrito, todas as crianças que têm problemas... Gostaria imenso de te ajudar.
Memnuniyetle.
De boa vontade.
Hepimiz memnuniyetle genelgeye yemin ettik.
Estamos muito felizes em prestar o juramento.
Peki Kral'ı memnuniyetle yatağına alacak mısın?
E agora, aceitarias levar o Rei para tua cama?
Görevine memnuniyetle son veriyorum.
Eu o destituo de muito bom grado
Ve son olarak da müshil departmanımız memnuniyetle söyleyebilirim ki ekstra siparişlerimiz hızlanmıştır.
E finalmente, no nosso departamento de laxantes... alegra-me anunciar que os pedidos pendentes "afrouxaram" um pouco.
Lütfen, hanımefendi, sorunu çözmek için yapacak bir şey varsa memnuniyetle yapabiliriz.
Por favor, senhora, se houver alguma coisa que nós possamos fazer para resolvermos o problema... ficaremos mais do que satisfeitos por o fazer.
İstediğin zaman seni memnuniyetle New York'a götürür, bu işlerin... gerçekte ne kadar karışık ve etkileyici olduğunu gösteririrm, barmen çocuk ama olur da gidersek, barla kim ilgilenecek?
Adoraria levar-te até Nova Iorque em qualquer altura e mostrar-te como impressionante e complicado é na realidade, barman, mas se levasse, quem tomaria conta do bar?
Bu saldırı için tanığa ihtiyacın varsa memnuniyetle yaparım.
Ouça, se precisar de uma testemunha desse ataque, terei todo o prazer em oferecer-me.
Başvurunuz kabul edilmiştir ve Nairobi'deki AIDS'li yetim çocuklara yardımcı olan Sağlık Hizmetleri programımızın bir parçası olmanızı memnuniyetle kabul ediyoruz. "
A sua candidatura foi aceite. É com prazer que lhe oferecemos um lugar a trabalhar no programa de cuidados de saúde focalizado nas crianças órfãs infectadas com o vírus da Sida ".
Beyefendi, size paranızı memnuniyetle iade ederiz ama probleminizi çözmez.
Senhor, de bom agrado dar-lhe-ia um reembolso, mas isso não resolverá o seu problema.
- Hector, ikisini de izle. - Memnuniyetle.
- Hector, vigia os dois.
Sizi memnuniyetle bir satış pozisyonu için düşünürdüm ama tüm satış elemanlarımızın lisanslı bu işte en az iki yıl tecrübeli ve üniversite mezunu olması gerekiyor.
Teria todo o prazer em considerá-lo para uma posição de vendas, mas os nossos agentes têm de ter uma licença e, pelo menos, dois anos de experiência profissional e normalmente uma licenciatura.
Onlara memnuniyetle kucağımızı açtık.
Recebemo-los de braços abertos.
Wey'i tebrik ederim ve seni de memnuniyetle tebrik edebilirim. Tabii bunun altından başarıyla kalkarsan.
Quando o Wey faz as coisas bem dou-lhe os parabéns, e se vocês fizerem as coisas bem, serei o primeiro a felicitar-vos.
Memnuniyetle.
Felicidades.
Ben sana memnuniyetle ısmarladım.
Mas calculei para um lanche! Offrirtela-me sentir feliz.
Olur, memnuniyetle.
Claro, eu adoraria.
- Memnuniyetle.
Sei que Julia é uma experiente vigarista.
Memnuniyetle : Ben sadece Tom'u geri istiyorum
Quem quer que seja, só... por favor, só quero o Tom de volta.
Memnuniyetle, Hanımefendi.
Com muito prazer.
Memnuniyetle.
Muito prazer.
Ve o adam için, kendi hayatımı memnuniyetle kurban ederim.
Terei todo o gosto em sacrificar a minha vida.
Trol mağarasına giden yolu göstermek nezaketinde bulunursan, kenelerini memnuniyetle yok eder.
Ele vai exterminá-lo com prazer. O carrapato, mas só se for gentil e nos dizeres onde fica a caverna do gigante.
Evet, tabii memnuniyetle.
Sim, com todo o gosto.
İkizlerin kırılgan kalbi, kelimelerinin sihrine memnuniyetle inandı.
Os frágeis corações dos gémeos acreditaram prontamente na ilusão de suas palavras.
Turtacı'nın kıymetli yaşam hediyesi ancak bir dakika sürüyordu, hayatının kadını Chuck ile memnuniyetle paylaştığı bu bir dakikanın ; Chuck'ın uzun zaman önce kaybettiği babası ile sohbet edebilmesi için ancak yarısını verebiliyordu.
A davída de vida do Pasteleiro durava apenas um precioso minuto, Um minuto que partilhou ansiosamente com a Chuck da sua vida, dando-lhe apenas meio minuto, para pôr em dia uma vida inteira com o pai há muito desaparecido.
Memnuniyetle.
Com todo o prazer.
Biliyorum soracak bir sürü sorunuz var ve memnuniyetle hepsini cevaplarım.
Sei que têm milhões de perguntas e estou mais do que feliz em respondê-las.
Memnuniyetle yapardim ama Paul için üzülüyorum.
Adorava, mas tinha pena pelo Paul.
Baba, burada, bugün, memnuniyetle ölürüm. Gururlu bir Turin olarak.
Pai, eu morreria feliz hoje aqui, com o orgulho de ser um turin.
Ona hoş geldin diyelim ve memnuniyetle karşılayalım.
Gostaria que vocês dessem uma calorosa boas-vindas.
Memnuniyetle.
- Com prazer.
Memnuniyetle.
Gostei disso.
Ayrıntılara mı gireceksiniz? Memnuniyetle.
- Gostaria de explicar isso?
Bay Pierre, bu konuda sizi memnuniyetle cevaplayacaktır.
O sr. Pierre vai ter o prazer de lhe responder.
Memnuniyetle sıkarım.
Eu teria todo o gosto.
Size memnuniyetle bildiririz ki... * * *... yayınlanmaya değer bulunmuştur.
que o seu artigo " Prosa em... Dr. Leakey.