English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Nasıl olduysa

Nasıl olduysa traducir portugués

457 traducción paralela
Hazır film, nasıl olduysa yanmadı ve birkaç kez gösterildi - o kadar iyi olmadığını kavramam fazla uzun sürdü.
Mas a cópia editada não se queimou e foi exibida várias vezes - o suficiente para perceber que não era boa.
Geçen gün nasıl olduysa bir anda birbirimizi kaybediverdik.
Parecemos que nos desencontrámos antes de ontem.
Nasıl olduysa, seni incittim.
Magoei-te.
Nasıl olduysa, cebimde bir şişe iyi cins çavdar viskisi var. Burada ıslanmayı tercih ederim.
Mas calcule, trago uma garrafa no bolso, preferia molhar-me antes cá dentro...
Nasıl olduysa bu sefer komik olan şeye gülüyor.
Para variar, o Toots ri-se de uma coisa com graça.
Fakat ilk girişiminde nasıl olduysa başarısız oldu.
Só que teve azar, na sua primeira tentativa.
Birden arabamın önüne çıkıverdi ve ben frenlere basmağa çalışırken, nasıl olduysa gaz pedalına basmışım.
Só que ele apareceu mesmo à frente do carro. E quando tentei travar, não sei como, carreguei no acelerador.
Nasıl olduysa Galaksinin öte ucundayız, bulunduğumuz noktadan 500 parsek mesafede... yani demek istedim ki... yani
500 parsecs de onde estamos... Quero dizer, estávamos. Quero dizer...
Nasıl olduysa birleşmişler, birbirlerini tamir ederek, tek olmuşlar.
Fundiram-se, consertaram-se e tornaram-se uma só.
Nasıl olduysa, bana vurdu ve burnumu kanattı.
Continuando, ele bateu-me e pôs-me a sangrar do nariz...
Bu, ilk çağlardaki halk türkücüsüdür. Ve benim işim bunu nasılsa öyle anlatmak. Ya da nasıl olduysa.
O meu dever como bardo é contar as coisas como são ou como foram.
Nasıl olduysa uçağımı tamir ettiğimi biliyordu.
Ele sabia que tinha consertado meu avião, de algum modo.
Siz dördünüz nasıl olduysa 200 kişi arasından bu seminer için seçilme şerefine nail oldunuz.
Bem, vocês os quatro têm a duvidosa honra de terem sido escolhidos entre mais de 200 candidatos a este seminário.
Nasıl olduysa... ben arabayı kaldırdım.
Não sei como... eu estava a levantar o carro.
Nasıl olduysa tümünü bildim.
Eu sabia as respostas todas.
Nasıl olduysa, ben seni seviyorum.
E aliás, eu amo você.
Musluklar akmıyor. Ama nasıl olduysa bodrumu su basmış.
Não lhe sei dizer, não sai água da torneira no entanto... a cave está inundada.
Nasıl olduysa anteni onarmayı düşünüyorlar.
Lá conseguiram arranjar a antena.
Normalde, bulaşmam ama nasıl olduysa bu karı beni kandırdı.
Normalmente, a minha regra é : "Não te envolvas". Mas de alguma maneira, esta dama me afectou.
Ama nasıl olduysa o ceset bir kamyon çaldı ve benzin istasyonunu havaya uçurdu.
Encontraram o corpo de Rambo. Roubou um camião e fez explodir um posto de abastecimento.
Her nasıl olduysa, o çocuk benim olur.
Seja como for que tenha acontecido, o filho é meu.
Nasıl olduysa, kayboldu.
Ele simplesmente desapareceu.
Şöyle özetleyeyim. Gerçek şu ki, ne yazık ki, Garthe Knight, yani Wilton'ın tek oğlu, her nasıl olduysa yeniden ortaya çıktı. Hem de Afrika'da çarptırıldığı üç ayrı müebbet hapis cezasına rağmen.
Bem, no fundo, resume-se tudo, infelizmente, ao facto do Garthe Knight, filho único do Wilton, de alguma maneira, ter conseguido livrar-se de três sentenças perpétuas em Africa.
Nasıl olduysa, bir şekilde, birileri parçaları tekrar bir araya getirmiş.
De alguma forma, alguém voltou a montar todas as peças.
Nasıl olduysa davet edildim ama.
Mas fui convidado mesmo assim.
Nasıl olduysa ona demokratik olmayan ünvanlar vermişti.
Assim, deu-lhe títulos que não eram democráticos.
O köpek nasıl olduysa Tyree'nin atına takıldı.
O cão, não sei como, meteu-se entre as patas do cavalo do Tyree.
Nasıl olduysa açığa çıktım... ve onu yakaladılar...
De alguma forma, escorregámos e apanharam-no.
Oh, sadece bir morarma, nasıl olduysa.
Magoei-me não sei onde.
Öfke ve kızgınlığımı ifade etmek için editörümü aradım. Nasıl olduysa kadın, benim yaratıklarla ilişki kurduğumu düşündü.
Liguei à editora a expressar o meu descontentamento e desacordo... e por algum motivo ela ficou a pensar que eu tive contacto com extraterrestres!
Nasıl olduysa son verdiğimiz serum karışımında beyninin üretmediği enzimi ona verdik, ve bu konuda şanslıyız.
Com a última variação da mescla de intravenosos... fomos afortunados e ele substituiu essa enzima.
DNA'ları nasıl olduysa warplanmış.
O ADN deles, de alguma forma, está a ser alterado.
Nasıl olduysa popüler olmanın... dünyadaki en önemli şey olduğu fikrine kapıldım.
Não sei como, mas tive a ideia que ser popular... era a coisa mais importante no mundo.
- Aw! Nasıl olduysa aniden birini öldürme isteğimi tamamen kaybettim.
De certa maneira já não me apetece matar.
Jenny Scott nasıl olduysa parçaları bir araya getirdi... ve ve polise gitmekle tehtit ediyordu.
ela queria chamar a polícia.
Sadece bir haftasonu olacaktı, ama sonra nasıl olduysa bir hafta oluverdi.
Era para ser um fim-de-semana, mas depois tornou-se uma semana.
Ya da bir yerde gördüm, nasıl olduysa artık.
Ou vi-o algures, não sei como.
Nasıl olduysa evlenmiş bir ablası var.
Ela tem uma irmã mais velha que por acaso é casada.
Eh, yüzümüzü kuzeye doğru çevirmiştik ama birden, nasıl olduysa sola döndük.
Bem, viramo-nos para norte e, de repente, viramos para a esquerda.
- Nasıl olduysa bugün iyi.
- Acho que ele está bem.
Nasıl olduysa, Joe'nin arabasında kilitli kaldım.
Não sei como mas fiquei trancada no carro do Joe.
Bilmeni isterim ki... Nasıl olduysa... bir şekilde... Hala hayattayım.
Quero que saibas que... de algum modo, por alguma razão, ainda estou vivo.
Fakat nasıl olduysa zincirlerinden kurtuldu.
Mas soltou-se de alguma maneira. Agora anda a correr por todo o lado, e a causar problemas.
Nasıl olduysa gemide hiç fare yoktu. Ama esrarengiz bir veba yolcuları kırıp geçiyordu.
Embora o navio, felizmente, não tivesse ratazanas... uma estranha peste atingiu os passageiros.
Sizin Kirk bu taraftayken Spock adında bir Vulkanlı'yla tanıştı ve her nasıl olduysa Kirk, Spock'ı derinden etkiledi.
Quando o vosso Kirk esteve cá, conheceu um vulcano chamado Spock e de alguma forma influenciou-o profundamente.
O zamana kadar her şeyi kendimce yapmıştım ancak nasıl olduysa başka bir şey devreye girdi ve kaderimi benim seçtiğimden başka bir yöne çevirdi.
Mais umas horas e estamos em Hollywood. Largaria o carro e ia procurar a Sue. O pesadelo de ser um homem morto terminaria.
Her nasıl olduysa Sid 6.7 kendini bilgisayardan çıkardı ve bir androitin içine yerleştirdi
O Sid 6.7 saiu do computador e é agora um andróide.
- Nasıl olduysa taşıyıcı dalga solucan deliğinin açılmasına neden oldu.
- A onda abriu a fenda.
Sisko, Dax, ve Bashir her nasıl olduysa Dünya tarihini değiştirdiler.
Sisko, Dax e Bashir alteraram a história da Terra.
Senden evvelkiler nasıl ev sahibi olduysa sen de öyle yapacaksın.
Faz como fizeram os outros parolos antes de ti. - Não sabes?
Yardımcı oldum, nasıl ben Jean'a, Jean da bana yardımcı olduysa, öyle...
Eu ajudei-o, como ajudei o Jean. e como o Jean me ajudaria...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]