O değil mi traducir portugués
47,720 traducción paralela
- Ama ne yaptığınızı biliyorsunuz değil mi?
- Mas sabe o que está a fazer?
Koca bir balık fanusu olmaz mı? Cam dağılmaz değil mi?
O Vidro não dissolve, pois não?
O zaman görüşeceğiz değil mi?
Óptimo. Então vejo-te lá, está bem?
Dizüstünü ya da tabletini araya sıkıştırmadınız değil mi?
Não enfiaste o teu laptop ou tablet lá, pois não?
O doğduğunda aklına geldi, değil mi?
Pensaste sobre isto, não pensaste? Quando ela nasceu.
O zaman hazineyi bölüşüyoruz, değil mi?
Então, dividimos o tesouro?
Görünüşe göre Hondo başardı, değil mi?
Parece que o Hondo conseguiu, não foi?
- Fakat Azmorigan senin dostun değil mi?
Mas o Azmorigan não é teu amigo? Az...
Aynı zamanda eğer geri dönmezse senin için daha fazla hazine demek, değil mi?
O que significa, mais tesouro para ti se ele não voltar, não é?
Masaüstündeki "iş detayları" isimli dosyayı görüyorsun değil mi?
Vês aquela pasta no ambiente de trabalho com o nome "afectação de tarefas"?
Polis olan değil mi? Evet.
- O polícia, certo?
Üzgünüm, Jalil ve Akeem şu anda telefona bakamazlar çünkü yanlış adamlara bulaştılar, değil mi?
Desculpe, o Jalil e o Akeem não podem atender o telemóvel agora porque meteram-se com os tipos errados, está bem?
- Değil mi? - Janis gibi adamları tekrardan sokağa salamayız.
Não podemos colocar um homem como o Janis em liberdade.
Eğitim sorumlunla böyle konuşmamalısın öyle değil mi?
Não são maneiras de falar com o teu Oficial de Treino, pois não?
Bunu Arcaro denen o hayvan yaptı değil mi?
Foi aquele animal do Arcaro, não foi?
Koç Ted iyi bir koç olmalı öyle değil mi?
O treinador Ted deve ser um bom treinador, não?
Sen kiralık değildin, değil mi?
O que te deu?
Eşya çantası değildi o, değil mi?
Se ela foi paga com Bitcoins, não podemos verificar, nunca teremos a certeza.
Tamam. Weitz, yakanı bırakmayacak, değil mi?
Ainda não sabem o que lhe aconteceu, ou quem a levou, ou para onde foi ou como...
O da orada olacak değil mi?
Ela... Ela vai estar lá, certo?
Bu o seksi embesil değil mi.
Se não é o imbecil sexy.
Peder Marcus'u çağırmayı denedik, öyle değil mi, Ange?
Tentamos convidar o padre Marcus, não tentamos, Ange?
Peder Merrin ile ufak atışamanızdan sonra bizi bıraktığını düşünmüştük, değil mi?
Pensavamos que nos tinhas deixado após a tua pequena discussão com... O padre Merrin, não foi?
İstediğin buydu, değil mi?
Era o que tu querias, não era?
Çünkü o şey içindeydi, değil mi?
Porque ele estava dentro de ti, certo?
Demek istediğim, bu bir oyun değil mi?
Digo, é esse o jogo, não?
O rozet hala sizde duruyor olamaz herhalde, değil mi?
Ainda tem esse cartão de identificação?
O başka gezegenlerde yaşam bulunduğuna işaret değil mi zaten?
Ele não é a prova viva disso?
Büyük planını mahvettim, değil mi?
Arruinei o teu grande plano, não foi?
Boğazıma sarılmak isterdin, değil mi?
Gostavas de torcer-me o pescoço, não gostavas?
Benim de diğer Hulk kadar aptal olduğumu sandın, değil mi?
Achas que sou tão burro como o outro Hulk, não é?
Ben mi? Polisler şu anda kulübeye doğru geliyorlar, arkadaşınız yüzünden, Henry'di değil mi?
A Polícia vem a caminho da cabana porque o vosso amigo
Tümgeneral terfi zamanın geldiğinde, hak ettiğin terfi, Kongre seni görmezden geldi, değil mi?
Mas quando chegou a hora... da sua promoção a Major-general, a promoção tão merecida, o Congresso ignorou-o por completo, não foi?
O zaman Rittenhouse'un üyeleri hiçbir devletin parçası değil mi?
Então, os membros da Rittenhouse não fazem parte. de nenhum Governo?
Bu yüzden mi oyun arkadaşın zincirlenmiş hâlde yanımda değil?
É por isso que o teu colega de jogo não está acorrentado ao meu lado?
Her daim en güçlüsün, değil mi Commodus?
És sempre o forte, não é, Cómodo? !
İstediğin bu, değil mi?
Isto é o que tu queres, não é?
Finklestein sana hiçbir şey anlatmadı, değil mi? Tanrım!
O Finklestein não te disse nada, pois não?
Orada da hissettin, değil mi?
Sentiste o que sentimos aqui? Claro.
Yeon Ju değil mi o?
Está bem. Espera. É a Yeon-joo.
Hemen binin, bir şey yoktur herhalde. Değil mi?
Vamos para o autocarro, ficará tudo bem.
Deniz suyu sıkarsan reaktör mahvolur biliyorsun değil mi?
Se usarmos água do mar, o reator será desmantelado.
Jae Hyeok ve Jin Taek değil mi onlar?
Não são o Jae-hyeok e o Jin-taek?
Hepimiz cennette buluşacağız, değil mi?
Podemos ir para o céu, certo?
Orada olanları gördün değil mi?
Viste o que aconteceu, certo?
- Evet, herkes planı biliyor değil mi?
Ok, todos sabem o plano?
Ama hocam bu onların 3-4-3'e dönüşümü değil mi?
Mas, treinador, não é para mudar para o 3-4-3?
Peki, ama hepiniz Doğu Avrupa'da standart zırhlı araç paraşüt sistemiyle yüksek irtifa atlayışı yaptınız. Öyle değil mi?
Certo, mas já todos fizeram um salto HALO sobre a Europa de Leste, usando o sistema de pára-quedas para largar armamento?
Bak. Paranı aldın, değil mi?
Olha, já tens o teu dinheiro, certo?
Parayı almam umurunda değil mi?
Não te importas que leve o dinheiro?
Ve sabaha kadar orada havasızlıktan boğulursam sanırım o da bir kaza olur, değil mi?
E se sufocar lá dentro antes da manhã, parece que também será um acidente, certo?
o değil 411
o değildi 47
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
o değildi 47
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24
değil mi oğlum 33
değil mi kaptan 17
değil miydi 73
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24
değil mi oğlum 33
değil mi kaptan 17
değil miydi 73