English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Ogrenecegim

Ogrenecegim traducir portugués

1,369 traducción paralela
Senin için öğreneceğim. - Hayır.Hayır.Boş ver.
- Está bem, vou procurá-lo agora.
imkansız, şimdi neler olduğunu öğreneceğim
Não, nao, impossível... Eu vou tratar disso agora mesmo, é o meu trabalho como gerente.
Fanny ve Laura'ya neler olduğunu öğreneceğim.
Vou averiguar o que se passou com a Fanny e com a Laura. - Uma sessão espiritista.
Rhone'un annesinin kızlık soyadını öğreneceğim.
Vou descobrir o sobrenome da mãe do Rhone.
Kirkwoods`ların saldırıya uğradıkları akşam nerede olduğunu öğreneceğim.
Vou ver onde é que ele estava na noite em que os Kirkwoods foram invadidos.
Çünkü... sen öbür tarafa acı verici bir geçiş yaparken... ben ruhunu yakalayacak ve bildiğin herşeyi... ondan öğreneceğim.
Nem morrendo... porque... enquanto você faz a sua agonizante passagem... para o outro lado... eu vou capturar sua alma... e com ela, tudo que você sabe.
- Hayır, öğreneceğim. Misinanı buradan geçirip iğne taktım bile. - Bu nasıl bir yem?
Muito bem, já me adiantei... e passei-te a linha pelas guias e pus-lhe um anzol.
- Eninde sonunda öğreneceğim.
- Acredita no que quiseres.
- Bilmiyorum ama söz, öğreneceğim.
Não sei, mas vou descobrir.
Bunu öğreneceğim.
Eu vou descobrir.
İsa'yı geçecek değilim. Holly'yi arayıp ne kadar önde olduklarını öğreneceğim.
Vou ligar à Holly e ver aonde ela já vai.
Ben de nasıl oluyor da herifin teki Oz'a silah sokuyor onu öğreneceğim.
E eu irei averiguar como, cacetes um homem armado pôde entrar em Oz.
Bebeğin cinsiyetini öğreneceğim.
Vou descobrir o sexo do bebé.
Dr. Brogan bir ay ücretsiz uzaklaştırma alacak fakat iyi tarafı, arka bahçemde köpükten bir elbiseyle koşacak ben de Baxter'ın saldırı derslerinin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğim!
O Doutor Brogan vai ser suspenso. Sem pagamento por uma semana, mas ele vai ter que correr à volta do meu quintal vestindo um fato de esponja, para que eu possa ver se as qualidades de ataque do meu cão Baxter valeram o dinheiro. - Fui claro?
Tabirleri öğreneceğim.
Em troca direi a palavra "cor" com um "u".
Arayıp öğreneceğim.
Vou telefonar e descobrir.
Gururumu kontrol edebilirsem, Senden öğreneceğim daha çok şey var.
Se conseguir controlar o meu orgulho, sei que há mais a aprender, contigo.
Nasıl olsa öğreneceğim.
Eu acabo por descobrir.
ve... senin gerçek kimliğini öğreneceğim.
E... Vou descobrir a tua verdadeira identidade!
ama ne olduğunu öğreneceğim.
Mas vou descobrir o que aconteceu.
Öldürmeyi öğreneceğim.
Eu vou aprender a matar.
Lord Marshal'ın neden ondan çekindiğini öğreneceğim.
Vou descobrir por que o Lord Marshal se sente tão ameaçado por ele.
Gil'i arayıp öğreneceğim, tamam mı?
- Vou telefonar ao Gill e saber, sim?
Merak etme, Ray. Geride durup, izleyeceğim ben plak nasıl yapılır, öğreneceğim.
Não te preocupes, só vim assistir como se produz um disco.
- Tom. Bu suçlamalardan birinde en ufak bir doğruluk payı varsa, herhangi biri onun kılına zarar vermişse bunu öğreneceğim.
Se houver alguma réstia de verdade nessas alegações... se alguém lhe tocou num único cabelo, eu descobrirei quem foi!
Öğreneceğim.
Certamente que irei aprender.
Komiser Caine'in sonradan... Doug Ramsey olduğunu öğreneceğim şüpheliyi zaptettiğini.
Vi o Tenente Caine a conter um suspeito que agora sei que se trata do Doug Ramsey.
Öğreneceğim.
- Tenho de descobrir.
Ben, inmek kim olduğunu öğreneceğim.
Vou lá abaixo descobrir quem foi.
Peki, ben doktorlar her an öğreneceğim eminim ve her şey şeftali olacak.
Tenho a certeza de que os médicos vão descobrir a qualquer minuto e tudo vai ficar fantabuloso.
Ve o gün geldiğinde, iyi bir baba olmayı öğreneceğim.
E quando esse dia finalmente chegar, aprenderei a ser um bom pai.
Kiminle evli olduğunu öğreneceğim Sam.
Eu vou descobrir com quem foste casada, Sam.
- Gidip neler olduğunu öğreneceğim.
- Vou descobrir o que é.
Julie. Senin hakkında öğreneceğim hiçbir şey beni senden uzaklaştıramaz.
Julie, não há nada que pudesse vir a descobrir sobre ti que me fizesse ir embora.
- Onu bilmiyorum. Ama yakında öğreneceğim yoksa yakında birinin incinecek.
Mas eu faria algo rapidamente, senão, alguém sairá magoado.
Planı olup olmadığı öğreneceğim.
- Vou descobrir se ela tem um plano.
Jimmy ve ben yarın akşam takılacağız, olanları öğreneceğim.
Eu e o Jimmy vamos sair amanhã à noite.
Kiminle çıktığını ve neler yaptığını öğreneceğim.
Vou ver. Vou ver com quem anda, como vai.
Esas oğlanı getirince kimlerle takıldığını öğreneceğim.
Ouve, querida, vou mandar o matulão virar-te do avesso e descobrir com quem te dás.
- Zorla öğreneceğim. - Hayır.
- Deixa-me arrancar-lhe a informação.
Öğreneceğim.
Hei-de aprender.
ve neyle karşılaşacağımızı öğreneceğim.
Eu usarei meu poder especial para ver no futuro e descobrir onde nós devemos ir.
Ve haklıysa devamını nasıl öğreneceğim?
E se estiver... Qual será a próxima coisa que vou descobrir?
Çenemi kapamayı ne zaman öğreneceğim?
Quando é que aprendo a fechar a boca?
Ama yemin ediyorum nefer olduğunu öğreneceğim ve bu aileyi tekrar bir araya getireceğim.
Mas prometo uma coisa : Vou descobrir o que realmente aconteceu, e vou juntar esta família outra vez.
Sizinle ya da karınızla konuşayım fark etmez öğreneceğim.
Descobrirei, quer fale consigo ou com a sua esposa.
Yakında bu işin aslı nedir öğreneceğim.
Depressa descobrirei a verdade de tudo isto.
Hasta olup olmadığımı yakında öğreneceğim.
Em breve saberei se estou.
Sanırım devam edersek bunları öğreneceğim.
Estou a aprender sobre essas coisas à medida que vou em frente.
Sadece beş dakikaya ihtiyacım var, ve bilmem gereken herşeyi öğreneceğim.
Eu apenas preciso de 5 minutos aí. E saberei tudo o que preciso.
Ve işin iç yüzünü öğreneceğim.
E vou descobrir o que está a acontecer!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]