Otur oturduğun yerde traducir portugués
84 traducción paralela
- Otur oturduğun yerde.
- Volta para trás e senta-te.
- Otur oturduğun yerde dedim.
- Vai sentar-te.
Otur oturduğun yerde Roland. Kadının iyi bir bayan. Sadece sokulgan davranıyor.
Deixa-te estar, Roland, a tua mulher quis ser simpática.
Otur oturduğun yerde de çok kanamasın.
Não se mova, ou não deixará de sangrar.
- Otur oturduğun yerde.
- Senta-te lá, porra.
Otur oturduğun yerde, Dennis.
Senta-te quieto, Dennis.
Kapa çeneni, otur oturduğun yerde, Elliot!
Cala-te e fica quieto, Elliot!
- Otur oturduğun yerde.
- Acalme-se.
Bunun kafana inmesini istemiyorsan otur oturduğun yerde.
Senta-te ou levas com o machado na cabeça.
Artık otur oturduğun yerde!
Senta-te! Fica quieto! Agora basta!
Otur oturduğun yerde, Mick!
Não saia daí, Mick!
- Otur oturduğun yerde!
- Vai para o banco!
Eğer benim bu yeni ve etkileyici tedavim hakkında daha ayrıntılı bilgiler almak isterseniz, Lütfen bu "Ya otur oturduğun yerde, yoksa ağzına bir tane daha patlarım" başlıklı ücretsiz broşürü isteyiniz. Teşekkürler.
Se quiserem mais informações sobre os meus ousados tratamentos, por favor, peçam este folheto grátis chamado : "Ou acalmas, ou levas outra na boca." Obrigado.
Otur oturduğun yerde. Yolcu yolculuğunu bilmeli.
Senta-te e sê apenas um passageiro.
- Kapa çeneni ve otur oturduğun yerde.
Fique quieto e não se mova.
Otur oturduğun yerde.
Não te mexas.
Otur oturduğun yerde.
senta-te... Senta-te!
Otur oturduğun yerde ve çeneni kapa.
Você fica aqui e calado.
Sen de otur oturduğun yerde, kırmayayım kafanı.
Esse cu lá para dentro agora.
Otur oturduğun yerde
Senta-te quieto
Otur oturduğun yerde, salak. Onlar kötü adam.
Pára, idiota.
Otur oturduğun yerde, koza.
Fica sentada, Cocoon.
- Otur oturduğun yerde.
- Sente-se.
Otur oturduğun yerde.
Senta-te.
Bak, sen otur oturduğun yerde ben Vargas'ın idare ettiği yeri öğreneceğim sana da haber veririm.
Ouve, fica quieto e eu descubro para onde o Vargas está a conduzir isto e depois digo-te.
Ya otur oturduğun yerde, ya da üzerindekileri çıkar ki biz de senin vücudunla grafit ve kauçuktan bir ziyafet çekelim.
Ou te sentas ou tiras toda a tua roupa para nós aproveitarmos as tuas formas com grafite e borrachas.
- Otur oturduğun yerde!
Espere. Espere, é uma ordem!
Otur oturduğun yerde.
senta aí... Senta!
Otur oturduğun yerde, Jolene. Hemen döneceğim. Tamam mı?
Jolene, volto já.
Otur oturduğun yerde.
Portanto, deixa-te ficar aí sentadinho.
Görünüşe göre senin kanka uyanıyor. Otur oturduğun yerde.
- Parece que o teu amigo acordou.
Otur oturduğun yerde Martin.
Fica aí, Martin.
Otur oturduğun yerde de kaşındıkça kaşınsın.
Agora, senta-te aí e deixa fazer comichão.
Otur oturduğun yerde!
Senta-te aqui!
Sen, otur oturduğun yerde. Bir şeyler fırlatmayı kes.
Tu senta-te de uma vez e nada de atirar coisas.
- Otur oturduğun yerde.
- Fica agachado!
Otur oturduğun yerde.
Deixa-te estar sentado.
Otur oturduğun yerde.
Senta esse rabo.
Otur oturduğun yerde.
Apenas fica ai sentado.
Otur oturduğun yerde, Simon.
Senta-te, Simon.
- Sen otur oturduğun yerde!
- Tu ficas aí quietinha!
Ben ABD Başsavcılığından Bodine'le konuşana dek otur oturduğun yerde.
Fica quieto até eu falar com o Bodine, da Procuradoria-Geral.
Otur oturduğun yerde.
Fica aqui.
- Otur oturduğun yerde.
Tem calma.
Bak, sen oturduğun yerde otur, şef.
Tu, fica aí quietinho, chefe.
- Otur oturduğun yerde!
- Sente-se.
Şimdi sessizce oturduğun yerde otur, tamam mı?
Pronto. Agora fica parada aí, ok?
Otur oturduğun yerde.
Porque não tens calma?
Otur oturduğun yerde.
O Odie e eu não vamos contigo só pelo passeio.
Otur, oturduğun yerde " deme şekli.
"não te metas na minha operação. Não faças nada."
O gölde alabalıktan büyük bir şey yok. Oturduğun yerde otur.
Não há nada maior que uma truta no lago.
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
otur yerine 172
otur otur 20
otur buraya 17
otur biraz 19
otur hadi 41
otur şuraya 157
otur bakalım 102
yerde kal 46
yerde kalın 17
otur yerine 172
otur otur 20
otur buraya 17
otur biraz 19
otur hadi 41
otur şuraya 157
otur bakalım 102