English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ P ] / Plan şu

Plan şu traducir portugués

627 traducción paralela
- Plan şu.
- O plano é este.
Kadınlar her şeyin yasal olmasını ister, plan şu :
Bem, sei que vocês, mulheres, gostam de tudo legal, então é assim.
Tamam, tamam. Plan şu : Orada durup, savaştan önce... birşey içerler mi diye soracağım.
Então, eu vou para ali e pergunto-lhes se querem beber alguma coisa antes da guerra...
Plan şu :
Eis o plano :
Plan şu.
O plano é este.
Plan şu : Bir kayık bulacağız. Yangtze Halici'nin yukarısına götürüp, Hakka dostlarımızla buluşacağız.
O plano é arranjar uma sampana, e levá-la até ao estuário do Yangtze e encontrar-me com alguns amigos Hakka.
Şimdi, buradaki plan şu.
Bom, a ideia é a seguinte.
İşte, plan şu.
O plano é o seguinte.
Plan şu. Kuyruğu arayacak bir ekip seçeceğiz.
O meu plano é fazermos uma equipa de busca para a cauda.
Plan şu, bilimden konuşacağız, bir şeyler atıştırıp, schnapps içeceğiz, hayattan konuşacağız.
O plano é que falamos de ciência. Comemos alguma coisa. Bebemos umas schnapps.
Plan su.
A manobra é esta :
Gelin çocuklar, planımız şu...
Venham rapazes.
Şu aptal planınız yüzünden.
Você e os seus esquemas.
Bölge planına bakalım bir. Colin ve diğerlerinin ve hatta şu anda senin de onlara silah doğrultarak aynı hataya düştüğünüzün farkın da değil misin?
Colin e os outros podem ter cometido o mesmo erro que estão a fazer agora ao apontar-lhes armas.
Sutton Craddock'dan uçuş planımız şu şekilde.
Este é o plano de voo a partir de Sutton Craddock.
Şu plan!
Esse plano!
Yalnız, şu anki durumda, planın gerisinde değil, ilerisindeyiz.
Precisamente. Mas nós não estamos atrasados, estamos adiantados.
İşte planım şu.
O meu plano é o seguinte.
İçinde bulunduğumuz durumdan ötürü planımı değiştirdim artık şu şekilde olacak :
Considerando a situação em que nos encontramos... mudei os meus planos. É o seguinte :
Plan bu. Saat şu anda 19 : 42.
É esse o plano, são agora 19h42.
Ben plandan korkuyorum, şu ihtiyar Yerli için bile büyük plan. Hey, Joe.
Acho que aquele ramo é grande de mais para um velho índio.
Şu enayi Yerliler planımıza kanacaklar. Çavuş!
Aqueles índios estúpidos caíram no nosso embuste.
Planım şu.
Esse é o meu plano.
Şu an hazırlanmakta olan bir planımız var. Ama harekete geçmeden önce sizden, muhalefetten de onay almak istiyorum.
Temos um plano em preparação, mas antes fazer algo, que eu quero que você, como... líder da Oposição, dê a sua aprovação.
Şimdi prensim, planımız şu :
Agora, meu príncipe, este é o plano.
Şu kadarını söyleyeyim, planınızı kabul veya red edebilir.
- É tudo o que pode saber.
Hareket planımız nedir, komutanım? Şu bir bloğu koru.
Defender o quarteirão.
Şu an sahip olduğumuz tek plan bu, ahbap.
Michael, achas que este plano do Devon vai funcionar?
Şu anki planım, ilk sorumdaki kişi için güzel bir kafes hazırlamak.
Para responder à primeira, pretendo revirar meio mundo.
Tamam, bakın şimdi, planımız şu.
OK, olhem, este é o plano.
Planım 3 aşamalı. İlk aşama şu : Yenemiyorsan, onlara katıl.
A primeira é, se não pode vencê-los, junte-se a eles.
Neil Khyatt'nın butiği için şu pencere planını hazırlamak için, ama...
Ia fazer a decoração da montra da boutique do Neil.
Şu ana kadar gerek duymadım ve bundan sonra da böyle bir planımda yok.
Não precisei, nem tenciono.
Şu anki planım bu.
Neste momento, é o meu plano.
Pekala, planımız şu...
Ouça...
Eğer bu bütçe planı geçerse, çoraplarınız olmayacak... Şu an zaten çorabım yok ki. ... pantolonlarınız da, gömlekleriniz de, yelekleriniz de olmayacak.
Se esta votação passar, sua Nobreza não terá peúga nenhuma..... nem calças, camisas, coletes, ou ceroulas.
Evet. Öyleyse, şu dahice planını derhal uygulamaya koyalım.
Então, coloquemos o seu plano astucioso em ação imediatamente!
Hım. Bakın, planımız şu.
Estão poucos gajos a guardá-la, mas não vejo o Sr. Big.
Peki şu ünlü plan nedir?
E que plano famoso é esse?
Planım şu : General Melchett ile evleneceğim.
O meu plano é casar com o General Melchett.
Peki, yüzde yirmi beş faizli yetmiş sekiz aylık kolay ödeme planına başlamadan önce en azından şu aleti bir açabilir misin acaba?
É como se fosse casado. Kel, queres ir comer um pão? Já tenho um.
Planımız şu.
O plano é este.
Pekala, planımız şu.
Eis o plano.
Planımız şu.
Eis o plano.
Planım şu.
Então, este é o meu plano :
Başmüfettiş, anladığım kadarıyla sizin teoriniz şu : Kont de Rochefour, Madam Carrington'ı yedek plan olarak sakladı.
A sua teoria, Inspector-Chefe, tal como a entendi, é que o Comte de Rochefour tencionava usar a Madame Carrington como reserva.
Gerçek şu ki Charlie, planımı gerçekleştirmek için bir rehber köpeğe ihtiyacım var.
A verdade é que preciso de um cão-guia para me ajudar a executar o plano.
O bir yerlerde şu anda, plan yapıyor.
Ele deve andar por aí a planeá-lo.
Planımız şu.
Fazemos o seguinte.
Ve şimdi tüm şu kredi kartı sahtekarlıklarının kökünü kurutmak için ve tamamen nakitsiz bir toplum yaratmak için planladıkları şey Amerikan askerlerinde test ettikleri bir plan.
E agora, o que é que eles planeiam fazer para erradicar todas as fraudes com os cartões de crédito, e para se precipitar numa sociedade sem dinheiro, o que eles planeia fazer, o que eles já testaram nas tropas americanas,
Bak, planımız şu.
O plano é este :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]