English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Savaşta

Savaşta traducir portugués

3,693 traducción paralela
Savaşta ölürlerse Astapor için büyük utanç olur.
Se caírem no campo de batalha envergonharão Astapor.
Savaşta ölürlerse bütün Astapor'u utandırırlar.
Se caírem no campo de batalha trarão vergonha a toda Astapor.
Çoğu savaşta ölecek zaten. Düşen kılıçları almaları için çocuklara ihtiyacım var.
Morrerão muitos em batalha, preciso dos rapazes para apanharem as espadas que eles deixarem cair.
8000 Lekesiz'i savaşta yenemeyiz.
Não podemos bater oito mil Imaculados no campo de batalha.
O adamlar uzun süredir savaşta.
Aqueles homens estão na guerra há muito tempo.
Savaşta hemşireydi. Hepimize o baktı.
Ela era enfermeira na guerra, cuidou de todos nós...
Talan ile aynı hastalıktan muzdariptiler. Ama o, durumu çok çok ciddileşmeden vefat etti, savaşta.
Tinha o mesmo estado do Talan, mas morreu, antes da doença piorar.
Sağ gözümü savaşta kaybettim.
Perdi o meu olho direito em batalha.
Lâkin bu savaş... Bu savaşta şövalyelere yer yok, devrimcilere ihtiyaç var.
Mas esta guerra... não precisa de cavaleiros, mas sim de revolucionários.
Sizlere savaşta parlayıp tanrıları etkileme fırsatı sunuyoruz. Bittabii rüyanızda bile görmediğiniz ganimetlere kavuşma fırsatıyla birlikte.
Oferecemo-vos a hipótese de brilharem em combate, impressionarem os Deuses, e trazer de volta, riquezas nunca antes vista.
- Savaşta mı öldü?
Morreu em batalha?
Kendi özgür erkek ve kadınlarımızla savaşta ele geçirdiklerimize farklı davrandığımız doğrudur.
É verdade que nós distinguimos entre os que são capturados em batalha, e os nossos homens e mulheres livres.
Bu yüzden sana yalvarıyorum lordum valhala da arkadaşlarıma katılmak için bana onurlu bir savaşta ölme şansı ver.
Que é por isso que vos imploro, Senhor, que me presentieis com a oportunidade de morrer honrosamente em batalha e assim juntar-me aos meus amigos em Valhalla.
Savaşta yaralanmışlar. Açlıktan zayıf düşmüşler. Kendi içlerinden birinin onlara saldırmasını beklemezler.
Estão feridos da batalha, enfraquecidos de fome, e não esperam o ataque de um dos deles.
Savaşta fiziksel performansı artırmak için kullandık.
Na guerra, usamos para aumentar o desempenho físico.
Güney Halkının, Kuzeyli İşgalcilerle olan bu savaşta... Avatar'ın onların yanında olduğunu görmeye ihtiyaçları var. Tabii.
Os sulistas precisam de ver que a Avatar está do lado deles na luta contra os invasores do Norte.
Ve Güney Su Kabilesi'nde ise Unalaq'ın ordusu yapılan sivil savaşta zafere ulaşmak üzeredir.
E na Tribo da Água do Sul, o exército de Unalaq está próximo da vitória na guerra civil.
Savaşta da hemşirelik yaptınız mı?
Você foi enfermeira na guerra?
- En büyük savaşta yer almadınız mı?
- Não trabalhou na Segunda Guerra?
Çünkü benim endişem Amerikalı hayatların bedeli hem burada hem de savaşta.
Porque a minha preocupação é com o custo das vidas americanas, aqui e em combate.
Savaşta Kuzey için savaşan bir tümgeneral vardı.
E durante a guerra havia um major general que lutava pelo Norte.
Richmond, anayasaya, eyaletlerin haklarına güneylilerin haklarına ve kurumlarına karşı verilen bir savaşta yenik düştü.
Richmond caiu numa guerra contra a Constituição, contra os deveres do estado, contra os deveres sulistas e instituições.
1892 yılındaki savaşta, İngilizlerin Beyaz Sarayı yakmasından beri Amerikan gücünün merkezi hiç işgal edilmemişti.
Desde que os britânicos incendiaram a Casa Branca na guerra de 1812, nenhuma força inimiga ocupou o centro do poder americano.
Savaşta sizinle boy ölçüşmemizin yolu yok ama 30 milyon insanımız var.
Não há como imaginar bater-vos numa batalha. Mas temos 30 milhões de pessoas.
İçinde bulunduğumuz savaşta, sayamadığımız şehitlerin sonuncusudur.
É a mais recente vítima de uma guerra que já levou mais do que podemos contar.
Bizi cesaretlendirdi. Ama bizim asıl silahımız bize bu savaşta zaferi kazandıracak silahımız insan ruhunun gücü ve kararlılığıdır.
Mas a nossa verdadeira arma a arma que nos dará a vitória final, é a força e a tenacidade do espírito humano.
Bir bebek kıyametin koptuğunu, savaşta olduğumuzu ve her gün insanların öldüğünü bilmez.
Um bebé não tem como saber que houve um apocalipse, que estamos em guerra e que lá fora morrem pessoas todos os dias.
Savaşta bir bacağını kaybetmiş askerin daha rahat yürümesi gibi ufak şeyleri sağlıyor.
Isto faz com que coisas simples como andar seja muito mais fácil para os soldados que perderam as pernas nos campos de batalha.
Açık savaşta ikisiyle de baş edemeyiz.
Não os podemos enfrentar, em combate aberto.
Çünkü şu anda, bu savaşta mücadele edebilecek tek kişi sensin.
Porque tu és o unico, agora, que pode lutar esta luta.
2. Cihan harbinden beri, bir savaşta ölen en fazla insan sayısıdır bu.
É o maior número de pessoas mortas em qualquer guerra desde a 2ª Guerra Mundial.
Soyunun kime dayandığı muamma olmakla birlikte çok yetenekli bir silahşormuş ve savaşta daima kurukafa biçimli bir miğfer takarmış.
A sua identidade permanece envolvida em mistério, mas sabe-se que era um mestre da arte da guerra e que sempre que saía em combate, usava um capacete em forma de caveira.
Bunun için teşekkür ederim. Eminim hepimiz, teröre karşı savaşta her zaman, başka bir müttefiği kullanabileceğimizde hem fikiriz.
Obrigado por isso, sei que todos concordam que é sempre bom ter aliados na guerra contra o terrorismo.
Savaşta kullanılan tehlikeli bir ilaç.
Uma droga perigosa usada na medicina de combate.
Alınma ama savaşta yeraltı sığınakları ararken daha çetin ceviz yamaçlardan geçtim.
Fiz descidas duras durante a guerra, à procura de abrigos subterrâneos.
Savaşta, erkekleri yönetmek istiyorum, efendim.
Quero dirigir homens em batalha, General.
Savaşta dahi yasalara uyulması gerekir Albay.
Até na guerra há que obedecer à legalidade, Coronel.
Oğullarım bu savaşta öldü, bu aptal savaşta.
Os meus filhos morreram por causa desta guerra estúpida.
Babam savaşta öldü
O meu pai morreu na guerra.
Savaşta ölebilirim ve son isteğim bu olabilir.
Posso morrer em batalha e era o meu último pedido.
Elizabeth, beni savaşta kaybetmeyeceksin.
Elizabeth, não me vai perder no campo de batalha.
Savaşta fiziksel performansı artırmak için kullandık.
Durante a guerra, usávamos para aumentar o desempenho física.
Ama hak etmek icin pek cok savasta dovusmelisin?
Mas és jovem demais para ter lutado nas guerras antigas.
Horde sadece savasta, seref icin öldürür Mulgrut.
A horda mata apenas pelo honra e pela batalha, Mulgrut.
Savasta zafer kazandiniz mi?
Já alcançaram vitórias em batalha?
savasta ölmek büyük bir onurdur.
Morrer em batalha irá dar-te a maior glória.
Peygamber Samuel Israillilere Tanri'nin adini duyurdu. Ancak insanlar daha cok savasta liderlik edecek birini istiyodu.
Samuel liderou os israelitas em nome de Deus, mas as pesseoas queriam mais alguém para liderar a batalha.
Komutan Joab sizden Uriah'i savasta olume gondermenizi emrediyorum
"Comandante Joabe, ordeno-lhe que envie Urias para onde o combate é mais intenso e que ele seja lá deixado para morrer."
... uluslararası toplumun güvenliği ama aynı zamanda aksine hareket savaşta yaralananlara implantlarla yardım etmek.
... A segurança da comunidade internacional, também age contra...
Savasta pesinden gelecek büyük bir kalabalik var.
E muitos outros continuariam a seguir-te nas batalhas.
Savaşta...
Ele morreu na batalha em...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]