English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Savaştan önce

Savaştan önce traducir portugués

356 traducción paralela
Savaştan önce Bouffes-du-Nord Tiyatrosu'nda oyuncuydum.
Em tempo de paz, era actor no "Bouffes du Nort".
Savaştan önce, Varşova'dayken onu sahnede görmüştüm.
Vi-o no palco em Varsóvia, antes da guerra.
Savaştan önce ona yazmıştım, o da bana yazmıştı.
Escrevi-lhe antes da guerra e ele me escreveu.
Hayır efendim, savaştan önce hiç araba kullanmamıştım.
Não, senhor. Nunca dirigi antes da guerra.
Yemin ederim. O daha savaştan önce Nazilerle mücadele ediyordu.
Posso jurá-lo, ele combateu os nazis muito antes de haver guerra.
Savaştan önce ne yaptığımı biliyor musun?
Sabe o que fazia antes da guerra?
- Savaştan önce ne yapardın, Fred?
O que fazia antes da guerra?
Tıpkı savaştan önce tezgahın arkasında yaptığım gibi.
Tal como costumava fazer na "Fonte dos Refrigerantes" antes de ir para a guerra.
Savaştan önce çiftlikte ortakçıydım, tıpkı babam gibi.
E antes da guerra era camponês, como o foi o meu pai antes de mim.
Savaştan önce buraya gelirdik.
Costumava frequentá-lo antes de ir para a guerra.
Farben savaştan önce Güney Amerika'ya birçok adamını yerleştirdi.
Farben tem homens na América do Sul, colocados lá antes da guerra.
Savaştan önce onun uşağıydım. Ve sonra onun komutası altında hizmet etme onuruna ulaştım.
Fui criado dele antes da guerra e depois tive a honra de servir sob suas ordens.
Savaştan önce ne yapardın?
Que fazia antes da guerra?
Eski Viyana'nın savaştan önce Strauss müziği gibi olduğunu..... asla bilmezdim, Onun romantik bir çekiciliği var.
Nunca conheci a Viena de antes da Guerra com a música de Strauss, o seu glamour e encanto fácil.
Size söyleyeyim, savaştan önce bu türden şeylere ben de hiç bulaşmamıştım.
Digo-lhe, fiz coisas que seriam impensáveis antes da guerra.
Savaştan önce Çekoslovakya'da yaşıyordum. Kocam mimardı, Alman işgali sırasında öldü.
Eu vivia na Checoslováquia, antes da guerra, e casei-me com um arquitecto, que morreu depois da invasão alemã.
Savaştan önce evlenmeliydin, Howie.
Nunca devias ter ido para a guerra, Howie.
Savaştan önce sanığa aşıkmışsınız.
Disse que esteve apaixonada pelo arguido, antes da guerra.
Savaştan önce son konseyde konuşmuş.
Ele falou no último conselho antes daquela batalha.
Ethan, ben bunu sende daha savaştan önce gördüm.
Ethan, vi isso em ti antes da guerra.
Savaştan önce Cambridge'de Doğu dilleri okutuyordum.
Ensinei línguas orientais em Cambridge antes da guerra.
Savaştan önce, Kenya'da yemiştim.
- No Quénia, antes da guerra.
Savaştan önce beraber okula gittik.
Estudamos juntos, antes da guerra.
Savaştan önce yakaladığımız o koca şeyi hatırlıyor musun?
Se lembra daquele que pegamos logo antes da guerra?
Savaştan önce bile işler iyi gitmiyordu.
Já antes da guerra, as coisas não estavam boas.
- Savaştan önce köyde yaşıyordum.
Eu vivia numa aldeia antes da guerra.
20. yüzyılda, Toplu Savaştan önce Dünya'da kullanılıyordu.
Eram usados na Terra durante o século 20, antes da Guerra Total.
Ve savaştan önce dünyanın en büyük dağcısıydın.
E, antes da guerra, eras o melhor montanhista do mundo.
- Savaş var! - Savaştan önce!
- O mundo está em guerra.
Savaştan önce.
Antes da guerra.
Savaştan önce gördüğüm..... bir Çin oyununu hatırlatıyorsun bana.
Fazes-me pensar frequentemente numa peça chinesa que vi antes da guerra.
Savaştan önce ne yapıyordun?
O que fazia antes da guerra?
Savaştan önce ne yapıyordun, Roy?
- O que fazia antes da guerra?
- Savaştan önce, çiftliği vardı.
Dirijo o sistema de observação da costa.
Savaştan önce oldukları gibi değiller.
Posso garanti-lo. Oh, não são como os bordéis de antes da guerra.
Savaştan önce cumhuriyete düşmandım.
Antes da guerra, eu era inimigo jurado da República.
Dış dünyayla tek bağlantım Luc Jardie'nin savaştan önce yazmış olduğu bu beş kitap.
A minha ligação ao exterior reduz-se a cinco livros que Jardie escreveu.
Bana sordu çünkü savaştan önce burada, Remagen'de okul müdürüydüm.
Perguntou-me por que em tempos de paz, sou director da escola de Remagen.
- Savaştan önce bazı tecrübelerimiz oldu.
Tivemos um pouco de experiência com eles, antes da guerra.
- Evet. Savaştan önce New Orleans'tan almıştım.
Eu o comprei em Nova Orleans, antes da guerra.
Tim, savaştan önce Phoenix Park'taki gönüllüleri sen mi eğitmiştin?
Tim, reviste os voluntários no Phoenix Park antes da guerra?
- Oh, savaştan önce.
- Desde muito antes da guerra.
Savaştan önce her şey çok güzeldi. Nehrin karşısında büyük bir arazimiz vardı.
Íamos acima da vila para olhar para os tetos das casas... e para as montanhas do outro lado do rio.
Savaştan önce, çocukken annemle gezgin bir vaize satılmıştık.
Antes da guerra, em miúdo... eu e a mãe fomos vendidos a um pregador ambulante.
Büro savaştan çok önce Almanya ile savaşa başlamìştì.
Entrou em guerra com a Alemanha muito antes das hostilidades.
Bu göle yıllar önce bir kez daha gelmiştim... Kuzeylilerle savaştan sonra küçük bir tekne beni buralara getirmişti....
Atravessei este lago uma vez, há alguns anos... num barco que me trouxe a casa depois de guerra com os Yankees.
Savaştan önce, amaçsızca yaşadım ve kaçtım, hep büyük kalabalıklarda kayboldum.
Não há ninguém que o possa fazer. Pensam que o Benny ou Bart poderiam?
Seni en son savaştan önce görmüştüm.
Desde antes da guerra.
Mark ve ben savaştan çok önce oraya gittik.
Mark e eu íamos muito antes da guerra.
Tabii ki daha önce de söylediğim gibi savaştan beri Hartmann'ı görmedim.
Como já lhe disse, não vejo Hartmann desde a guerra.
Yukarıdaki evler savaştan yıllar önce terk edilmişti.
As casas já estavam abandonadas antes da Guerra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]