Tabi ya traducir portugués
981 traducción paralela
Tabi ya, unutmuşum.
Claro, estava a esquecer-me.
Tabi ya.
Claro que podes.
Ölmüş tabi ya!
- Está, sim.
Öyle tabi ya.
Tens razão.
- Tabi ya, yapabilirdin.
- Estou certo que sim.
- Tabi ya. Ondan var.
- Com certeza, nós temos algo.
Tabi ya, benim suçumdur zaten.
Oh, a culpa é minha, claro.
Tabi ya.
Está certo.
Oh, tabi ya.
É obvio!
Ah, tabi ya!
Sim, claro.
- Tabi ya. Çıkaralım.
- As saias de flanela.
Bir maç daha yapalım sana da pay vereceğim. - Tabi ya.
No próximo combate ganhas mais.
Tabi ya, Dava yüzünden.
Sim, belos ideais!
Tabi ya, afedersin.
- Chuto. Desculpa.
Tabi ya haklısın.
Sim, tens razão.
- Tabi ya, nasıl düşünemedim?
- Caramba, sou mesmo burro!
Tabi ya ortaklığımız.
Que linda sociedade.
Tabi ya, Tanrı bana yetenek bahşetti değil mi?
O dom que Deus me deu, é isso?
Tabi ya, Paul da kim?
- Paul quem...
Tabi ya!
Isso.
Tabi ya.
- índios, claro! Claro, que parva.
Tabi ben burada kalırken, sen de Londra'ya dönersin.
Regressarás a Londres, claro, enquanto eu ficarei aqui.
Tabi. Ama ya o hortlak uğuldamaya başlarsa?
Mas suponha que o espectro começa a ulular.
Bıçaklanası ya da vurulası bir kalbim var tabi ama... demek istediğimi sen de biliyorsun.
Oh, tenho coração para ser apunhalado ou ferido a tiro, mas... sabe o que eu quero dizer.
Senin tuzun kuru tabi, sen Taranto'ya Bari'ye hatta La Spezia'ya bile gittin!
Para ti é fácil, já viajaste. Para Taranto, Bari, até La Spezia.
Eğer tabi Meksika'ya gitmek isterseniz.
Se quiser ir para o México.
Kızımızı tabi beni değil ya!
- A menina, é claro.
Tabi ya.
Não digas que não sabias.
Oh, tabi ya.
Foi isso.
Ya tabi! Şemsiyeleri napıcan?
- Para que são tantos guarda chuva?
- Ya tabi! - Bizim avukat yırtar demişti.
Vou ver o que diz o advogado.
Tabi ki hepsini açmak için bir anahtar ya da şifre lazımdır.
A fechadura é toda estanque, sem aberturas.
Ya tabi! Kuzenin!
- Teu primo...
Ya tabi.. Ben ne yapıyordum sanıyorsun?
Se viesses mais cedo não o tinhas encontrado.
Ya tabi..
- Que tem de mal?
Tanrı'ya yakın olabilmek için... hatalarınızın kökünü kazımak, tutkularınıza gem vurmak... ve sizi erdem ve rahmet kazanmaya hazırlamak için tasarlanmış... test ve uygulamalara... tabi tutulacaksınız.
- A fim de entrar em uma união mais estreita com Nosso Senhor... - serão submetidas a execícios e testes... - que se destinam a erradicar suas falhas...
Gerçekten öğle yemeği için dışarıya çıkıp çıkmadığımızı ve tabi şimdiye dek yalan söyleyip söylemediğimi anlamak için.
Para descobrir se era verdade que tinha tomado o café da manhã comigo e, se faz um tempo não estava mentindo.
Tabi ya, anladım!
Já percebi!
İngiltere'nin, bir ilin ya da bir kulübün şapkası olsaydı o zaman tabi ki takabilirdin.
Se fosse da equipa da Inglaterra, ou de um condado, ou de um clube, é claro que podias usá-lo.
- Ya, tabi emrin olur!
- De jeito nenhum!
Tabi eğer bundan şüphen varsa ya da bana güvenmiyorsan... Güvendiğimden emin değilim.
Não sei se confio...
Tabi. Geceleri uyku, belirli zamanlarda yemek ve dışarıya çıkmak konusunda...
Dormir à noite, comer a horas estabelecidas e quanto a sair, veremos.
Bu portu 180 derecenin üzerinde bir ısıya tabi tutmuşsunuz.
Expôs este Porto a uma temperatura superior a 65 graus.
- Çok çok az para karşılığında bazı insanların burada kalmasını ayarlayabilir tabi çalışma kampına ya da adalardan birine gitmek istemeyenleri.
- Por um pouco de dinheiro, consegue que uns fiquem aqui e não sejam enviadas para o Campo ou para as ilhas.
Tabi ya!
É claro!
Ya, tabi.
Sim, tudo bem.
- Ya tabi, şanslıydık.
- Tivemos sorte...
Ya tabi, yüzünü buruşturdun ve devam ettin...
Bom, então não faça carantonhas...
Tabi ya!
Claro!
Ya tabi.
Oh não!
Ya sen? - Evet, tabi.
- Sim, com certeza.