English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Umrumda bile değil

Umrumda bile değil traducir portugués

318 traducción paralela
.. onu her kim öldürdüyse umrumda bile değil.
Quem quer que o tenha matado, houve uma certa... justiça.
Senin askerlik felsefen benim umrumda bile değil!
Não me interessa.
Başka kadınlar umrumda bile değil.
Não me importam as outras mulheres.
Ona söyle, ne kadar meşhur ve muhteşem olduğu umrumda bile değil. Bu dünyada herkesi yense bile,
Diz-lhe que por muito colorido ou grande lutador que ele seja - pode derrotar o mundo inteiro.
Ne yapacağı umrumda bile değil!
Eu realmente não me importo com o que ele faz!
Aslını istersen, umrumda bile değil.
Sinceramente, estou-me a borrifar!
Çünkü umrumda bile değil.
Eu só não quero fazer merda.
Mahalle umrumda bile değil.
Não me interessa a vizinhança.
Bana ne dediğin umrumda bile değil.
Não me interessa como me chamas.
Bak dostum, kim olduğun ya da nereden geldiğin umrumda bile değil hatta Lanet bir USS girişimcisi olduğun bile.. Bizim işimiz batırmak ve çökmek ise eğer..
Nem que fosse a empresa USS, não me interessa quem entra, nem porquê.
Ben tuhafım. Ve kimsenin benden hoşlanıp hoşlanmaması umrumda bile değil.
E não me interessa se alguém gosta de mim ou não.
Uygunsuz olması umrumda bile değil.
Não me interessa o que é impróprio ou não.
Umrumda bile değil, pislik!
Olha a minha carrinha, cabrão!
Dostun Yüzbaşı Brix umrumda bile değil.
Não quero saber do que o Capitão Brix diz.
Para umrumda bile değil. Gelecekte bile hiç bir şeye sahip olmasan... Benim için hep aynı kalacaksın.
Mesmo que não tenhas nada no futuro, para mim vais significar o mesmo que significas hoje.
Bu şeyler umrumda bile değil.
Estas coisas. Eu nem sequer...
Bu umrumda bile değil.
Estou-me a lixar para isto!
Nerede ise bul, istersen onu bir balonla götürüp oraya at umrumda bile değil!
Não interessa se ele tem que descer de um balão.
Umrumda bile değil.
Que me importa? Canadá?
- Ne dedikleri umrumda bile değil. Sen deli değilsin. - Sen zihinsel yaşamın bir resmisin.
Não me importa, digam o que digam, tu não estás louca.
- Sonra kendi kendime dedimki - Renfield, ne dediğin umrumda bile değil.
- Reinfield, não quero saber.
Kocanıza ve onunla yatan fahişeye sürpriziniz umrumda bile değil.
Eu não ligo se você queria surpreender seu marido e a galinha com quem ele se mandou.
Tamam çocuklar, sizin dediklerinzi umrumda bile değil ama bişeyler onu rahatsız ediyor.
Não me interessa o que vocês dizem, alguma coisa a incomoda.
Biliyor musun, umrumda bile değil.
Sabes, acho que não me interessa.
Umrumda bile değil.
Raios, eu não me importo..
Uyumlu olması umrumda bile değil.
Não importa se combinam.
Hediyelerin umrumda bile değil.
Não me importam os teus troféus!
Elinize geçen her bilgiden haberim olacak. Ne dediği umrumda bile değil.
Estou-me nas tintas para o que ele disse!
- Ve... Ve.. Ve umrumda bile değil.
E não me importo.
Dinle umrumda bile değil. Çünkü bu gece o işi halledeceğim.
Não me interessa, porque esta noite resolverei o assunto.
- Umrumda bile değil!
- Não me importa.
Bunu neden yaptığı umrumda bile değil.
Não me interessa o que ele fez.
Ne var biliyor musun? Korkuyor olman veya gergin olman umrumda bile değil.
Não me interessa se estás com medo ou nervoso.
Hem şarkı söyleyip, hemde dans etmen umrumda bile değil.
Eu não ligo se você pode fazer isto cantando e dançando.
Süveyş Kanalı'nda olsanız bile umrumda değil.
Por mim até podiam estar no Canal do Suez.
Senin için her şeyi unuttum. Hayatımın aşkı bile umrumda değil.
Por ti esqueci-me de tudo, até da paixão que mantive durante tantos anos.
Annenin babası bir Türk bile olsa umrumda değil.
Não me importaria se descobrisse que o teu avô materno era turco.
- Bağırmayı kes. - Polis bile gelse umrumda değil.
Não me importa se a polícia vier!
Kendine hizmet eden bu hırsın, sana Pulitzer ödülü bile getirse umrumda değil.
Não me interessa se a tua ambição interesseira te faz ganhar o Pulitzer.
- Umrumda bile değil.
- Não quero saber!
Garson bile olsa umrumda değil.
Não me importo se for uma hospedeira.
Beni kovsan bile umrumda değil.
Não quero saber que me despeça.
- Slip donlarınızla bile çıkabilirsiniz sahneye umrumda değil!
- Por mim podem usar farrapos!
Çiplak 12 kitap bile çikarsa umrumda degil.
Quero lá saber se ela fizer 12 livros nua, percebes?
Rita Hayworth'la bile olsan umrumda değil!
Não interessa o que estiver a fazer.
Keçileri kaçırıyor bile olsa umrumda değil.
Não me interessa se ele está contente. Preciso de falar com ele.
Soul müziğin kraliçesi olsa bile umrumda değil.
Nem que ela dosse a rainha do "soul".
Kötü haber olsa bile umrumda değil.
Não importa que sejam más notícias!
Sears ve Roebucks bile çıktıysa umrumda değil, çok ateşliydi.
Não me interessa que seja "Sears Roebuck".
Annem ve babam bile olsa umrumda değil.
Nem que fossem o meu pai e a minha mãe!
Siktigimin King-Kong'u olsa bile umrumda degil.
Escute, pode ser o King Kong!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]