Unutuldu traducir portugués
140 traducción paralela
Geçmişe ait her şey unutuldu.
Tudo do passado está esquecido.
fakat unutuldu gitti.
Mas foi só um momento. Está esquecido.
"Meksika'da demokrasinin anlamı çoktan unutuldu."
" O significado de democracia há muito que foi esquecido.
Şimdi öldü ve unutuldu!
Está morto e esquecido agora.
- Unutuldu.
- Já está esquecido.
Yani, her şey, aniden unutuldu, öyle mi?
Então esqueceste tudo de repente?
Unutuldu.
Está esquecido.
Kimse okumamıştır ki. Unutuldu gitti.
Ninguém o leu, está esquecido.
Ve dilenci unutuldu.
E esqueceram-se dele.
Ve İngiltere'de hâlâ bir kral yoktu. Zamanla, bu olağanüstü kılıç unutuldu.
Inglaterra continuava sem um rei e, com o decorrer do tempo, a espada maravilhosa foi esquecida.
Eskisi gibi, ve hepsi unutuldu mu?
Tudo como antes e tudo esquecido?
Herkes şarkı söylüyor. Tüm bu tanıştıkların unutuldu mu?
Que todo o mundo cante.
Unutuldu mu?
Esquecidas?
Tasfiye yılları unutuldu.
Os anos de purga foram esquecidos.
Hepimiz piyasadayız... tüm farklılıklar unutuldu... savaşı anımsatmanın gereği de yok.
- Estamos juntos no mercado. Todas as diferenças foram esquecidas e não precisamos de falar na guerra.
Yani, herşey unutuldu... o konuda hiçbir şey duymayalım.
Já está tudo esquecido e não se fala mais nisso.
"Unutuldu gitti " Bu tatlı hatıra
" É passado
Böylece dünyanın bir gezegen ve bizim de evrenin bir parçası olduğumuz fikri unutuldu.
A ideia fundamental de que a Terra é um planeta, de que nós somos cidadãos do universo, foi rejeitada e votada ao esquecimento.
Kalıntıları yakıldı, çalışmalarını yokettiler.. İsmi unutuldu..
Os seus restos foram queimados, os seus trabalhos destruídos, o seu nome esquecido.
Tommy ile bu konuyu görüştük.Unutuldu bile.
Tive de esclarecer o assunto com o Tommy. Pertence ao passado.
Mao unutuldu bugünlerde. Yine de harika bir aşçıydı.
Está fora de moda, mas era óptimo cozinheiro.
Geçmiş silindi, izler unutuldu.
O passado é apagado, a rasura é esquecida.
Evet ama çalışmam hakkında artık çok az şey duyuyorum. Sanırım çoktan unutuldu.
Sim, mas é tão raro ouvir falar nela, que eu já a considerava morta.
Ve şimdi bütün o savaş meydanları ve her şey unutuldu.
Agora, depois das batalhas, tudo foi esquecido.
Yerler ve isimler unutuldu. Orada olanlar hariç.
Continuou-se a lutar por colinas e caminhos cujos nomes... foram esquecidos, salvo por aqueles que lá estiveram.
Hepsi bağışlandı ve unutuldu ve iyi birer dost olduk.
Tudo foi perdoado e esquecido e éramos muito amigos.
İnşa etme tutkusu soğudu ve yeniden inşa'nın coşkusu unutuldu, ve şimdi sadece hedonistik gerzeklerin yaptığı çöp yığınları var. ( Hedonistik : Hazcı )
A paixão pela construção desvaneceu-se e a alegria pelo renascimento foi esquecida, e agora não passa de um monte de lixo feito de tolos hedonísticos.
Madam Raikes ile olan saçma şeyler unutuldu.
O seu tolo envolvimento com Madame Raikes esquecido...
Proje unutuldu, sonra savaş başladı.
Quando a guerra rebentou, abandonaram o projecto.
- Tamam her şey unutuldu ve evet mantıksızlık yaptım..
- Tudo esquecido. Fui irresistível.
Ben hatırlıyorum, etkilenmiştim. Ama şimdi hepsi unutuldu.
Sim, lembro-me e fiquei impressionado, mas isso pertence ao passado.
Banes. Unutuldu ama yok olmadı.
Banes, o que não sai do meu pé.
Unutuldu.
A coisa esqueceu-se.
Oyma yazıcılığı, el yazmalarının yakılmasından sonra unutuldu.
A escrita por hieroglifos foi esquecida. Após a queima dos "codices"
Çok şey kaybettik, çok şey unutuldu acılar çekildi, kanlar aktı.
Tanto que foi perdido, tanto que foi esquecido... tanta dor, tanto sangue. E para quê?
- Herşey unutuldu. - Önemli olan senin bu olaydan birşey öğrenmiş olman.
O mais importante é teres aprendido uma lição.
"Yazık oldu. Tahta at öldü, unutuldu"
Opa, opa, o cavalo foi esquecido!
Unutuldu hepsi.
Está esquecido.
Geçmişteydi ; şimdi neredeyse unutuldu.
Isso é o passado. Já quase caiu no esquecimento.
" Hepsi unutuldu.
Disse : " São águas passadas.
Ertesi gün bir gıdım olmuştu. Unutuldu.
No dia seguinte toquei-lhe na garganta Águas Passadas.
Ama gerçek kimliği açıklandıktan sonra, Archie'nin doğa hakkındaki, onu gelecek kuşaklar için... korumamız hakkındaki erken uyarıları... hemen kenara atıIdı ve sonra kolaylıkla unutuldu.
Mas, uma vez revelada a sua verdadeira identidade, o aviso antecipado do Archie sobre o mundo natural, sobre a necessidade de protegê-lo, foi rapidamente ignorado, e logo, convenientemente esquecido.
Hoşça kalın. Bayan Haskell gitti ve unutuldu.
Ms. Haskell foi-se e acabou-se.
Şimdiden unutuldu, dostum.
Já foi esquecido, meu amigo.
Ve bu arada halk unutuldu.
E durante esse tempo o povo foi esquecido.
Hepsi unutuldu mu yani?
Enterrado e esquecido?
Bu büyü, bu bilgi, hepsi unutuldu mu?
E esta magia, este conhecimento... Foi tudo esquecido?
Hepsi unutuldu.
Já passou.
Simpsonlar'ın acı geçmişi unutuldu.
O passado amargo dos Simpsons foi esquecido.
Unutuldu!
Está esquecido.
O eski denizci şarkıları unutuldu.
Os cantos das manobras desapareceram.