Yüzünü traducir portugués
7,687 traducción paralela
Yüzünü sen mi o hâle getirdin?
Fizeste aquilo à cara dele?
O hayali sahne adının iç yüzünü çözdüm.
Consegui penetrar no seu nome artístico.
Yüzünü dağıttım çünkü.
Porque te esmurrei as ventas, parvalhão!
onun yüzünü tekrardan düzeltecek.
Então ele vai reorganizar o rosto do Mustafa.
O sadece yüzünü görmüş.
Ele só o reconheceu pelo rosto mesmo.
Ailene sırtını dönerken yüzünü göstermen ne kadar düşünceli.
Que atencioso da tua parte, dar a cara quando estás a virar as costas à tua família.
Liseliye benzeyen biri de var. Bir şeylerden kurtulmak için o bebek yüzünü kullanıyor.
E o que tem ar de adolescente que se aproveita do ar inocente para fazer qualquer coisa.
Yüzünü bir görmeliydin.
Devias ter visto a cara dela.
Para mı yoksa onun yüzünü görmek mi?
Se o dinheiro, se ver a cara dele.
Gerçek yüzünü gösteriyor.
A mostrar a sua verdadeira natureza.
Burada hiç kimse Almanların yüzünü görmek istemiyor.
Ninguém quer alemães aqui.
Yüzünü böyle görmemiştim hiç.
Eu nunca... Nunca vi a tua cara assim.
Hepsi senin gerçek yüzünü çıkardığını ve olayın bittiğini sanıyor.
Todos pensam que foste descoberto, que acabou.
Buraların asıl yüzünü görsünler.
Mostre como a vizinhança é realmente.
Asaleten cerrahi şefi olmak istediğinde Habershorn'un yüzünü gördün mü?
Viste a cara do Habershorn, quando disseste querias passar a chefe permanente?
Baş belası olabilir ama onu böyle yatakta uzanmış görünce yüzünü yastıkla kapatmak ne kadar kolay olurdu diye düşünüyorum.
Ele pode dar trabalho, mas quando o vejo a dormir assim, eu penso... como seria fácil segurar uma almofada na cara dele.
Kusura bakmayın, şu an hiçbirinizin yüzünü göremiyorum ama eminim böyledir.
Desculpem, não consigo ver a vossa cara, mas aposto que estão assim...
Ruiz, diğerleri onun sadece adını işittiler sadece sen ve ben onun yüzünü gördük.
Os outros só conhecem o nome dele, mas nós vimos a cara dele.
O kişinin yüzünü buldum.
Eu tenho uma cara para o nome. Eu verifiquei Lee Dae-Ho contra todas as alianças conhecidas.
Her gece gözlerimi kapatıp, yüzünü zihnimde canlandırdığımı biliyorum.
Sei que fecho os olhos, todas as noites imaginando o teu rosto.
Hiç kimseye söylemeden Kennedy'nin yüzünü batıya bakacak şekilde değiştirdi. Yeni ufka, geleceğe bakacaktı.
Sem ninguém saber, ele inverteu as coisas para que o Kennedy olhasse para o ocidente, para o futuro.
Bebeğim, senin her yüzünü gördüm.
Querido, já vi todos os teus lados.
Yüzünü bir daha görmemek için hissenin % 50'sini sana vermeye hazırım.
Estou disposto a dar-lhe 50 cêntimos por cada dólar para nunca mais ver a sua cara.
Ölümün yüzünü gördüm ve ölüm İspanya tacı takıyordu. Tacının altında boynuzları, hoş cübbesinin altında toynakları vardı.
Vi a cara da morte e ele usa uma coroa espanhola e sob a sua coroa existem chifres e debaixo das suas vestes elegantes, há cascos sangrentos.
İspanya Kralı Philip'in, Deccal'in, Tanrı düşmanının gerçek yüzünü gördüm.
Eu olhei para o Rei Filipe de Espanha no seu verdadeiro eu, o Anticristo, o inimigo de Deus.
Yüzünü kesmeyeceksiniz değil mi?
Não cortará a cara dela?
Camianızın o gerçek cani yüzünü gösterdiniz.
- Mostrou a verdadeira natureza assassina do seu povo.
Yüzünü düzeltmeyi birkaç kez denediler.
Tentaram compor-lhe a cara várias vezes.
İstersen beyzbol sopasıyla ağzını yüzünü dağıtayım.
Posso dar-lhe com um taco até o matar.
Artık yaratıkların besin kaynağı mı olacağız yoksa, düşman artık yüzünü gösterdiğine göre karşı koymak için bir şansımız var mı?
Estamos destinados a ser gado para monstros ou agora que o inimigo mostrou a sua face, temos uma oportunidade de lutar?
Bana gerçek yüzünü göstereceksin değil mi?
Vais mostrar-me o que realmente és?
Sabahları yüzünü halletmek ne kadar sürüyor?
Quanto tempo levas a pôr a tua cara de manhã?
Bir de yüzünü eritebilirsin.
Além de que, provavelmente derreterias a tua cara toda.
- Onların yüzünü her gün görmek onları buraya getirmek için ne yaptığımı hatırlatacak.
Ver as caras deles todos os dias apenas me vai lembrar do que fiz para chegar até eles.
Ondan sonra bir daha senin yüzünü görmeyecek.
Depois, ela não volta a ver-te.
Yüzünü bir daha Hell's Kitchen'da görürsem var ya -
Se te volto a ver em Hell's Kitchen...
Artık gerçek yüzünü gösterdin.
Agora mostra a tua verdadeira face.
Onun yüzünü gördük. Yapmak istediğimizi yaptık.
Vimos a cara dela, medimo-la.
Karnını kapat, yüzünü koru.
Centro baixo. Protege a cara.
Yüzünü göremedim ama onu bulursak Watts'ın böcekçiyle görüştüğünü ispatlarız.
Não consegui ver-lhe a cara, mas se o encontrarmos, podemos provar que o Watts encontrou-se com o exterminador. Vou tentar localizar a equipa de saneamento que trabalhou nesta rua, nesse dia. Muito bem.
Yüzünü ört. Burada kameralar var.
Tapa o rosto, há fotógrafos.
Yüzünü dönüp konuşur musun?
Podes virar-te e falar connosco?
Yüzünü göremedim.
Não lhe consegui ver a cara.
O kadýnýn yüzünü neden hedef tahtasýna çevirmiyorsun, anlamýyorum.
Não sei porque não fazes tiro ao alvo na sua cara.
Torbaya vururken kimin yüzünü hayal ediyorsun?
Que cara estás a imaginar no saco?
Etkenleri anlat yoksa gerdirilmiş yüzünü çeker koparırım.
Continua ou parto-lhe essa cara cheia de plásticas.
Nihayet yüzünü hatırladım.
Finalmente lembrei-me da cara dele.
Ama bir adam vardı ve yüzünü hatırlıyorum.
Mas houve um homem... e eu lembro-me da cara dele.
- Cadı, dağıtıcıyı gördüm. - Ghost'un yüzünü görmüş.
Bruja, vi o distribuidor.
Yüzünü net göremedim.
Eu... não o consegui ver bem.
Bir katilin yüzünü.
A cara de um assassino.