English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ö ] / Öyle

Öyle traducir portugués

254,158 traducción paralela
- Yani sarhoş mu olalım? - Aynen öyle.
- Estás a dizer para nos embebedarmos?
- Öyle mi?
- A sério?
Öyle olsun, Colt ve Horoz.
Está bem, Colt e Galo.
- Yapma öyle.
- Não faças isso.
Sanırım öyle geliyor ki çıkmaya başlarsak arkadaşlığımız bozulacak.
Acho que sinto que se começarmos a namorar, isso vai estragar a nossa amizade.
Sen de öyle yaptın.
Tu fizeste isso.
- Aynen öyle.
- Exatamente.
Öyle yapmıyordum.
Não estava.
Öyle mi?
A sério?
Evet. Ben de çiftçilikle ilgili öyle düşünüyorum.
É o que eu sinto sobre a criação de gado.
Öyle ya da böyle, geri dönmeyeceğim.
Seja como for, não volto lá.
En son öyle yaptığımda küplere binmişlerdi.
Da última vez que fiz isso, ficaram todos arreliados.
Öyle dememiştir.
Ele não disse isso.
Öyle demedin, değil mi?
Não disseste aquilo, pois não?
Yok, öyle demek istemedim.
Não era isso que eu queria dizer.
Öyle bir an geldi ki görünmez oldum.
E em determinado momento, tornei-me invisível.
Evet, öyle.
Sim, estamos.
Kötü görünüyor biliyorum, ama işin aslı öyle değil.
E ficar com os meus quadros?
Kasadan onlarda öyle çıkamazdım. Bu yüzden saklamaya karar verdim. Görüyorsun...
Eu não podia, simplesmente, sair do cofre com eles então, decidi... escondê-los.
Onu durdurmazsak, hayatımın gelecek bir kaç yılı öyle olacak.
- Não fazia ideia que ele iria assim tão longe.
- Hadi ama. Öyle.
- Bem, não tanto como você.
- Öyle mi? - Özel davetliler.
E é um sítio que pertence a um tipo mais velho.
Sanırım öyle.
Pois, acho que sim.
- Öyle olduğunu sanmıyorum.
Não me parece que estivessem.
- Hayır, o öyle bir şey yapmaz.
- O quê? Não, ele não faria isso! - Estás a brincar?
Yanılıyorsun. Öyle bir şey yapmaz o.
É um erro, ele não faria isso!
- Öyle mi?
A sério?
Bu numara öyle sarsıcı olmuş ki kadınların aniden doğumları başlamış ve erkekler çok şiddetli bir kavgaya tutuşmuş. Çalışmıyor sanırım.
O truque foi tão chocante que as mulheres entraram em parto espontâneo e os homens começaram combates violentos.
Öyle olsun.
- Mm-hmm. - Mm-hmm. - Ok.
- Öyle yapmasını söylediğimiz için Lily çocuğun mesajlarına dönmemiş.
Ela não respondeu às suas SMS's
- Öyle mi?
- Ele fugiu.
- Öyle. Seni tanımıyorum.
Não vos conheço.
- İnanıyorum ki hanımefendi de öyle hissediyordur.
Creio que a senhora acha o mesmo.
- Ekseriya öyle hissederler.
Costumam achar.
- Öyle.
Sim, vimos.
- Hayata karşılık hayat, öyle mi?
Uma vida em troca de outra?
Öyle olsaydı ne yapardık?
- Diríeis se fosse?
- Galiba öyle.
Acredito que sim.
- Halig de öyle.
- E Halig terá o mesmo destino.
Öyle duydum.
Pelo que é dito.
Öyle bile olsa sürpriz unsuru en önemli fırsatımız. Biz...
Mesmo assim, o elemento surpresa é o agente mais valioso.
Öyle bir baban olduğu için gurur duymalısın.
Devíeis estar muito orgulhoso por terdes um pai como ele.
Öyle düşünmek istiyorsan keyfin bilir.
Se é isso que queres pensar, então pensa.
Gördüğüm kadarıyla öyle.
Foi o que me pareceu.
Niye öyle yapalım?
Porque faríamos isso?
Madem öyle diyorsun.
Se o dizes.
Öyle yaptık diyelim.
A única forma de me livrar desta confusão é garantindo que o Brandeis fica com as culpas.
Sana söyledim, öyle bir şey değil.
Já te disse que não é assim.
Öyle kal.
Muito bem.
- Bizim işimiz de bu işte. - Evet, öyle.
- É o que nós fazemos.
- Evet, öyle.
É, de facto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]