English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ B ] / Bir değil

Bir değil traducir ruso

69,888 traducción paralela
Sıçtığımın metrosu buradan geçmiyormuş, ben de 163. Cadde'den yürümek zorunda kaldım ve bir değil, iki, değil, üç penis gördüm.
Сраный шестой поезд не идёт из жопы в Восточную жопу, так что пришлось прогуляться.
Sadece bir kahraman değil.
Но, просто, он - не герой.
O herhangi bir Beyaz Marslı değil.
Это не просто Белый Марсианин.
Dengesiz bir nükleer reaktörün olduğu odada ısı görüşü belkide iyi bir fikir değil.
Может тепловое зрение - не очень хорошая идея для помещения с нестабильным ядерным реактором.
Bana herhangi bir şeyi yaptırması için emretmek zorunda değil.
Она ни к чему меня не принуждала.
Lillian Luthor bir suçlu değil.
Лилиан Лютор - не преступница.
Bu garip çünkü ya sinyalde bir hata var ya da kaynak saf değil.
Странно, потому что либо что-то не то с сигналом, либо источник не чист.
Doğrusunu istersen beni asıl korkutan şey bir uzaylıya aşık olmak değil.
А если быть совсем честными, то возможность влюбиться в пришельца не то, что меня пугает.
Bir saniye, yani o söylediklerinde ciddi değil miydin?
Так ты на самом деле не думаешь так, как сказала?
Jeremiah'ın dönüşü "kazara bir hediye" değil.
Возвращение Джеремаи - это не "случайный подарок".
Bir tür gizleme aygıtı tasarlamış olmaları mümkün değil mi?
Может они сделали какое-то маскирующее устройство?
Bir şey yolunda değil.
Что-то не так.
Ama kalıcı bir şey değil.
- Да. Только чтоб это было незаметно.
- Bu bir şaka değil.
- Это не тренировка.
CatCo kaynaklarını kullanarak rakip sosyal medya platformunda kasten bir yazı yayınladın ki bu sadece çıkar çatışması değil, aynı zamanda sözleşmenin direk ve alenen ihlali.
Ты намеренно опубликовала статью, используя ресурсы CatCo на конкурирующем сайте, это не только конфликт интересов, но ещё и прямое нарушение контракта.
Senin hatan değil, ben bir aptalım.
Ты не виновата, что я - идиот.
Bu bir silah değil.
Это не оружие.
Senin çözmen gereken bir problem değil.
Это не твоя проблема.
Selam. Bir Stormtrooper için biraz kısa değil misin?
Не слишком ли ты мал для штурмовика?
O sadece şantajdan kurtulmuş bir suçlu, değil mi?
Она была преступницей в силу обстоятельств, ясно?
Yine pek finansal olarak iyi bir hareket değil.
Опять же, не очень ответственно.
Kötü adamları yakaladığıma ve herkesi güvenli bir şekilde dışarı çıkardığıma üzülmedin değil mi?
Ты же не злишься, что я поймала плохих парней и всех спасла, да?
Uzun bir süre değil.
И точно не скоро.
Sen ve ben oldukça iyi bir takım olduk değil mi?
Из нас вышла хорошая команда, да?
Bu senlik bir şey değil.
Ты пошёл всего на одно дело. Это не похоже на тебя.
Demek artık sadece maskeli bir kanunsuz ve fotoğrafçı değil, aynı zamanda bir çocuk psikiyatristi oldun.
Так ты у нас теперь не только мститель в маске и фотограф, а теперь еще и детский психолог.
- Sorun zaman değil. Bir türlü çözemiyorum.
Время тут не при чем.
Ama inan bana, istediğimiz gibi bir anne baba olmak her zaman kolay bir şey değil.
Но, поверь мне, не всегда просто быть родителем, который вдохновляет своего ребенка.
Ölü bir çocuğa değil ama.
Но не над мёртвым ребёнком.
Axelrod tam da gereken yerde ve bu yasa dışı bir şey değil.
И Аксельрод тут как тут. Что само по себе не преступление.
Ama bana barınakta gördüğün zavallı bir köpekmiş gibi bakman hiç hoş değil. Hisselerden kurtul Chuck.
Но мне не нравится, что ты смотришь на меня как на калечного пса в приюте.
Şey, sadece harika bir zaman değil, Kel. Biliyorum.
Сейчас просто, сейчас не лучшее время, Кел.
Artık bir ceset arıyoruz, değil mi?
Мы ведь ищем лишь труп теперь?
Artık bir ceset arıyoruz, değil mi?
Мы ведь теперь ищем лишь труп?
Çünkü o bir doktor değil. Hangi hap bilmez.
Потому что он не врач, он не смог придумать ничего лучшего.
O bunun bir parçası değil.
Она не причастна к этому.
Buradaki herhangi biri yanlış bir şey yapmıştır değil mi?
Кто-то из них наверняка что-то да совершил, да?
12 Maymun Ordusu. Sadece insanlığı yok etmeye meyilli bir örgüt değil bizzat zamanı da yok etmekti maksadı.
"Армию 12 обезьян"... организацию, стремящуюся уничтожить не только человечество, но и само время.
Gezginimiz James Cole için korkarım ki bu kurtarma görevi değil artık. Başka bir şey. Umutsuz bir adamın kaybettiğini birini çaresizce kurtarma gayreti.
Для нашего путешественника, Джеймса Коула, боюсь, миссия по спасению мира стала чем-то иным... отчаянной попыткой спасти ту, что он потерял, его любимую.
Sürdürülebilir bir durum değil.
Это не является устойчивым.
Bence fena bir sonuç değil.
И это не плохо для работы во второй половине дня в.
Hayır, onlar sıçan değil bir kere.
- ( морелло ) О нет-нет-нет, это не крысы.
- O güvenilir bir kaynak değil.
- ( джош ) Это чмошный сайт.
Gerçek bir makale değil ki.
Это обычная бумажка.
Her şey sana karşı yapılmış bir komplo değil.
Не ищи повсюду заговоры против себя.
Ayrıca düşmanla dostça ilişki kurup komplo hazırlarken sadık bir Lucy hayranı gibi davrandığınız doğru değil mi?
А также, что изображая преданного Люсииста, вы состояли в тайном заговоре с врагом?
Ve ayrıca ebeveyn sevici bir komünist ve hain olduğunuz gerçeği de doğru değil mi Bay Greenberg?
И правда ли, мистер Гринберг, что на самом деле вы пособник родительской хунты и предатель? ! Ладно, всё.
Bunun küçük bir poster olayı olmadığını biliyorsunuz değil mi? - Josh, buna değmez.
Вы же понимаете, что это не просто плакатик?
Aslında bir tur daha döneriz. Değil mi?
И вообще, может ещё по одной?
Josh, Lucy seninle zengin ya da başarılı olduğun ; ilgisini çeken ya da dolgun maaşlı bir işin olduğu ya da dünyevi olduğun veya ilginç bir tarzın olduğu için beraber değil.
А на вырученные с этого деньги купить ей украшения? Джош, Люси с тобой не из-за того что ты богат, или успешен, или имеешь крутую высокооплачиваему работу или твоего кругозора или неповторимого стиля.
Tamam, bu hiç de yapıcı veya yardımı dokunacak bir şey değil.
Ясно. Ещё бы по существу и конструктивно.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]