Hayatta kalmak için traducir ruso
699 traducción paralela
Kendimi korumak ve hayatta kalmak için orada ne olduğunu bilmeliyim.
Должна понимать что там чтобы защитить себя и выжить
Hayatta kalmak için tuhaf işlerde çalışmak zorunda kaldım.
Но по пути мне предложили подработать.
Almanya hayatta kalmak için savaşıyordu.
Германия боролась за выживание.
hayatta kalmak için yiyecek bulmalıydım! Oralarda o şekilde ölemezdim.
А надо было как-то выжить и не попасться.
Yalnızca hayatta kalmak için.
Просто горючее для выживания.
Havasız, dondurucu yada hayatta kalmak için çok sıcak olabilir.
Там может не быть воздуха, может быть слишком холодно, а может быть слишком жарко чтобы можно было выжить.
Hayatta kalmak için 10 dakikamız var.
У нас есть десять минут, чтобы выжить.
Hayatta kalmak için yeterince suyumuz yok.
Фрэнк... воды мало осталось..
Hayatta kalmak için biz kas ve... dişlerimizi, o da bu yeteneğini kullanıyor.
Оно пользуется способностями, как мы - мускулами и зубами, чтобы выжить.
Hayatta kalmak için dikkatli olmalıyız.
Мы должны быть осторожными, чтобы выжить.
Hayatta kalmak için en iyi beyinler seçilmişti -
Мы решили сохранить лишь лучшие умы.
- M-5, hayatta kalmak için öldürecek.
М-5 хочет выжить.
Fakat hayatta kalmak için bir şansımız var.
Но есть шанс выжить.
Hollywood, hayatta kalmak için savaşıyor, Komser.
Вы видите, Голливуд борется за выживание, Лейтенант.
Bazıları, göklerin ötesinde bir yerde hâlâ hayatta kalmak için savaşan kardeş ırklar olduğuna inanır.
ои опоиои айола йаи тыяа пакеуоум циа ма епифгсоум йапоу пеяа апо тоус оуяамоус
Bazıları, göklerin ötesinde bir yerde hâlâ hayatta kalmak için savaşan kardeş ırklar olduğuna inanır.
ояислемои пистеуоум оти лпояеи ма еимаи ои адеяжои тоу амхяыпимоу еидоус ои опоиои айола йаи тыяа пакеуоум циа ма епифгсоум йапоу пеяа апо тоус оуяамоус.
Mısırlıların Tolteclerin ya da Mayaların ataları olan insan kabileleriyle. Bazıları, göklerin ötesinde bir yerde hâlâ hayatta kalmak için savaşan kardeş ırklar olduğuna inanır.
лайяиа сто диастгла ле тис жукес тым амхяыпым поу лпояеи ма гтам ои пяоцомои тым аицуптиым г тым токтейым г тым лациа ояислемои пистеуоум оти лпояеи ма ои адеяжои тоу амхяыпимоу еидоус ои опоиои айола йаи тыяа пакеуоум циа ма епифгсоум
- Hayatta kalmak için çok şey yaparız hatta ölürüz.
- йамоуле покка пяацлата циа ма епибиысоуле... айола йаи ма пехамоуле.
Hayatta kalmak için herşeyi yapar, vicdan... ya da var olmayan bir ahlak sanrısıyla... lekelenmemiş.
Он выживает. Незамутнённый... совестью, жалостью, или иллюзиями морали.
Ve unutmayın ki, kim olursanız olun... geçinmek ve hayatta kalmak için ne yapıyor olursanız olun... hepimizin aynı olmamızı sağlayan bazı şeyler gene de vardır.
И помните, неважно, кто вы... и что вы делаете, чтобы жить или выживать... есть некоторые вещи, которые делают нас всех одинаковыми.
Hayatta kalmak için cebelles!
Как же выживать?
Hayatta kalmak için savaşmaya mecburuz.
Мы в борьбе за выживание.
Hayatta kalmak için.
Интересуюсь выживанием.
Autobotlar soylarının tükenme noktasında, hayatta kalmak için cesursa savaşıyorlardı.
Находившиеся на грани истребления автоботы доблестно вели борьбу за выживание.
Bunu hayatta kalmak için bir el kitabı gibi gör.
Смотри на него как на инструкцию по выживанию
Polonya'da hayatını kurtaran yaşIı bir terziyle yaşıyorsun. Hayatta kalmak için, kira vermeni bekliyor.
Вы живете со старым портным, который вас спас вам жизнь в Польше... и ему по горло нужны ваши деньги за квартиру на существование.
Savaşta hayatta kalmak için, savaşın kendisi olmalısın.
Чтобы выжить на войне, надо стать ей.
Savaşta hayatta kalmak için savaş olman gerekiyor.
Чтобы выжить на войне, надо стать ей.
Hayatta kalmak için hayvan leşi yiyen ve sebze yetiştiren iki yaşlı kadındılar.
Просто две старые леди побирались и выращивали овощи, чтобы выжить.
Bense her zaman hayatta kalmak için savaşırım.
Я же всегда сражалась, чтобы выжить.
Onurumla ölene kadar hayatta kalmak için.
Жить до тех пор, пока не умру с честью.
Bazı tavsiyelerde bulunmalısın. Hayatta kalmak için, kendini sadık adamlarla çevrelemelisin.
Чтобы выжить, ты должен окружить себя преданными людьми.
Hayatta kalmak için çok uğraştın Vantika.
Вы долгое время стремились к выживанию, Вантика.
Hayatta kalmak için gereken içgüdülerinizi yitirmişsiniz.
Вы потеряли инстинкты к выживанию.
Günümüzün karışık dünyasında hayatta kalmak için silahlar ve koruma araçları üretiyoruz.
Мы делаем оружие, средства защиты и изделия для выживания в безумном сегодняшнем мире.
Lucy saldırıya uğradı... bir yaratık tarafından... hayatta kalmak için kan emen bir yaratık... Yaşamını uzatmak için sürekli kan emen bir yaratık.
На люси напала тварь... которая встает из могилы... чтобы высасывать кровь живых... и таким образом продлять свое нечестивое существование.
Bu hayatta kalmanın en sağlam yolu. Hayatta kalmak için film yapmanın dışında bir yöntem olmadığını da biliyorum.
Это наиболее эффективный путь чтобы сохранить себя.
- Hayatta kalmak için kimi yersin?
- Кого бы ты съел, чтобы выжить?
Söylediklerine inanmayı öyle istedim ki oysa gerçekte olan, hastanede de en az jeneratöre gittiğimdeki kadar korktuğum ve hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştığımdı.
Больше всего на свете я хотел верить в то, что он говорил, но правда в том, что в госпитале я был просто так же испуган, как был, когда мы ходили за генератором, так испуган, что все, о чем я мог думать - это сделать все, что угодно, чтобы остаться вживых.
Federasyon ise hayatta kalmak için çırpınıyor biz bu oyuncaklar ile vakit kaybetmesini durdurmak zorundayız ve geri temel yapısına dönmeli.
Если Федерация надеется выжить, то нам нужно заканчивать с игрушками и вернуться к реальности.
erkek basitçe her nerede isterse onu kazığa oturtur... ve deneyimden sonra hayatta kalmak için yeterince şansı varsa... çoğalması mümkün olabilir.
Самец просто прокалывает её, где хочет. И если ей повезёт и она выживет, она сможет родить.
Hayatta kalmak için mi yapmışlar yoksa taraf mı değiştirmişler göreceğiz.
Посмотрим, есть ли у нас только выжившие или уже союзники.
Hayatta kalmak için buna mecburum, çünkü her şey her geçen gün daha da... kötüye gidiyor ve yapabileceğimiz başka bir şey yok.
А жизнь всё труднее и труднее.
Bu Dünyalı kadın hayatta kalmak ve gelişmek için bize kanatlarımız olmadan nasıl var olabileceğimizi gösterebilir.
Это земной женщине мы можем довериться, она может научить нас существовать без крыльев, жить и процветать.
Asıl görevimiz, Yıldız filosu Kumandasını uyarmak için hayatta kalmak.
По логике, наш долг - выжить и предупредить Звездный флот.
Yaşamak ya da hayatta kalmak için bana ihtiyacın var.
Ты пpoстo нуждаешься вo мне, а этo ещё не любoвь. Я нужна тебе для тoгo, чтoбы жить.
Yani karar verip de gidip öldürmedim kimseyi. Hayatta kalmak için öldürürsün.
Ќет... ѕросто делал всЄ, чтобы выжить.
Demek istediğim, bu şeyden kurtulmak için tek şansımız Komutan Sisko, bizi bulana kadar hayatta kalmak.
Наш единственный шанс выжить - это дождаться прибытия коммандера Сиско.
Hayatta kalmak için yaratılmış.
Он думает только о выживании.
Sakat kalmak için bu kadar uzun hayatta kalmayacağım Bay Worf.
Я бы не прожил так долго будучи небрежен, мистер Ворф.
Bu birliktelikte önemli olan, bir tek gaye için çalışıyoruz ; hayatta kalmak.
Главное то, что мы остаемся вместе, решая единую задачу - выжить.
hayatta kalmak 22
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
hayatım 3662
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96