Hiç gerek yok traducir ruso
1,106 traducción paralela
- Üzülmene hiç gerek yok!
Не расстраивайтесь.
- Bence hiç gerek yok.
Это необязательно.
- Hiç gerek yok.
Да это лишнее...
Hayır, hayır çocuklar bunu yapmanıza hiç gerek yok.
О, нет-нет, ребята, ладно вам. Вам не обязательно это делать.
Albay, endişelenmene hiç gerek yok bence. "ÇÖLDEKİ GÖRÜNTÜ"
Полковник, я не вижу повода для беспокойства.
Buna hiç gerek yok binbaşı.
Мне ни к чему зта головная боль, майор.
Ama böyle numaralar yapmana hiç gerek yok. Ne?
Но тебе не следует выкидывать трюки, вроде этого.
- Hiç gerek yok.
Ничего не надо.
Nedenini söylemesine hiç gerek yok.
Ему не пришлось говорить почему...
Korkmana hiç gerek yok.
Ты не должна бояться.
Buna hiç gerek yok.
В этом нет нужды.
Hiç gerek yok, Zaten yapıyorum.
Не за что, я всё равно его готовила.
Ve bensiz ne yaparsınız diye..... merak etmenize hiç gerek yok.
И не надо беспокоиться, что вы можете остаться без меня. Совершенно не надо.
Hiç gerek yok. Tabii.
- В этом нет необходимости.
Reg, buna hiç gerek yok.
Редж, здесь больше нечего расстраивать.
Babanı bu işe karıştırmana hiç gerek yok, şekerim.
Нет, нет, нет. Подождите секундочку... Не нужно впутывать сюда твоего папочку...
Ama buna hiç gerek yok. Vücut yapım bu tip durumlara karşı aşırı derecede hassas.
Видите ли, мой организм обладает повышенной восприимчивостью... к событиям.
Tamam mı? Hiç gerek yok.
Послушай, вот этого не надо.
Kahin olmaya hiç gerek yok.
Здесь любому понятно.
hiç gerek yok, hiç.
В этом нет необходимости, не надо.
Endişelenmene hiç gerek yok, François.
Франсуа, конечно нет, не беспокойтесь..
Tamam, tamam, söylemene hiç gerek yok, Doktor.
Ладно, ладно, тебе не нужно ни о чём говорить, доктор.
Sevgililer Günü'nde bana sinirlenmesine hiç gerek yok.
Мне не нужно, чтобы она злилась на меня в день Валентина.
İki kıtamızın sınırları içinde doğan bir sanatçının ilham almak için Avrupa'ya gitmesine hiç gerek yok.
Художникам с двух наших континентов не нужно ездить за вдохновением в Европу.
Hiç gerek yok.
- Едва ли.
- Hiç gerek yok.
- Не надо.
Buna hiç gerek yok, baş avukat benim.
Тебе незачем волноваться. Я буду ведущим адвокатом.
Gerçekten korkmana hiç gerek yok.
Тебе не нужно быть напуганной.
Tamam, buna hiç gerek yok.
Слушайте, в этом нет необходимости.
Lütfen, şu anda gerçekten tıbbi tarifine hiç gerek yok.
Прошу, прямо сейчас я, правда, не нуждаюсь в медицинском описании
Hayır, hiç gerek yok, cidden.
О, вовсе не обязательно, в самом деле.
Çok cömertçe bir teklif Bayan Cabot ama hiç gerek yok.
- Великодушное предложение, мисс Кэбот, но совершенно бесполезное.
Benim için çalışmana hiç gerek yok.
О, Донна, ты не обязана идти на работу только ради меня.
Buna hiç gerek yok.
Можно было и без этого.
Ah, hiç gerek yok.
Ничего, я сам захвачу.
Hiç şansın yok demek istemiyorum, ama kesinlikle sıra dışı bir şey yapman gerek.
Но на такую женщину, как она, западают каждый день.
- Hiç gerek yok.
Вовсе нет - на самом деле, я хотела ее прибавить.
Söyleyecek hiç bir şeyim yok- - hiçbir şey, hiçbir koruma ona bile gerek yok.
"Мне нечего сказать... ни психиатру напротив, ни охраннику, ни даже ей".
Ben sana hiç birşey alamadım. - Gerek yok.
У меня для тебя ничего нет.
- Hiç gerek yok - Tamam.
[Мардж] Не соблазняй меня.
Burada hiç mandal yok. Kilit de yok. Evet, işte, bu şekilde açılsa gerek.
- Но его надо открыть, тем не менее.
- Hiç gerek yok. Su anda yeterince, gerginim zaten.
Тем более я и сам сейчас нервничаю достаточно.
Hem sonra, huysuzluğa hiç gerek yok.
Охотится она лишь на плохих!
Siz bankaya gitmeden size güzel bir kahvaltı hazırlayacağım. - Gerçekten hiç gerek yok.
Да нет, не стоит...
Çünkü, senin en iyi arkadaşın olarak - en azından bu dünyada-sana söylemem gerek ki, bunun hiç bir anlamı yok!
Поскольку я говорю тебе как лучший друг, по крайнем мере во всем этом мире в этом нет никакого смысла.
Hiç anlamadım. Anlamana gerek yok.
Но мы не делаем ставки на "может быть".
Erkeklerin eve gelip yardımcı olmalarına gerek yok. Bu hiç adil değil.
Несправедливо, что мальчикам не нужно идти домой.
Etrafa bakınmana gerek yok. Avukat varken hiç bir şeyi kaydetmeye hakları yok.
Не беспокойтесь, в присутствии адвоката запись не ведется.
~ Hiç bir mekâna gerek yok ~
"И нет места, где бы мог я быть"
Buna hiç gerek yok.
- Зачем?
Aceleye hiç gerek yok... kastedilen neyse.
Я должна быть на свадебной церемонии.
hiç gerek yoktu 44
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26