English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ K ] / Kesin değil

Kesin değil traducir ruso

663 traducción paralela
- Fiyat kesin değil ama mağaza sahibi Hastings kardeşler.
- Цена окончательно не обговорена.. ... но это братья Хастинги, владельцы огромного магазина.
Ama Banquo kesin değil mi?
Но Банко — Наверняка?
Sonuçta kazanç kesin değil, ama o kadar kana bulandım ki çaresiz artık günah günahı çekecek.
Неверный путь! Но нет уже помех. Я в кровь вошёл, и грех мой вырвет грех ;
Ama kesin değil.
Но я пока не уверена.
Benden mi bilmek istiyorum. Orası kesin değil.
Просто хочу знать, мой он или нет.
- Kesin değil, Yazıcı.
- Не обязательно, старшина.
Teşekkür ederim. Ama henüz kesin değil.
Но назначение пока еще не вступило в силу.
Konu hakkındaki kayıtlarınız kesin değil, Ekselansları.
Ваш протокол в данной теме неточен, ваше превосходительство.
İki, kafatasındaki çatlaklar... ve daha başka bir sürü şey... bir ihtimalin gayet mümkün olduğunu gösteriyor. Mümkün ama kesin değil. Bu da kurbanın öldürüldükten sonra kızınızın penceresinden aşağı atıIma olasılığı.
Во-вторых, его разбитый череп а также разные другие отмеченные нами признаки делают весьма вероятной, хотя и не окончательной, версию о том что его сначала убили, а потом выкинули из окна вашей дочери.
Gore-Slimey'inin zaferi kesin değil.
Ѕлудстрюпмуен, наверное, не чувствует себ € в безопасности.
Kesin değil.
Не могу объяснить.
- Kesin değil.
- Не совсем.
Ama sekiz gün içinde yağmur yağacağı kesin değil.
А если дождя не будет через неделю?
Herif mi? Bu davada olduğumuz bile kesin değil.
Нам даже соваться не полагается в это дело.
Kesin değil ama güvenilir bir kaynaktan öğrendim.
Неподтвержденные, но из надежных источников. - Что?
Yani, Mr. Nathanson, bugün burada, vardığınız sonuçlar kesin değil, öyle değil mi?
Мистер Натансон, получается, ваши заключения неточные.
Kesin değil.
- Может, и нет.
Sizlere söylemeli miyim bilemiyorum, çünkü henüz kesin değil.
Не уверен, что могу с вами поделиться, потому что это еще не окончательно.
- Burada, hiç bir şey kesin değil.
- Tут ни в чeм нeльзя быть yвepeнным.
Kesin değil.
Неубедительно.
Sizinki kadar kesin değil belki, Biz sadece
Не такое витиеватое, как у вас, сэр. Обычно мы говорим что-нибудь типа :
Arkadaşın Charles'ın katil olduğu kesin değil.
По крайней мере никак нельзя утверждать, что убийцей является Чарльз.
Dr. Franklin elinden geleni yaptı ama hâlâ iyileşeceği kesin değil.
Доктор Франклин сделал все возможное, но до сих пор не знает поправится ли он.
Kazanacağım kesin değil.
Знаешь, нет никаких гарантий, что я выиграю.
Kesin gelir. Çocuk değil o.
Вернется, он же не ребенок.
- Bu kesin karar, değil mi?
A вы гoвopили вce пpocтo.
- Hayır, kesin değil.
- Нет, точно сказать нельзя.
Saçma olduğunu düşünüyordum ama herhalde artık beni kesin tutuklarlar. Olasılık dışı değil.
Я думал, вы с ума сошли, но теперь, я думаю, что меня действительно арестуют.
Bu da kesin aklanma olmaz değil mi?
Но оно не будет окончательным?
Eski duştan çok daha iyi olduğu kesin, öyle değil mi?
Уверена, это получше будет, чем старый душ, разве нет?
Karidian gerçekten Kodos mu değil mi? Bunu kesin tespit etmem lazım.
Теперь я обязан узнать, правда это или нет, что Каридиан и Кодос - один и тот же человек.
Karakol bölgesini tarıyoruz, sensör göstergesi kesin değil.
Неопределенные показания датчика.
Kesin otomobillerle ilgili bir sürü şey biliyorsundur, değil mi?
Ты наверно много знаешь о машинах?
O kesin değil.
И он определенно тоже.
- Pek değil. Ne olursa olsun bebeklerin senin gençleştirdiği kesin.
Ребенок вас омолодил, Элен.
Kesin! Şimdi zamanı değil! O bela getirdi!
От него одни неприятности, он ревнует, кретин.
" Fakat kesin bildiğim şey, onun etrafta olması hiç eğlenceli değil.
Знаю только, с ней ужасно скучно.
Senin burada 4 yıl daha kalacağın kesin... ama benim ki belli değil.
Про тебя известно : тебе светит 4 года. Про меня неизвестно, да это и неважно.
Starbuck, filoda bu testlerin sonucu seninkine benzeyebilecek en az 100 adam var, bu kesin değil. İkiniz için de sevindim.
се ауто то кеыжояеио поу локис ежуце, поиес еимаи ои емтокес епибибасгс циа та епибатийа пкоиа ;
Janiro'yu yendin. Bu kesin, değil mi?
Победишь Яниро.
Kesin kez çenen düşmüş senin, değil mi bebeğim?
Языком чесать ты умеешь, детка.
Kesin değil.
- Не исключено!
- Kesinlikle elimde değil. - Kesin şunu artık!
И это выше моих сил.
Fakat kimlik kartının aslını incelemiş olsaydınız vardığınız sonuç daha kesin olurdu, değil mi?
Но были бы вы более уверены в своем решении, если бы у вас было само удостоверение?
Kesin bir şey söyleyemem, ama çok iyi değil.
Не могу сказать ничего определенного, но не слишком хорошо.
Biliyorum kesin bir şey değil ama bu çekiciliğini açıklayabilir.
Я знаю, что в этом нет ничего необычного, но это может объяснить, почему игра так захватывает.
Kesin değil.
Нет, если это правда.
Hüküm özel olarak HIV ve AIDS ayrımcılığı mevzuuna işaret etmemekle birlikle... " " Yalnızca sebebiyet verdiği bedensel sınırlamalardan değil aynı zamanda AIDS'i kuşatan önyargının biyolojik ölümden önce gelen sosyal ölüme mahkum etmesinden ötürü AIDS'in bir engel olarak kanunen korunduğu sonraki kararlarla kesin hükme bağlanmıştır. "
"Хoтя зaкoн нe oпpeдeляeт диcкpиминaцию пo пpичинe CПИДa былo пpинятo peшeниe, чтo CПИД - этo физичecкий нeдocтaтoк вcлeдcтвиe вызывaeмыx им физичecкиx oгpaничeний и пpeдpaccyдкoв вoкpyг нeгo, oн вeдeт к coциaльнoй cмepти кoтopaя, paзвивaяcь, пpивoдит к нacтoящeй физичecкoй cмepти".
Senin lütfunla kesin çözüme ulaştım, seni kırmak için değil,... yaşamımı iyileştirmek için.
Я решил, милостью Твоей, никогда более не оскорблять Тебя, но изменить к лучшему свою жизнь.
Kesin sen çağırmışsındır herkesi buraya, öyle değil mi?
Ты всех сюда заманил, верно?
Bunların hiç biri kesin değil, tabii ki, ama kibritler de var.
Это не основание для выводов - на самолете имеется собственная система снабжения.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]