English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ O ] / Oraya değil

Oraya değil traducir ruso

542 traducción paralela
Oraya değil Baş-Efendi!
Да не сюда, учитель.
Hayır, oraya değil.
Не, не там.
Hayır, oraya değil. Buraya.
Нет, не туда...
Harikaydı, değil mi, sevgilim? Bir gün oraya yine gidemez miyiz?
Мы еще туда как-нибудь вернемся?
Çok uzak değil, oraya gitmemiz birkaç saati alır.
Это недалеко. Нам понадобится пару часов, чтобы доехать.
Ama oraya esas güzelliği veren mimari yapısı ya da manzarası değil Liderin oradaki varlığı.
Но не пейзаж и архитектура красят её. Истинное величие ей придаёт присутствие фюрера.
Umurumda değil, oraya ulaşmalıyım.
- Ничего страшного. Я должна дойти.
Oraya gitmemiz sorun olmaz sanırım, değil mi? Devam edin.
Я думаю, что ничего не случиться, если мы заедем туда, а?
Umurumda değil, dün gece neredeysen oraya.
Всё равно. Туда, где была вчера.
Tamam, ayakkabılarımı da oraya koyarsın değil mi, canikom?
Хорошо. Отнеси мои туфли к нему, Дуг?
Cennetin Kralı için de öylesi makbul, dediğin gibiyse, zaten dünyaya değil oraya layıkmış.
На небесах ему приличней быть, чем средь нас.
Ciddi ciddi oraya girmene izin vereceğimi düşünmedin, değil mi?
Неужели вы хоть на минуту подумали, чтобы я пустил вас?
Oraya gittim.Doğru değil.
Я поехал туда. Это оказалось неправдой.
Niyetim sizi rahatsız etmek değil, ama bu Palermo treni olduğuna göre siz de oraya gidiyorsunuz herhâlde?
Извините, если помешал... Но, поскольку это поезд на Палермо, может быть, вы тоже в Палермо едете?
Gerçekten çıkıp yemek için oraya kadar gitmeyeceksin, değil mi?
Вы не собираетесь уехать на ужин куда-нибудь? - Нет.
- Oraya gitmek istiyorsun, değil mi?
- Ты что, хочешь туда ехать?
Ama oraya dönmeyi çok istiyoruz, değil mi çocuklar?
Но мы с радостью вернемся, правда, ребята?
İstediğim Doğu'ya geri dönmek, Batı değil ve eninde sonunda oraya ulaşacağım, görürsün!
Не хочу иметь с этим ничего общего. Хочу шелковые платья, красивые экипажи и приятно пахнущего мужчину.
Oraya TV izlemeye değil çalışmaya gideceksiniz.
Хорошо был бы телевизор.
Yapabileceğin en iyi şey oraya dönmek, değil mi?
Я думаю, лучшее, что тебе сейчас стоит сделать, это зайти на пару минут в комнату, хмм?
Büyük ihtimalle değil, ama siz oraya gidiyorsunuz.
Возможно нет, но вот куда вы собираетесь.
Elini illa oraya uzatmak zorundasın, değil mi?
Хотелось бы его к рукам прибрать, да?
Çok cahilsiniz, oraya ait olduğumu sanıyorsunuz, değil mi?
Не забуду! Вы невежды. Думаете, мое место там?
Oraya gidip gelmenin altı hafta sürdüğünün farkındasınız değil mi? Evet.
Вы согласен, что полет к планете и обратно продолжает 6 недели?
Oraya varmadan önce bunu dert etmesi onun için iyi değil ama, oraya vardığında bunu hatırlamalı.
Сейчас перед стартом ему не надо думать об этом, но там пусть вспомнит.
Oraya gidip de tekrar geri dönmen mümkün değil.
Ты не можешь спуститься туда... Ты никогда не вернешься наверх, и она знает это.
Oraya tekrar gidip, ona isimleri söyletmemiz gerek, baş harflerini değil.
Ну, она ничего не скажет тебе.
- Hayır, doğru değil. Oraya birçok insan gitti.
Многие через это проходят.
Oraya gitmeyeceksin, değil mi?
- Не надо туда ходить!
Hector, Starbuck'ı oraya indirmedin değil mi?
вейтоя, дем пистеуы ма пгцес ейеи йаты том стаялпай ;
Yani, sen oraya varana kadar uyarı mı, değil mi anlayacaklar, değil mi?
Пока доберёшься туда, они уже будут знать, предупреждение это или нет. Да?
Ama onu şuraya değil de, gidip oraya koyan Tevfik'tir.
А тут нет ни черта. Это Елань, одно слово, Елань...
Biz de oraya gidiyoruz. Ne şanslısın, değil mi?
Не правда ли, это такая удача для Вас, что мы случайно направляемся в нужном направлении?
Oraya girmiş olamazlar, değil mi, Charlie?
Ты же не думаешь, что он мог там пропасть, а, Чарли?
Oraya gitmek çılgınca bir fikir değil mi?
- Он же не сумасшедший.
Ben oraya taşınmam. Bu doğru değil.
- Нет, это дурно.
Oraya geliyordun, değil mi?
- Ты была там?
Oraya gitmek zorunda değiliz, değil mi Ben?
Правда, Бен? - Бен?
Gideceğin yer o kadar uzakta değil, bir saat içinde oraya varırsın.
Вот, вот, переоденься в эту куртку. Мёдова Гура, шестьдесят километров, через час будешь.
Bunun ana kılavuz çipine, onu yollamak istediğin yeri girersen oraya gider değil mi?
Ты можешь забить в его память любой маршрут.
Sadece saksı bakmam için göndermediniz beni oraya, değil mi?
Вы ведь меня послали туда не горшки выбирать, верно?
- Ve oraya gitmek için uçağa bineceğim değil mi Anne?
- Мам, я полечу туда на самолете?
Oraya nasıl gittiğimizi bilmek istersin, değil mi?
Хочешь узнать, как мы туда попали?
Hayır, bu oraya atılacak türden değil.
Нет, это не помещается в кружку для бедных.
Sen de oraya gidiyorsun, değil mi?
И ты отправляешься туда, не так ли?
Oraya ince ruh göstermeye gitmiyorum, değil mi?
Эй, Лиза. Я иду туда не для того, чтобы оказаться тряпкой, ясно?
Oraya daha varmadığınız halde nasıl o yere hoşgelebilirsiniz? Bu... Bu birkaç temel fizik kuralına aykırı değil mi?
Так вот, как может кто-то кто только что сам прибыл приветствовать меня в месте, в котором её ещё даже нет? разве это не нарушает что-то в физике?
84 ile Columbus'un oraya park ettin, değil mi?
Ты ведь припарковался на пересечении 84-ой и Колумба, да?
Nora kaybolduğundan beri elimde değil hep oraya bakıyorum.
С тех пор, как он исчез, я не могу удержаться, чтобы не смотреть в эту дыру.
Oraya gitmemeliydin, değil mi?
Тебе не надо было туда ходить.
Eğer çok iyi olmasaydı oraya gitmezdi, değil mi?
Он бы не ходил в нее если бы она не была хорошей, правда?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]