English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ P ] / Pek iyi değil

Pek iyi değil traducir ruso

1,387 traducción paralela
- Pek iyi değil.
- Неплохо.
Holly'i New Hampshire'a transfer etmek zorunda kaldığımızdan beri pek iyi değil ve- -
Он был так подавлен с тех пор, как нам пришлось перевести Холли в Нью-Гэмпшир...
Marshall pek iyi değil, çocuklar.
У маршала сейчас не лучший период, ребята.
Ve hayatında bizimle arası pek iyi değil gibi.
И жизнь, кажется, все время разводит нас.
Pek iyi değil.
Не очень
Pek iyi değil.
Плохо.
Bu işte pek iyi değilsin, değil mi?
Вы не очень в этом хороши, так ведь?
Biliyorum, pek iyi değil.
Я знаю. Не хорошо.
Bu pek iyi değil.
Это плохо.
Bugünlerde Kore Yarımadası'da durumlar pek iyi değil.
ситуация на корейском полуострове не так устойчива.
Bu taraf pek iyi değil. Şurası daha kötü.
Там - ничего хорошего, там - еще хуже.
Lütfen çok uzatmayın. Kendisi pek iyi değil.
Только недолго, она неважно себя чувствует.
Karım pek iyi değil.
Моя жена совсем плоха.
Babam pek iyi değil.
Мой отец себя неважно чувствует.
Pek iyi değil.
Не ахти как.
Hwang Ji'den döndüğümüzden beri annem pek iyi değil.
Матери что-то нездоровится после возвращения из Хванджи.
Şu anda ekonomik durumumuz pek iyi değil.
Сейчас у нас финансовые трудности, понимаете.
Pek iyi değil.
Не очень.
İkisi de pek iyi değil.
Оба какие-то отчужденные.
Ruth Brynn'in annesi hastanede ve durumu da pek iyi değil.
Мать Рута Брюнна в больнице, дела у нее не очень.
Farkındayım, 40 " ımı devirdim ama açıkçası maddi durumum pek iyi değil.
Знаю, мне уже за 40, а у меня нет никаких финансовых накоплений.
Ne yazık ki arabalar konusunda pek iyi değilim ama bu motordu değil mi?
К сожалению, я не очень хорошо разбираюсь в машинах, но это двигатель, да?
Bir şey diyeyim mi? Önümüzdeki hafta pek iyi değil. Jonas Kardeşler burada.
А вообще в следующие не смогу, "Джонас бразерс" приезжают.
İçi pek iyi değil.
Ну, внутри, правда, всё печально.
Ayrıca üzerine alınma sohbetin pek iyi değil demiyorum ama- -
Не принимай близко к сердцу... дело не в том, что ты скучный собеседник...
Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi.. ... böyle durumlarda pek iyi değil.
Она не очень хорошо держится в таких ситуациях, можете себе представить.
Görüntü kalitesi pek iyi değil.
Качество не фонтан.
Ses pek iyi değil. Mattie Rae'yle konuşmak istiyorum.
Мне нужно поговорить с Мэтти Рэем.
Aksanım pek iyi değil. Kusura bakmayın.
- Прошу прощения за свой английский.
bizim maddi durumumuz pek iyi değil.
Мы на грани банкротства
Yazılım profil oluşturmakta pek iyi değil.
Программа не так хороша.
- Pek iyi değil.
— Не очень хорошо.
Üzerine turnike uyguladık ama durumu pek iyi değil.
Мы наложили на ногу жгут, но он долго не протянет.
Sen iyi misin? Pek değil.
- Как ты?
Pek iyi çalmıyordum.. ama bu demek değil ki elimden geleni yapıp manyak olmaya çalışmayacağım.
Получалось не очень, но я все равно старался как мог, чтобы получалось зашибись.
Sonu pek iyi olmamıştı değil mi?
Вышло не очень хорошо, верно?
- Uzun dilli olmak için pek iyi bir zaman değil.
- Не самое лучшее время для умников.
- Anlamı nedir bilemedim ama pek iyi bir şey değil gibi.
Не очень понимаю, что это значит, но звучит хреново.
Durum pek de iyi gözükmüyor, değil mi, Bay Danbury?
Получается не очень хорошо, да, мистер Дэнбери?
Affedersiniz, bu pek iyi bir zaman değil.
Простите, сейчас не время.
Bu evin harcamaları için pek de iyi değil.
Она не вносит материального вклада в ведение этого хозяйства.
Bunlar pek iyi şeyler değil. Ama Abby, senin iyi bir insan olduğunu biliyorum.
Это все плохо выглядит, но, Эбби, я знаю, что ты - хороший человек.
Bu günlerde, basından pek iyi haberler duyamıyoruz. İyi bir hikaye ile burada bulunmanız çok güzel, değil mi?
Про нас не много было положительных отзывов от ребят из прессы в эти дни, значит хорошо быть здесь с положительной историей, как вы думаете?
Pek de iyi bir isim sayılmaz değil mi?
Не очень удачный.
İyi ki buradasınız. Durumu pek iç açıcı değil.
Хорошо, что вы пришли, дела у нее совсем плохи.
Doktoruna hakaret etmek pek iyi bir fikir değil, biliyor musun?
Знаешь, доставать своего врача - не самая лучшая мысль.
Ara vermek için pek de iyi bir zaman değil.
- Не лучший момент для перерыва.
Bu pek de iyi bir fikri değil.
Не очень хорошая идея.
Ne? Eyvah. Kafayı bulmak için pek iyi bir zaman değil.
Кажется, я обкурился.
Her konuda kendimi çok kötü hissediyorum. Kavga, elin, Derek ve- - Durumu pek iyi değil.
" ебе стоит с ним поговорить мне с ним?
Yani, benimle ilgilenmiyor, öyle olsa bile, ki değil,... ondan hoşlanmam benim için pek de iyi olmaz sanırım.
В смысле, я ему точно не нравлюсь, да даже если нравлюсь, чего точно нет, было бы нехорошо, если бы он мне нравился.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]