Sen bana traducir ruso
9,515 traducción paralela
Eminim, bunlardaki şeyin bilimsel bir açıklaması vardır ama sen bana anlatana kadar, emir komuta zincirini bilgilendirmeyeceğim.
Уверен, произошедшему есть научное объяснение, но пока я его не услышу, ничего об этом докладывать не буду.
Sen bana bir şey verirsen ben de sana veririm. Tamam mı?
Сделай кое-что для меня, а я сделаю кое-что для тебя.
Sen bana emir veremezsin.
- Ты меня не заставишь.
Sen bana inanıyorsun, değil mi Alice?
Ты... Не веришь мне, Алиса?
Evet. Sen bana yardım edersen ben de sana ederim.
ƒа. я помогу тебе, а ты мне.
Şimdi de sen bana bu olaya daha da bağlandığını söylüyorsun.
А теперь ты мне говоришь, что он еще глубже увяз.
Dinle, babalık. Sen bana 10 dollar ver ben sana sonra geri öderim. "
Слушай, пап, одолжи десятку.
sen bana verir vermez ben de ona vereceğim.
Дам, когда отдашь мне деньги.
Şimdi sen bana bu tahtaları nasıI keseceğimi göstereceksin.
Пока что я хочу видеть, как ты пилишь доски.
18 yıIdır evliyiz,. ve sen bana başka bir kadınlar görüştüğünü söylüyorsun. ve ondan bir çocuk yaptığını...
Мы женаты 18 лет, и ты приходишь ко мне и говоришь, что другая женщина ждет от тебя ребенка.
Benim için ne yaptın ki, sen bana ne verdin?
А что ты мне дал? Что?
Sen bana hiç bir şey vermedin!
Ничего ты мне не дал!
Tamam mı? Sen bana bırak. Claire?
Я попросила показать язык за зубами.
Çünkü sen bana ihtiyaç duymazsan... kimse duymaz demektir, bu da...
Ведь если я не нужна тебе, то я не нужна никому, и...
Çıkıp orada seni savundum ve sen bana yalan söyledin.
Так, так. Я за тебя заступилась, а ты мне наврал. Ты врун!
Oğlum gibi davrandım ama sen bana ihanet ettin.
Я относился к тебе как к сыну... И ты предал меня.
Şimdi de sen bana güvenmelisin.
Сейчас ты должна довериться мне.
Ve ben hikayelerimi bitirdiğimde de sen bana dördüncüyü anlatacaksın.
И когда я закончу свои истории, Ты расскажешь мне четвертую.
Ve sonra da... sen bana kendi hikayeni anlatacaksın, Conor O'Malley.
И после этого... ты расскажешь мне свою историю, Конор O'Мэлли.
Sen bana aitsin.
Ты принадлежишь мне.
Hayır. Sen bana lazımsın.
Ты мне нужен.
Sen bana lazımsın, Saroo.
Ты мне нужен, Сару.
Hatırlatırım bana o mesajı sen attın.
Ты та, кто мне написала.
Sen... bana karımı hatırlattın.
Ты мне жену напоминаешь.
Ama bana bunu sen yaptırdın.
Но по твоей вине.
Ama sen, annen gibi bana sırtını döndün.
Но ты восстала против меня, как и твоя мать.
Sen de bana yardım etmek için buradasın.
А вы поможете мне.
Sen de bana yardım etmek için buradasın.
А ты поможешь мне.
10 yıldır seni arıyorum, sen de bana böyle mi geliyorsun daha dün birbirimizi gördük.
Я тебя 10 лет ищу, а ты со мной говоришь, будто мы виделись вчера?
Bana "az sonra" yı mı sormuştun sen?
Ты спрашивал, когда наступит "вскоре"?
- Sen yaptın bunu bana!
- Вы сделали это со мной!
- Sen yaptın bunu bana!
- Ты сделал это!
Sonra sen de bana yardım edeceksin.
ј потом ты поможешь мне.
Sen istediğin yerden alıveriş yap. Ben de bana iyi davranan insanlardan yaparım.
Ты ходи в тот магазин, в какой хочешь, а я буду ходить в тот, где ко мне добры.
Konuşma benimle! Sen! Bakma bana!
Прекрати разговаривать со мной!
Herkes gibi sen de... bana sırtını döndün.
Ты отворачиваешься от меня, когда остальные отвернулись.
- Artık şu şekilde yapacağız. - Bana emir mi veriyorsun sen?
Ты диктуешь мне условия?
Sen benimsin, bana aitsin.
Ты мой. Мой по крови.
Yani dediğine göre iki yıl boyunca sen ve şirketin bana karşı mı çalıştınız?
Вы хотите сказать, что два года вы и ваша организация работали против меня?
"Dürüstçe" demek istedin sanırım. - O şansı da bana sen verdin.
Говорят, "все по чесноку", и ты сам мне помог.
crain senin bana asık olacagını ve senı ele gecırecegını dusundu.
Ну, допустим через меня, Крейн попытается на тебя воздействовать.
Sen tedavi konusunda aramadan hemen önce bana iki tane mektup göndermişti.
Перед нашим с тобой разговором о лечении... она прислала два письма.
Sen de bana, siktir git dedin. - Ben de siktir olup gittim.
Вы послали меня на хрен, и я ушел.
Evliliğimizde bunu bana sen yaptın.
То же самое ты делала со мной, когда мы были женаты.
"Zehirli ağacın meyvesi." Bunu bana sen öğrettin.
( Даг ) Плод запретного дерева. Сам же говорил.
Sonra sen geldin, diz çöküp bana baktın ve dedin ki : "Cesur olmalıyız." "Artık yalnızca ikimiziz."
И ты подошел, присел рядом, посмотрел на меня и сказал что нам надо мужаться и что с этого момента есть только мы.
Emily sana şantaj yapacaktı ama sen bunu öğrendin. Duyguların incindi, sen de onu öldürdün. Sonra da suçu bana attın.
Эмили хотела вас шантажировать, и вы узнали это вас задело, и вы ее убили а затем меня подставили.
Bunu bana sen yaptın ve bunu kanıtlayabilirim.
Вы до этого довели, и я могу доказать.
Bana bak, Shondeep! Ne yapıyorsun sen?
Эй, Шондип Какого черта ты творишь?
Çünkü sen ve kankan Dr. Stockman bana ait olan bir şeyi buldunuz.
Потому что ты и твой дружок Стокман нашли то, что принадлежит мне.
Sen o kaplumbağa şeylerin nereden geldiğini bana söyleyinceye kadar kimseye bir şey borçlu değilim.
Я никому и ничего не должна пока вы не скажете мне, откуда взялись эти черепахи.
sen bana aitsin 27
sen bana söyle 22
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
sen bana söyle 22
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290