English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Z ] / Zamanımızın

Zamanımızın traducir ruso

2,618 traducción paralela
Çünkü arkadaşlığımızı riske atmak istemiyorum. - Yani, sen her zaman yanımdaydın.
Потому что я беспокоюсь за нашу дружбу, чувак, ты всегда был со мной.
İnanılmaz bir sesin var kızım, o zaman neden Mercedes Jones-vari vokal çıkışlar yaptığını hiç duymadım?
У тебя убийственный голос, подруга, так почему я никогда не слышала, как ты поешь в стиле Мерседес Джоунс?
Ne zaman "Bu çok zor, pes etmek istiyorum" diye düşünsem buna bakıyorum. Bir tek ben ölsem bile savaş açısından bir şey olmayacak. Ancak eşimin ve kızımın hayatları büyük ölçüde etkilenecek.
я смотрю на них. но мои жена и дочь будут страдать...
Hayır, burada yaptığımız önemli iş hakkında sizinle konuşmak benim için her zaman bir zevk ve benim son derece yetenekli ekibimle bir ışık yakma şansını elde etmek çok önemli.
Нет, мне всегда приятно поговорить о той важной работе, что мы здесь делаем и воспользоваться шансом блеснут своей невероятно талантливой командой.
Tamam, o zaman, kızın hayatını araştırıyoruz bakalım kızın bağlantıları bize bir isim verecek mi.
Ладно, покопайтесь в жизни его подружки, и посмотрим, дадут ли ее контакты какое-нибудь имя.
Peki, o zaman yardımınız için teşekkürler...
Ну тогда ладно. Спасибо за помощь.
Kulüp misafirlerinizi her zaman sorgular mısınız, Bay Queen? Neden?
Вы всегда допрашиваете гостей клуба, мистер Квин?
'Kızın Zamanı'mı?
"Время ее жизни?"
Tatil yapacak zamanınız kaldı mı bakalım?
Осталось ли у вас еще время, на отдых?
Elde etmeyi istediğim şeyi başardığım zaman, silahları nerede bulacağınızı size bildiririm.
Когда я достигну того, что намереваюсь достигнуть, Я скажу Вам, где найти оружие.
Zamanında kızımın balığına öyle veda etmiştim.
Я как-то смыл в унитаз рыбку моей дочери.
Hapishaneden çıktığın zaman sen büyük bir sabun baronu bense ünlü bir gazeteci olacağım ve hayatlarımıza başlayacağız.
Однажды ты выйдешь из тюрьмы, станешь большим мыльным магнатом, я стану известным журналистом, и мы начнем нашу жизнь заново.
Ayrıca Kutsal Kitap'ı tam anlamıyla yorumladığımız zaman dünyanın çok tehlikeli bir yer olacağına da inanıyorum.
Я также верю, что мир становится слишком опасным местом, когда мы интерпретируем святое писание слишком буквально.
Ben ne çalışıyorum sanırım demek ki... Olursa olsun, bu gider yolu, Eğer zamanınız var.
Я пытаюсь сказать, что как бы дело не пошло, у вас есть время.
Zamanınızı aldım.
Если мы узнаем, что где-то открылась вакансия где вас искать? Я зря отнимаю ваше время.
Ama zamanımız böyle, umarım anlarsınız.
Но такие нынче времена, хотелось бы, чтобы вы понимали.
Ortada... bizden isteneni ; nerede, ne zaman, ne amaçla yapacağımız hakkında bir sürü yorum vardı bir çoğu sorgulanabilir nitelikteydi ve çoğu tanımlanmış savaş alanının dışındaydı.
Было... где и с какой целью. Большинство таких операций вряд ли можно назвать законными.
Sayısız Deniz Komandosu ve diğer MÖHK üyesi, eğiten gizli operasyon dünyasının efsanesi. Hedef gözeten suikastların sıkı taraftarıyım. Sizin için savaş alanında etkisiz hale getirilemeyecek kadar güçlülerse o zaman bir Hellfire roketi yollarsınız.
Он слыл настоящей легендой в мире тайных операций и тренировал "морских котиков" и других бойцов "J-SOC". тогда ты можешь отправить за ним ракету. в будущем его ждет эта самая ракета. им это доставит удовольствие.
Fikrini değiştirirsen, her zaman başımızın üstünde yerin var.
Ну если надумаешь - всегда пожалуйста.
Benden çok daha bilge ve cesur bir adam bir keresinde demişti ki "haksızlığın önüne geçmek için güçsüz olduğumuz zamanlar olabilir ama buna karşı çıkmadığımız bir zaman olmasına asla izin verme."
Однажды человек мудрее и смелее меня сказал "Бывает время, когда мы бессильны предотвратить несправедливость, но пусть никогда не будет случая, когда мы не сможем ее оспорить."
Buluşmalarımızın tehlikeli olduğunu her zaman biliyorduk.
Мы всегда знали, что наша встреча была бы опасна.
Lejyonlarının aramızdaki mesafeyi kapatmaları için zaman yaratmaya çalışıyor. Aramızdaki güçsüzleri korumak için yavaşlayacağımızı biliyor.
Он хочет выиграть время, чтобы его легионы успели нас окружить, и понимает, что мы задержимся, защищая самых слабых.
Dostum bizi tanıyorsun. Her zaman sınırları zorlarız, değil mi, adamım?
Чувак, ты нас знаешь, мы ведь всегда на грани и все такое.
Ne söyleyecektim? "Kızım tecavüze uğradığını düşünüyor fakat kimin ne zaman yaptığını bilmiyor", mu diyecektim?
И сказать что? И сказать : "Моя дочь думает, что ее изнасиловали, но она не знает, кто это сделал и когда это произошло"?
İhtiyacımız olan zamanı kazandırmak için Artçı Takımından çok asker hayatını feda etti.
чтобы выиграть нам время.
Son bir iki kayıp parçayı da bulduğum zaman tanışmamızın kaderimizde olduğunun kesin kanıtına ulaşacağım.
Как только я найду одну или две недостающие детали, у меня будет исчерпывающее доказательство того, что нам суждено было встретиться.
Zamanınız var mı?
Можно вас на минутку?
Ama alıştığınız zaman fıtık onarımını başka türlü yaptığınıza inanamayacaksınız.
Но как только вы привыкнете, вы не поверите, что исправляли грыжу по-другому.
Aslında kızın patronuyla ilgili. Kendisi bu durumla nasıl baş edeceğini bilmiyor ve yardımınıza ihtiyaç duyuyor. Bu durum da çok şaşırtıcı çünkü Dr. Einstein von Parlakfikir'in çoğu zaman bu mevzulara kafası iyi çalışır.
Это про ее босса, который не совсем знает как справиться с этой ситуацией и мог бы использовать ваш совет, что удвительно потому что Доктор Эйнштейн Вон Брэйнсторм...
Umarım ailenle olan zamanınızı bölmemişimdir.
Я надеюсь, что не помешала вашему разговору.
Sadece koordinatlarınızı belirlemek ve dönüş planı yapmak için biraz zaman lazım. Siz sakin olmaya çalışın, biz halledeceğiz.
Нам просто нужно немного времени, чтобы узнать ваши координаты и рассчитать курс посадки так что просто успокойтесь и предоставьте все нам
Yaralarımızı sarmanın zamanı geldi.
Время залечивать раны.
Ayrıca o zaman da bugün gibi tarikatımızın yaptığı kayıp ihbarlarını polisin pek ciddiye almadığını biliyorduk.
Кроме того, мы знали, тогда и сейчас, что полиция редко принимает всерьез заявления церкви, если мы их подаем.
İnsanların sana güveniyor, Zox ve çok zamanımız yok.
Твои люди расчитывают на тебя, Зокс и времени у нас не много.
Ne zaman atandınız, rekabet içinde olduğunuz birileri var mıydı?
Когда вас назначали, были ли конкуренты?
Pirate Bay'in çalışmadığını fark ettiğimizde etrafımıza bakındık, zira her zaman yedeğini alırız.
Когда мы поняли, что the Pirate Bay отключился мы оглядываемся, потому что всегда имеем резервные копии.
Sorumluluk Bakan'dadır, her zaman da olduğu gibi. Ama yaptığımız özel görüşmede kontratı kızamıkçık için imzaladığını söyledi.
Сейчас, как впрочем и всегда, крайним оказался Министр, но с глазу на глаз он сказал мне, что был в полной уверенности, что подписывает контракт на краснуху.
- O zaman izin ver de öldürdüğü babamızın intikamını alalım.
Так позволь нам отомстить ему за убийство нашего отца!
Zamanında okula gitmemek için kendince bahaneler bulurdun ve bu alışkanlığını yetişkin hayatına da güzelce taşımışsın. Kızıl hastalığım vardı.
Ты слишком много времени в детстве выдумывала причины не ходить в школу и черт возьми если это не продолжается и сейчас во взрослой жизни у меня была скарлатина
Ailesine yazarken, bazı mektuplarını okumak zorunda kaldım ve işte o zaman fark ettim ki, konuştuğu kız aslında hiç kız değilmiş.
Мне пришлось прочесть его письма, чтобы отправить известие домой, и только тогда я понял, что подружка, о которой он говорил... была вовсе не девушкой.
Ona bugün buraya neden geldiğini sorarsanız size sadece "nefes darlığım var" diyecek ve o zaman sigara bağlantısını bilemeyeceksiniz.
Поэтому, если вы спросите, что заставило его прийти сюда, он просто скажет вам "Затрудненное дыхание". И потом вы можете пропустить всю связь с сигаретами.
Pekala o zaman Tanrı, onu benim yardımım olmaksızın taçlandırır.
Тогда он станет им без моей помощи.
FarklıIıklarımız vardı ancak Cora'nın kalbimde her zaman bir yeri olacak.
У нас были разногласия, но в моем сердце всегда будет место для Коры.
Yangın alarmı çalmaya başladığında Merlyn'in özel korumalarını haklayıp onu diğerleriyle birlikte binadan çıkmaya zorlamak için 30 saniyeden az zamanımız olacak.
После того, как будет отключена пожарная сигнализация, у нас будет менее 30 секунд, чтобы убрать частную охрану Мерлина и вытащить ещё наружу с остальными.
O zaman, ben içeri girip onunla konuşayım. En azından, onu unutmadığımızın farkına varsın.
Так почему бы мне не войти, поговорить с ним, по крайней мере, дать знать, что мы не забыли о нём?
Tabii canım, herkesi koruyalım o zaman. Bilim adamlarını, politikacıları, en önemli filozoflarımızı.
Ну точно, давайте защищать всех - учёных, политиков, наших самых важных философов.
Seward karısını öldürmediyse bile ispatlamaya zamanımız kalmıyor.
Если Сьюард не убивал свою жену, то у нас мало времени, чтобы это доказать.
Ajay Khan, annemin Amerikalı kuzeninin her zaman söylediği üzere kaypak oluyor. Hapsheed Körfezi'nde yakaladığımız yayın balıklarından bahsederken öyle söylerdi.
Аджай Хан это то, что американская кузина моей мамы называла "увертливый", когда говорила о зубатке, которую мы ловили в Хэпшидс Крик.
Virüsü o zaman mı yayacaksınız?
Это время когда вы планировали выпустить вирус?
Zamanımız yok ve adamların isimlerini de telefon numaralarını da bilmiyoruz.
У нас нет имен. У нас нет номеров. - Что у нас есть?
Hayal kırıklığına uğradım, çünkü yakın zamanında arkadaşımızı öldürmeye çalıştıklarına rağmen hala kendini korumayı öğrenmeyi istemiyorsun.
Я расстроен из-за того, что несмотря на недавнее покушение на нашего коллегу, вы всё ещё не согласились выучиться самообороне.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]