A drink traduction Turc
27,578 traduction parallèle
Buy you a drink.
İçki ister misin?
Do you want a drink?
- İçki ister misin?
When a man's had a drink, that's when the truth comes out.
Bir adam içtiğinde gerçekler ortaya çıkar.
I need a drink... and a buddy.
Bir içkiye ihtiyacım var. Bir de arkadaşa.
I don't know about you, but I could use a drink after this.
Seni bilmem ama bu olaydan sonra bir içki iyi giderdi.
But standing at a party with a drink in my hand while everyone tries to introduce me- - it's the worst, am I right?
Ama partinin tekinde elimde içkiyle herkes beni biriyle tanıştırmaya çalışırken...
That's quite a drink you're making there.
- Sağlam içki hazırlıyorsun.
I haven't really had a drink in three days.
- Hiç! Aslında üç gündür içmiyorum.
I'm going out for a drink tonight.
Bugün içmeye gidiyorum.
It seemed like you... would want to have a drink.
Bir şeyler içmek istiyormuşsun gibi geldi.
I wanted to watch a movie... and grab a drink with you.
Birlikte film izleyip içelim istemiştim.
If it's a woman, I'll buy a meal and if it's a man, I'll buy him a drink.
Kadınsa yemek, erkekse içki ısmarlayacağım.
I haven't had a drink in two seasons. Yes, Ma'am.
- İki mevsim boyunca içki içmedim.
Just pour me a drink, Mo Yeon Gomooshin-nim.
Bana bir kadeh daha doldur, yoldaş Mo Yeon.
- Yeah. I need a drink.
- Evet, bir içkiye ihtiyacım var.
You have a drink at this bar three times a day.
Bu barda günde üç kere içiyorsun.
How about a drink?
Ne içersiniz?
You want to grab a drink or something?
Bir şeyler içmek ister misin?
So if you want to order me a drink,
Eğer bana içki ısmarlamak istersen..
But then I wandered into the Enchanted Forest for a drink, not knowing it was a...
Sonra bir şeyler içmek için Sihirli Orman'a girdim. Oranın şey olduğunu...
If you'll agree to have a drink with me later.
Eğer benimle daha sonra bir şeyler içmeyi kabul edersen.
Would you like to go out after work, grab a drink with me?
İş çıkışında benimle bir şeyler içmek ister misin?
And now I'm gonna go out and have a drink.
Ve gidip bir şeyler içeceğim.
I would really like to buy you a drink.
- Sana gerçekten de bir içki ısmarlamayı isterim.
I could use a drink.
Bir içkiye hayır demem.
We're going to have a drink, Tommy, to celebrate our continued relationship.
Bir şeyler içeceğiz, Tommy, ilişkimizin sürekliliğini kutlamak için.
Grab a drink?
Bir şeyler içmek ister misin?
Let's get you a drink.
Hadi birşeyler içelim.
Can I buy you a drink?
Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
Why don't you meet me at Finn's for a drink?
Finn'in Yer'inde içki içelim mi?
" I could really use a drink right now.
Şimdi bir içki olsa ne iyi olurdu.
I'll get you a drink.
İçecek ısmalayayım size?
Like I'm ordering a drink in the club car.
Sanki arabama içecek sipariş ediyorum.
So I can't have a drink at dinner?
Akşam yemeğinde de mi içemeyeceğim?
Who will join me for a drink to celebrate my new position?
Yeni pozisyonumu kutlamak için kimler benimle içmeye geliyor?
I have to warn you, I get a little handsy when I drink.
Ama seni uyarayım, sarhoşken ellerime hiç hakim olamam.
Clearly had a little too much to drink last night.
Belli ki dün gece içkiyi fazla kaçırmışım.
Best way not to get a DUI is to drink at home.
DUI'ye yakalanmamanın en iyi yolu evde içmektir.
I can find a way to drink.
İçmenin bir yolunu bulabilirim.
Let's drink up a box of soju.
Hadi bir şişe sojuyu devirelim.
Let's drink it all with a big glass.
Hepsini büyük bardakta içelim.
I don't drink with a woman.
Kadınlarla içki içmem.
There is a way you can drink this, right?
İçmenin bir yolunu bulabilirsin, değil mi?
I know someone who would make a fantastic energy drink researcher.
Fantastik enerji içeceği araştırması yapacak birisini tanıyorum.
A private military contractor buying my little energy drink business.
Gizli bir askeri yüklenici benim küçük enerji içeceği işimi satın alıyor.
Let's play Call of Duty and drink a beer or two. "
Call of Duty oynar, birkaç bira içeriz " dedim.
So we'd choose a hotel, nothing fancy, and, uh, the guys would come in and hang out, you know, smoke, drink, eat pizza, fuckin', and we'd hurry up
Dikkat çekmeyen bir otel seçtik ve çocuklar gelip orada takılıyordu. Sigara içiyor, alkol alıyor, pizza yiyor, seks yapıyor ve beş, altı, yedi çocuğu hızlıca gözden geçiriyorduk.
Wanted to meet for a late drink.
Birlikte bir şey içmek istiyordu.
- May I offer you a drink?
İçki alır mısınız?
Of course, my Lord, I am at your service, but without hot food and drink you might have a mutiny on your hands.
Tabii, lordum. Hizmetinizdeyim. Ama sıcak yemek ve içecek olmazsa isyan çıkar.
I'm too busy hacking up a lung to drink, so...
Ciğerleri bayram ettirmekle meşgulüm, o yüzden...
drink 1827
drinks 220
drinking 264
drink your tea 26
drink your milk 19
drink your coffee 21
drinking beer 18
drinking wine 19
drink it 243
drink the water 19
drinks 220
drinking 264
drink your tea 26
drink your milk 19
drink your coffee 21
drinking beer 18
drinking wine 19
drink it 243
drink the water 19
drink your drink 16
drink some water 60
drink with me 19
drinks on me 39
drink up 432
drinks are on me 60
drink it all 23
drink this 338
drink that 36
drink it up 21
drink some water 60
drink with me 19
drinks on me 39
drink up 432
drinks are on me 60
drink it all 23
drink this 338
drink that 36
drink it up 21