A look traduction Turc
95,665 traduction parallèle
He gives me a look like, "How did he know?"
O da "Nereden biliyor?" der gibi bakar.
Sophia, you're gonna wanna take a look at this.
Sophia, bunu görmen gerekiyor.
Jesse, come and have a look!
Jesse, gel de şuna bak!
I'm gonna go have a look, okay?
Ben kontrol edeceğim tamam mı?
I opened it expecting to find ice cream and instead there was a dead guy with a look on his face like I surprised him.
Dondurma bulmayı umarak açtım. Onun yerine, sanki ben onu şaşırtmışım gibi bakan ölü bir adam vardı.
Take a look inside.
İçine bak.
Might have to take a look at that in the next software patch.
Sonraki güncellemesinde buna bir göz atmam gerekebilir.
That'll allow me to have a look around inside his mind.
Bu durum onun zihnine göz atmama izin veriyor.
Let's go take a look at that body-cam footage.
Gidip şu vücut kamerası görüntülerine bakalım.
Let's have a look.
Hadi göster.
Did you get a look at his face?
- Yüzünü gördün mü?
- Take a look.
Şuna bir bak.
let's take a look.
Bakalım.
You know, when she was in bathroom, I got quite a good look at her.
Banyoya girdiginde iyice baktim.
You look like a star.
Tipki bir yildiz gibisin.
The referee is a client, and Wexler Artists look out for each other.
Hakem benim sanatcimdi ve Wexler Sanatcilari birbirini kollar.
I'm no doctor, but Sandy look like crap on a stick.
Ben doktor degilim ama bok gibi gorunuyorsun Sandy.
That's great, Bettina, making this dress look like a million bucks.
Çok iyi, Bettina, elbiseyi milyon dolarlık gibi gösterdin.
I guess, but a person's look isn't all who they are.
Sanırım, ama birinin görünüşü, onun her şeyi değildir.
Now, I know I may look like a little girl to you, but I am here to tell you that I'm not.
Sana küçük bir kız gibi görünebilirim ama sana öyle olmadığımı söylüyorum.
It'd look good in a museum exhibit about lady astronauts from the'70s.
Bence 70'lerin kadın astronotlarıyla ilgili müze sergisinde güzel durur.
Doesn't this place look like the inside of a piñata's butthole?
Burası bir kuklanın poposunun içine benzememiş mi?
Unlike forcing me to use my trip to Tinseltown to look at a house.
Tinseltown'a yolculuğumu bir eve bakmak için zorlamanın aksine.
- Look, I don't give a shit how much you offered, you're not gonna buy your way out of this thing without telling the world what you did.
- Dinle ne kadar teklif edeceğin umurumda değil. Dünyaya ne yaptığını itiraf etmeden bu işten sıyrılamayacaksın.
Look, I'm really not a part of all this...
Bak, ben bunun bir parçası değilim gerçekten.
Look. If we'd come to take this place back, there'd be a lot more of us, and you know that.
Bakın, burayı geri almaya gelseydik sayımız çok daha fazla olurdu, siz de biliyorsunuz.
Let me take a look.
Kahretsin. Bir bakayım.
Denise wants him to look at Syracuse.
Denise, onu Syracuse'a bakmasını istiyor.
Look, Beth got your number from a private investigator, but... I-I still don't get it.
Beth numaranızı özel bir müfettişten aldı, ama hala anlamıyorum.
They look like a couple of nice folks.
İyi bir çifte benziyorlar.
Wait a second. Lily's smart? - Look.
Nasıl yani, Lily zeki miymiş?
The one time that I thought that he was going to be a good father, and he teaches Manny how to be a dog! I'm gonna kill him! Hey, look at me!
İlk kez iyi bir babalık yapacağını düşündüm ama o gidip Manny'ye nasıl pislik olunacağını öğretmiş.
I was under the impression that, um, I was going to be hired here, and I've actually told quite a few people that I was hired, so... if I wasn't, then it would look like I was fired.
Aslında birçok kişiye de işe alındığımı söylemiş bulundum, yani eğer işe alınmadıysam, kovulmuş gibi gözükürüm.
Look, it has a screen so you can see all the food that's inside.
- Bak, ekranı da var. İçindeki yiyecekleri görebiliyorsun.
Look, we're a team now, and I have a saying... a tea...
Bak, artık bir takımız ve ben şöyle diyorum : Güven -
Well, if you have nothing to hide, I'm sure you wouldn't mind us taking a quick look around.
Saklayacak bir şeyiniz yoksa, etrafa hızlıca bir göz atmamıza izin vereceğinize eminim.
You look like a bag lady.
- Evsiz bir kadın gibi görünüyorsun.
Look, those people were promised a better life.
O insanlara daha iyi bir yaşam sözü verildi.
Look, I know you two still have a lot to work out, but right now, I need you on the same page, okay?
Bakın, hâlâ çözmeniz gereken şeyler olduğunu biliyorum. Ama şu anda ortak çalışmanıza ihtiyacım var tamam mı?
But you are right that was something wrong happens around here, there's a tendency to blame men who look like Cesar.
Ama haklısınız. Ne zaman burada ters bir şeyler olsa Cesar gibileri suçlamak alışkanlık olmuş.
Look, a man has a right to protect his property.
Herkesin özel mülkünü koruma hakkı vardır.
Do I look like a serial killer'?
Ben hiç seri Katile benziyor muyum?
Look, what I'm tryin'to tell ya is I can be a real bastard without even tryin', and I'm sorry.
Şunu demeye çalışıyorum bazen hiç çabalamadan piçin teki olabiliyorum. Özür dilerim.
Listen, I know we've been through a lot... But look where we are.
Çok şey atlattık ama... nerede olduğumuza bak.
While you're here, I might as well have a quick look, make sure that everything is in fighting shape for tonight.
Hazır buradayken bu gece için... her şey yolunda mı değil mi diye kısa bir kontrol yapayım.
I know, but then I look at you and I think you got a great career.
Ama şimdi sana bakıyorum, harika bir kariyerin vardır.
It's an historical look at the undead and a very legitimate project.
Yaşayan ölülere tarihsel bir bakış atıyor, çok kaliteli bir proje.
Look, I know we got off to a bad start with the whole guacamole thing, but everyone has something cool to do except me.
Şu avokado sosu olayı kötü bir başlangıç oldu ama ben hariç herkes havalı bir şey yapıyor.
- Look, the only thing we did wrong was make a deal to get me into the Bar.
- Tek yanlışımız benim için BARO'da görüşme ayarlamamızdı.
Look, I am gonna tell Nathan everything as soon as my hearing is over.
Mülakat biter bitmez Nathan'a her şeyi anlatacağım söz.
Look, I'm sorry, man. This is not a good time.
Üzgünüm dostum hiç iyi bir zaman değil.
look 107427
look at me 7366
looking 1024
look at this 4731
looks 103
lookin 41
lookie 51
looky 64
look at him 1555
look at her 948
look at me 7366
looking 1024
look at this 4731
looks 103
lookin 41
lookie 51
looky 64
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look on the bright side 174
look at your face 75
looks like 280
look at yourself 268
looking good 543
looking for a job 23
look at it 733
look at you 3730
look at that 4253
look on the bright side 174
look at your face 75
looks like 280
look at yourself 268
looking good 543
looking for a job 23
look at it 733