A man is dead traduction Turc
458 traduction parallèle
A man is dead.
Bir adam öldü.
A man is dead.
Birisi öldü.
- You. You know when a man is dead?
- Bir insanın ölüp ölmediğini anlar mısın?
What about? - A man is dead - it's usual.
- Biri öldü - bu normaldir.
- But a man is dead!
- Burası sizin eviniz olabilir, ama bir adam öldü!
A man is dead, and this boy is hurt.
Bir adam öldü, ve bu çocuk yaralandı.
Because a dead man's knife is bad medicine!
Çünkü ölü adamın bıçağı kötüye işarettir!
Believe me, Mr. Kringelein, a man who is not with a woman... is a dead man.
İnanın bana Bay Kringelein, kadınsız bir erkeğin... ölüden farkı yoktur.
This strange man you call a monster is dead.
Canavar dediğiniz garip adam öldü.
That my father instilled life into a dead man is perfectly true.
Babamın ölü bir adama hayat verdiği tamamen doğru.
Keeping watch in the home of a dead man is not a job.
Ölü bir adamın evinde nöbet tutmak iş değildir.
One night on the beach he saw a man he thought was dead, probably our friend big foot there and was rash enough to write Lestrade a note about it.
Bir gece sahilde ölü olduğunu sandığı bir adam gördü, muhtemelen dostumuz büyük ayak orada idi ve onun hakkında Lestrade'a bir not yazmakla akıIsızlık etti.
Prince, one does not bury a man before he is dead.
Prens, bir adamı ölmeden gömmezler...
In a locked room at the top of this house, a room to which no one but myself has access, a dead man is lying across a table.
Evin üst katında yalnızca benim girebildiğim kilitli bir odada, masada ölü bir adam yatıyor.
"A man is lying dead on the floor."
" Bir adam yere düştü.
where violent sorrow seems a modern ecstasy ; the dead man's knell is there scarce ask'd for who ;
Ölüm çanları çaldığı zaman kilisede... kimin için çaldıkları sorulmuyor bile.
You must understand any man may be friendly with a woman whose husband is dead but not with a maiden like Sonseeahray.
Şunu anlaman gerek. Kocası ölen bir kadınla herkes arkadaşlık edebilir. Ama Sonseeahray gibi bir bakireyle bu olmaz.
"A cripple like me is still alive, while a man who still had a lot to live is dead."
"... benim gibi ölmesi gereken birisi hâlâ yaşıyorken daha çok yaşaması gereken adamlar ölüyor " derdi.
The white man is leaving and the red man is left with a bitter memory of dead and wounded.
"Beyaz adamlar buradan ayrılıyor, Kızılderililer de burada kalıp... Ölü ve yaralılarının acı hatıralarıyla yaşamaya devam ediyor."
A man's dead, and our boy here is stuck with it.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
He told me any police officer can bring in a dead man, the trick is to bring him in alive.
Aranan birinin cesedi para etmez derdi, önemli olan onu diri getirmek.
I ain't educated in fancy art... but I do know the face of a dead man when I see one, and this is it.
Ama gördüğüm an ölü bir adamı yüzünden tanırım. Bunun gibi.
All I got here is a bunch of dead-man's clothes to wear!
Elimdeki tek şey ölü bir adamın bir bohça kıyafeti!
They dig a grave in the sand and they keep the drums going till the sick man is dead.
Kuma bir mezar kazmışlar ve hasta adam ölene kadar davul çalmaya devam edecekler.
A dead man lying face down in the mud of a field is no answer to peace.
Cephede çamura batmış ölü adamlarla barış sağlanmaz.
All we know is a man's dead, and that's that.
Tek bildiğimiz bir adamın öldüğü, hepsi o kadar.
A dead man... A saint is invincible, even for the Tsar!
Ölü bir adam, çar karşısında bile yenilmezdir!
A decent old man is dead and you're in it.
O zavallı adam öldü ve sen de işin içindesin Tommy.
To think a half-dead man is still capable of it.
Yarı ölü bir adamın hala yapabildiğine inanmak...
It is an act of solidarity for a dead man.
Ölen bir adam için dayanışma gösteriyoruz sadece.
The private life is dead... for a man with any manhood.
Özel hayat öldü. Erkekliği olan her erkek için.
But here, above the monster Amensit, who, as you can see, is part crocodile, part lion and part hippo, and who waits to devour the heart of the dead man is the glyph for a house.
Ama burada, görebileceğiniz üzere ölü adamın kalbini yemek için bekleyen yarı timsah, yarı aslan ve yarı hipopotam olan canavar Amensit'in üzerinde bir ev şekli var.
Consider first the silence of a man when he is dead.
Öncelikle ölmüs bir adamın sessizliğini düşünün.
You're so certain about everything, not one of your certainties is worth a strand of a woman's hair, you're not even sure if you're alive because you act like a dead man, and I, I look like I have nothing, but I'm sure of what I am, sure of everything,
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
All it would take is a single word from me and you're a dead man!
Benim hakkımda en ufak bir laf... duyarsam, sen öldün!
If you do, Shusui is a dead man!
Hareket edersen, Şusui ölü bir adam olacak!
- One man has a chance for survival, the other is dead.
Sadece iki saatlik havamız var. Bir adamın yaşama şansı var, diğeri ölü.
- In the empty town? - Yes, Colonel. Either they hand over Cuchillo and the gringo or they evacuate the city because at midnight, when we come, whoever is left is a dead man.
Ya bıçak ve yabancıyı teslim edecekler yada kasabayı tahliye edecekler çünkü biz gece yarısı geldiğimizde geride kalan herkes ölecek.
The only thing I'm sure of, he is a dead man.
Emin olduğum tek şey ölü bir adam olduğu.
The most cooperative man in this world is a dead man.
Dünyadaki en iş birlikçi adam ölü bir adamdır.
Is this a dead man, doctor?
- Doktor, bu adam ölü mü?
Such a great man is now dead!
Mükemmel bir adam artık ölü.
– Why is he talking to a dead man?
- Neden bir ölüyle konuşuyor?
Sorty, Dago, but this man's still alive and that other man is dead, and that's a fact.
Kusura bakma, Dago, ama bu adam yaşıyor, öbürü ise öldü. İşin gerçeği bu.
Could it be that Doctor Forrest has been attacked by highwaymen and left for dead and this is the man they've telegraphed
Belki eşkıyalar Doktor Forrest'a saldırmışlardır. Bu adam da onun öldüğünü haber vermek için...
He who breaks it is a dead man.
Bu kuralı çiğneyen adam, ölü bir adamdır.
And there is only one thing to do with a dead man.
Ve ölü bir adam ile yapılacak tek bir şey vardı.
This man is a dead as one can get.
Bu adam olabildiğince ölü.
There is nothing to be gained from slaying a dead man.
Ölü bir adamı öldürerek kazanılacak bir şey yok.
Milan has gone mad and the violinist is a dead man.
Milan çıldırdı. - Kemancı artık ölü sayılır!
God! As the life of a man is filled with dead.
Ölenler unutulmuyor.