A show traduction Turc
26,236 traduction parallèle
Joss Whedon's gonna show some deleted scenes and do a question and answer session.
Joss Whedon silinmiş sahneleri gösterip soru-cevap yapacakmış.
Excuse me, can I please see a show of hands?
Ellerinizi kaldırır mısınız?
A show of hands.
Elleri göreyim.
Emcee : Milken's putting on a show
Milken sahanın diğer tarafında...
Like, um, after a show or something.
Gösteriden sonra mesela.
I'm a featured ensemble dancer in "Ramblin'Jack's Banjo Review" and I have a show Saturday.
Ramblin'Jack's Banjo Review'deki en önemli dansçılardan biriyim ve Cumartesi sahnem var.
- Yes, and you will slash one as a show of good faith.
Evet ve iyi niyet gösterisi olarak birisini kapatacaksınız.
And as a show of solidarity, I'm gonna join you.
Bir dayanışma gösterisi olarak ben de içmeyeceğim.
Take in a show, do a little bit of shopping, have a facial?
Gösteri izlemeye gitmiştir, sonra alışveriş yapar, yüz bakımını falan yaptırır herhalde.
There was another spontaneous combustion on a talk show this morning.
Bu sabah bir talk show'da aynı sırada patlama yaşandı.
Our family went to go see a talk show get filmed.
Ailecek, filme alınan bir talk showu izlemeye gitmiştik.
Look, I'm sorry to show up like this, sir, but... things took a little longer than I thought.
Bakın, bu şekilde geldiğim için üzgünüm ama işler düşündüğümden uzun sürdü efendim.
Hey, uh, Liza Anne's playing a secret show tonight at Largo.
Liza Anne'nin Largo'da gizli bir konseri varmış.
Let's show everyone what a group of girls...
Herkese bir grup kızın neler yapabileceğini göst...
Colonel Witt here has something of a fireworks show in mind.
Colonel Witt'in onlara gösterecek havai fişek tarzı şeyleri var.
I want to go to a Broadway show.
Broadway şovuna gitmek istiyorum ben.
Mm-hmm. Such a clever show.
Çok zekice bir dizi.
This isn't a quiz show.
Bilgi yarışmasında değiliz.
Could be a show of strength.
- Güç gösterisi olabilir.
Not really... because someone who goes to the trouble to stage a big show like the one that we just saw, doesn't make the mistake of leaving a gun in his locker, right?
Bariz hem de. - Pek sayılmaz. Çünkü bugün gördüğümüz sahneyi hazırlama zahmetine giren biri, dolabında silah bırakacak hataya düşmez, öyle değil mi?
It mirrored a source of power they saw in the heavens. To show me how, he takes me 40 miles away to the ruins of the city of tikal.
Göklerde gördükleri bir güç kaynağını yansıtıyorlar.
A random nine, or the nine with the parents who volunteer and actually show up?
Rastgele dokuz çocuk mu yoksa gönüllü olan ve okula ailesi giden dokuz çocuk mu?
We got a boat to build if we want to show this camp how Axl's Avengers roll.
Axl'ın Yenilmezleri'nin nasıl olduğunu göstermek istiyorsanız tekne yapmamız gerek.
So I think that when a parent who has a history of sucking as much as I do takes the time to show up, you better stand up and take notice!
Tarihin en kötü velisi olarak buraya gelip kavga edecek kadar zaman bulduysam ayağa kalkıp dikkate alsanız iyi olur!
- Follow me to your eating'spot I will show you, and then y'all will have a great meal.
- Beni takip edin sizi yeme noktanıza götürüp harika bir ziyafet çektireceğim.
Ashley called out sick, Dillon's a no-show, and I have no employees here today, so please get in line.
Ashley hasta olduğunu söyledi, Dillon da ortalıkta yok, ve burada bu gün çalışanım yok, ve lütfen sıraya gir.
Look, I have Frank and Monica as parents, even I know how to show up and turn on a fuckin'TV.
Ulan benim ebeveynlerim Frank ile Monica, ben bile vaktinde televizyonu açıyorum.
Looks like a good time. We can get another cocktail after the show.
Gösteriden sonra orda bir şeyler içebiliriz.
I'd been looking for a tape of this June'77 Winterland show for literally years.
Haziran 1977 Winterland kasedini yıllardır arıyordum.
I got a new segment called "Linebacker U," so we're gonna want the top dog on my show, man.
"Defans oyuncusu U" adından yeni bir bölümüm var ve programıma revaçtaki herifi çıkarmak istiyorum.
It's your chance to show the world you got a brain.
Dünyaya beyninin olduğunu gösterme fırsatın bu.
Travis, not a two-hour show.
Travis, iki saatlik bir program değil bu. - Hadi dostum.
I-I did a medium show in Reno for six months.
6 ay Reno'da medyum gösterisi yaptım.
We need a revolution to show politicians how angry we are.
Politikacılara ne kadar... sinirli olduğumuzu göstermek için bir devrime ihtiyacımız var.
For a father to show his son what he's achieved?
Bir babanın oğluna ne elde ettiğini göstermesi?
No, no, show me on a map here.
Hayır, hayır, harita üzerinde göster.
You know, one of these days I'm going to retire, you're going to take me out there, show me a thing or two.
Biliyorsun, bir gün emekli olacağım, ve beni oraya götürüp bana birkaç şey göstereceksin.
Perhaps the others hadn't had a chance to show any symptoms, or they were immune.
Belki diğerlerinin semptomları gösterecek zamanları olmamıştır ya da bağışıklılardır.
So... The little minx was a no-show.
Demek küçük şırfıntı gelmedi.
I mean, come on. Who would fall in love with a freak show like you?
Hadi ama, senin gibi bir ucubeye kim aşık olur ki?
Detective. I think Vicky here is ready for a little bit of show-and-tell.
Sanırım Vicky gösterip elletmeye hazır.
The emotion-charged gong show of a child of divorce who may or may not have broken a deal with his dad by allowing his mum to stay on Earth.
Duygularına sahip çıkamayan çocuk annesinin dünyada kalmasına izin vererek babasıyla olan anlaşmasını bozmuş olabilir.
Hoping he'd... I don't know, show up and make a scene. Oh.
Gelip... ne bileyim olay falan çıkaracağını düşünmüştüm.
I want you to show me how to be a tool.
Nasıl faydalı olacağımı göstermeni istiyorum.
Look who bought a ticket to the gun show!
Neler görüyorum böyle?
Well, Vince was a no-show at the studio.
Vince stüdyoya hiç gelmedi.
Tonight's not gonna be a typical show.
Bu gece sıradan bir gösteri olmayacak.
Ladies, can we please show a little compassion for our friend?
Hanımlar, arkadaşımız için biraz şefkat gösterebilir miyiz lütfen?
You vanish for a decade and a half, show back up to watch Dad die, then disappear on "walks" for hours.
On buçuk yıldır ortada yoksun, babamın ölümünü izlemeye geliyorsun sonra da yürüyüşe çıktım diye saatlerce yok oluyorsun.
Show me a picture.
- Bir resmini göstersene.
My reunion was a shit show.
Toplantım boktan bir gösteriydi.
a shower 30
show 427
showtime 244
shows 50
shower 112
showers 23
showgirls 18
show me the money 40
show me your face 32
show me 1170
show 427
showtime 244
shows 50
shower 112
showers 23
showgirls 18
show me the money 40
show me your face 32
show me 1170
show it to me 113
show me what you got 106
show yourself 289
show us 126
show no mercy 20
show me something 32
show time 64
show me your hands 307
show me how 19
show it 54
show me what you got 106
show yourself 289
show us 126
show no mercy 20
show me something 32
show time 64
show me your hands 307
show me how 19
show it 54