Absolutely no traduction Turc
3,249 traduction parallèle
He had absolutely no right to be there.
Bunu yapmaya hiçbir şekilde hakkı yoktu.
You had absolutely no idea.
- Hiçbir fikrin yoktu.
I had absolutely no idea what was in the storage unit.
O depoda ne olduğuna dair bir fikrim yoktu.
Just in case you accidentally wander into a voting booth one day, there are some things you should know, and one of them is there is absolutely no evidence to support the statement that we're the greatest country in the world.
Olur da bir gün kazara kendini oy kabininin içinde bulursan diye söylüyorum, aklında tutman gereken bazı şeyler var ve bu şeylerden biri de dünyanın en iyi ülkesi olduğumuz açıklamasını destekleyecek hiç ama hiçbir kanıtın bulunmadığıdır.
Absolutely no one is to know about this until the poison is identified and His Majesty recovers.
Hata istemiyorum. Bunu yapanları bulana kadar ve Kral iyileşene kadar bu gerçek kimse tarafından bilinmemeli.
He has absolutely no idea where to go with this novel.
Bu romanın nereye gideceğine dair hiçbir fikri yok.
I said hello to him once in a restaurant, and there was absolutely no chemistry.
Bir keresinde bir restoranda selam vermiştim ve aramızda en ufak elektrik olmamıştı.
I don't know what you thought you saw, Phil, but our child just got some terrible news and had absolutely no reaction. Doesn't that concern you?
Ne gördüğünü sandığını bilmiyorum, Phil, ama az önce çocuğumuza çok üzücü bir haber verdik ama hiç bir tepki vermedi Hiç endişelenmedin mi?
I thought I had absolutely no chance at that.
Bununla hiç şansımın olmadığını düşünüyordum.
The thing is I have absolutely no sense of how he really feels about me because when we are together, he's so there and he's so present.
Benim hakkında nasıl düşündüğü hakkında bir fikrim yok çünkü birlikteyken, tamamıyla yanımda oluyor.
No ceremony, no memorials, and absolutely no bringing of flowers to my grave.
Merasim yok, anma törenleri yok ve kesinlikle mezarıma çiçek getirmek yok.
So, Sookie there is absolutely no guarantee... -... that what we're about to try will work.
Sookie, deneyeceğimiz şeyin işe yarayacağının garantisi yok.
Gas that accumulates in the dome is absolutely no impact on the shooting.
Atış yapılmadan önce tank hareket ettirilmemelidir.
I have absolutely no idea how to be a mother.
Nasıl anne olunur en ufak bir fikrim dahi yok.
There's absolutely no way he could have lied to the people he loved for so long.
Sevdiği insanlara bu kadar uzun süre yalan söylemiş olmasının kesinlikle imkânı yok.
So I take it there's absolutely no point in asking if you'd like to grab a drink. I can't.
Benimle içmeye gelir misin diye sormamın neredeyse hiç anlamı yok, öyle değil mi?
I have absolutely no idea who that is.
O adamın kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok.
And in the intervening years between then and now, has there... no, absolutely not.
Ve o günden bugüne geçen zaman içinde acaba... - Hayır, kesinlikle.
I can't find absolutely no sign of infection whatsoever.
Enfeksiyona dair hiç bir belirtiye rastlamadım.
You have absolutely no idea what I'm going through right now, okay?
Ne ile uğraştığım hakkında hiçbir fikrin yok.
There's absolutely no actual information on this site.
Sitede gerçek bir bilgi yok.
You know, like one Google search of me and you'll find my FBI file photo, but I have absolutely no idea what you look like.
Sen beni google'dan aratıp FBI fotoğrafımı bulmuş olabilirsin ama benim senin neye benzediğin hakkında hiçbir fikrim yok.
There is absolutely no changes allowed...
Kesinlikle hiçbir değişikliğe izin yok...
Remember, in this economy, there is absolutely no shame in putting your hard-earned cash in a savings account or t-bills.
Unutmayın, ekonomi bu durumdayken zar zor kazandığınız paraları banka hesaplarına, veya hazine bonolarına yatırmanız çok doğru olur...
- I have absolutely no idea.
- Kesinlikle bir fikrim yok.
- No, absolutely not.
- Yo, kesinlikle olmaz.
Look, when I was six, my dad left my mother for absolutely no reason.
Ben altı yaşımdayken babam ortada hiçbir sebep yokken annemi terk etti.
I had all the gifts, all the tools, I just had absolutely no focus.
Gerekli olan her şeye, yeteneğe ve aletlere sahibim. Ama hiç odaklanamıyorum.
He has absolutely no principles or rules.
Ne ilkeleri ne de kuralları var.
The only treatment is a steady diet of no action, no adventure, and absolutely no getting angry.
Tek tedavisi hareketten, maceradan ve kesinlikle sinirlenmekten uzak durmak.
I don't know, maybe he's afraid of blocking absolutely no one's view.
Bilmem, belki de birinin ekranı görmesine engel olmaktan çekinmiştir.
There's absolutely no record of me being here whatsoever.
Hayır. Kesinlikle benim burada bulunduğuma dair hiçbir kayıt yok.
No idea. Absolutely not.
Kesinlikle hayır.
There's absolutely no other way.
- Kesinlikle başka yolu yok.
Now Celeste has absolutely no idea that Paolo's even looking for her, and she won't know to meet him at Kismet, and that just breaks my heart.
Paolo'nun onu aradığından Celeste'nin haberi bile yok, ayrıca onu Kismet'te beklediğini de bilmiyor ve bu beni çok üzüyor.
Absolutely no texting while driving ever.
Direksiyondayken kesinlikle mesaj yazmak yok.
- No way, absolutely not.
- Hayır be!
No, absolutely not.
- Hayır, kesinlikle hayır.
- No, absolutely.
- Hayır kesinlikle.
No, I absolutely did not forget the blue bag.
Hayır, tabii ki mavi çantayı unutmadım.
No, absolutely, but... it's not like you can bring the old guy back.
Hayır, kesin öyledir ama... Ölenle ölünmez sonuçta.
No, absolutely.
Hayır, sorun olmaz.
Lieutenant Flynn, are you absolutely sure there's no more room in the parking lot?
Komiser Flynn, otoparkta yer kalmadığından emin misiniz?
No, you're absolutely right.
Yok, kesinlikle haklısın.
- Absolutely, you're in no hurry at all.
- Kesinlikle, hiç acelen olmaz.
Absolutely, no worries.
Kesinlikle, sıkıntı yok.
So you're absolutely positive he had no visitors?
Yani onun ziyaretçisinin olmadığına kesin eminsiniz?
No, that's absolutely the case.
Evet, aynen olayın çözümü bu.
What became clear at a certain point was that you were gonna grow up with Michael Polley and Diane, and there was not only no point, that it would be absolutely a mistake to cast a shadow on that.
Şu kadarı kesindi Michael Polley ve Diane ile büyüyecektin. Bu hususa gölge düşürmek kesinlikle bir hata olurdu kaldı ki bir anlamı da olmazdı.
- No. You're absolutely positive that this one is too...
Sen kesinlikle bunun çok...
No, no, no, you should join us. Absolutely.
Hayır, hayır kesinlikle bize katılmalısın.
absolutely not 1984
absolutely no idea 17
absolutely nothing 225
absolutely none 24
nothing 25771
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
nope 8135
not allowed 48
absolutely no idea 17
absolutely nothing 225
absolutely none 24
nothing 25771
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
nope 8135
not allowed 48
normal 592
note 183
noth 18
nora 980
novak 48
no response 122
no one cares 99
noelle 93
nooo 196
nostalgia 21
note 183
noth 18
nora 980
novak 48
no response 122
no one cares 99
noelle 93
nooo 196
nostalgia 21
no i haven't 34
norma 481
no message 40
north 417
nova 39
nose 139
no change 141
noah 1080
norman 1375
noble 60
norma 481
no message 40
north 417
nova 39
nose 139
no change 141
noah 1080
norman 1375
noble 60