Afternoon traduction Turc
20,993 traduction parallèle
Morning, afternoon, night?
Sabah, öğle, gece?
We got a pastor coming tomorrow a.m., and then she's scheduled to pass tomorrow afternoon.
Yarın öğleden önce bir papaz gelecek ve geçişi de öğleden sonraya ayarlandı.
When I see you this afternoon, you'd better be ready to recite that tax code in Esperanto.
Bu öğleden sonra seni gördüğümde Iyi okumaya hazırsın Bu vergi kodu Esperanto'da.
- Afternoon, sheriff.
- Tünaydınlar, Şerif.
It's the afternoon.
Öğlen oldu.
- Good afternoon.
- İyi günler.
Uh, yes sir, this afternoon, as soon as he's processed...
Evet efendim, öğleden sonra işlemleri bittikten sonra...
- Good afternoon, Miss Erika.
- Tünaydın, Bayan Erika.
I love you. Hey, Sarge, heard you on the radio this afternoon.
Seni sevıyorum Hey, Çavuş.
And then she rejected me on the very couch that, earlier that afternoon, I had helped her move, so I ask you, please consider my bill, because in my America, fair is fair.
Hem de taşınmasına yardım ettiğim günün akşamı. Sizden rica ediyorum, bana yapılanları göz ardı etmeyin. Çünkü benim Amerika'mda, adalet yerini bulur.
And this afternoon my wife needs to go to King's Cross station.
Ve bu öğleden sonra eşimi King's Cross istasyonuna götüreceksin.
"to visit us at Trenwith tomorrow afternoon."
"... Trenwith'te ağırlamaya ikna etmek isterim. "
There's a feeling here that this witness has held up pretty well this afternoon.
Bugün bu tanığın dinlenmesi, günün yarısını aldı.
This afternoon, Anita Hill's friends and supporters made a very credible appearance.
Bugün, Anita Hill'in arkadaşları ve destekçileri inandırıcı bir duruş sergilediler.
Afternoon.
İyi akşamlar.
Good afternoon, Gunnery Sergeant.
İyi günler, Çavuş Gunnery.
I can get you the paperwork by this afternoon.
Evrakları bu öğleden sonraya hazırlamış olurum.
I have new people coming this afternoon.
Bu öğleden sonra yeni müşterilerim gelecek.
And I promised him we'd finish his spaceship this afternoon.
Ve bu öğleden sonra uzay gemisini bitireceğimize söz verdim.
Carlos Coronas, the alleged kidnapper of Patricia de Lucas's son has been released this afternoon for lack of evidence.
Patricia de Lucas'ın oğlunu kaçırdığı düşünülen Carlos Coronas delil yetersizliğinden bu öğleden sonra serbest bırakıldı.
And yesterday afternoon?
Peki dün öğleden sonra?
Will I see you at the Bobby Flay meeting this afternoon?
Bu akşam üstü seni Bobby Flay buluşmasında görecek miyim?
They're gonna sign with Harper Collins this afternoon.
Öğleden sonra Harper Collins ile imzalayacaklar.
You promised me that we were taking down Dr. LeFreeze this afternoon.
Öğleden sonra Dr. LeFreeze'i alt edeceğimize söz vermiştin.
Good afternoon, sir.
- İyi akşamlar efendim.
Good afternoon.
Tünaydın.
Good afternoon.
- İyi akşamlar.
She was buried this afternoon.
Bugün öğle vakti defnedildi.
I said, "Come on, you old man, settle that ass down!"'Course I'm the one who had to spend the whole afternoon picking out the bubble gum from his bush.
Ona "Hadi ama şu yaşlı kıçını durult" dedim. Çünkü tüm öğleden sonrasını sik kıllarındaki sakızı çıkartarak geçiren bendim.
It went on the whole afternoon.
Tüm öğleden sonram gitti.
- Whole afternoon... pick, pick, pick, pick.
- Koca bir öğleden sonra. Ayıkla, ayıkla, ayıkla.
Didn't know if she mentioned that she was questioned by the police this afternoon.
Bilmiyorum kendisi bahsetti mi, bugün polis tarafından sorgulandı.
Well, I'm sorry for interrupting'your afternoon.
Pekala, rahatsız ettiğim için özür dilerim.
And Atlanta weather on this Veterans Day, mostly sunny with clouds creeping in by the end of the afternoon.
Kıdemliler Günü'nde Atlanta'da,... hava çoğunlukla güneşli, akşama doğru bulutlanma başlıyor.
Um, I'm calling to see if you'd like to join Kiki and I at the movies this afternoon.
Bu öğleden sonra Kiki ve benle film izlemeye gelir misin, diye aramıştım.
Being released this afternoon.
Bu öğleden sonra serbest bırakıldı.
Shots were fired and Tasers deployed by Containment Authority officers while attempting to detain a subhuman group of four earlier this afternoon.
Bu sabah dört kişiden oluşan bir insandışı varlık grubu Koruma İdaresi tarafından gözaltına alınırken şok tabancası kullanıldı ve ateş edildi.
Hi, good afternoon.
Merhaba, tünaydın.
High afternoon.
Tam öğleden sonra.
"I promise to put Cosima's tuition and airfare into her account this afternoon."
"Cosima'nın harç ve uçak bileti parasını bugün hesabına yatıracağıma söz veriyorum."
Mr. Chadwick owns a horse racing this afternoon at Santa Anita.
Bay Chadwick'in bu akşam Santa Anita'da at yarışı varmış.
Good afternoon.
Tünaydın
Were you working last Thursday afternoon?
Geçen Çarşamba öğleden sonra çalışıyor muydun?
Did you drink a bloody mary last Thursday afternoon?
Geçen Çarşamba öğleden sonra kanlı mary içtiniz mi?
Ko was supposed to be in London tomorrow afternoon, so why did he leave the airport, and what the hell is he doing in this neighborhood?
Peki neden havalimanından ayrıldı ve bu mahallede ne işi var?
Cancel this afternoon.
Bu öğleden sonrayı iptal et.
Well, I've been on the phone all afternoon.
Bütün öğleden sonra telefondaydım.
Good afternoon, sir.
Tünaydın, efendim.
- Good afternoon, Mr. President.
- Tünaydın, Sayın Başkan.
- Afternoon. - Hey, there.
- Selamlar.
Afternoon.
- Tünaydın.
afternoon delight 17
after 1506
afterwards 380
after all this time 215
after last night 70
after all 3969
after work 78
after school 124
after you 1009
after today 124
after 1506
afterwards 380
after all this time 215
after last night 70
after all 3969
after work 78
after school 124
after you 1009
after today 124